Zahmet oldu be TFF!

A -
A +

Geçtiğimiz hafta, ekrandan bir haber düştü önce... Dedim ki gazeteleri de bekle... Ve de yabancı sayısının 16'ya çıktığı kesinleşti. Bu karara hangi anlayışla varıldığını tabii ki bilmiyoruz. Ama bence hiç zahmet etmeyip tamamen serbest bırakıldığı açıklansaydı herkes rahat ederdi. Garibim altyapı gençleri hâlâ avuçlarını yalamaya devam edecekler... Bu arada futbolun beşiği (!) olan yerlerden ithaller de hız kazanacak... Olan ne mi olacak? Tabii ki bizim avrolara, dolarlara...

 

Hoş geldin Mesut!
... Ve Mesut Özil asıl vatanına döndü. Büyük yetenekleri sayesinde Avrupa futbolunun önemli firmalarında önemli işlerin üstesinden gelen Mesut artık Fenerbahçe forması içinde olacak. Peki, büyük firmalarda oynarken görev paylaştıklarına benzerlerle mi oynayacak? İşte bütün mesele burada... Baksanıza stoper olarak Kıbrıs liginden eleman alındı. Sakat sakat gelenler var... Allah kolaylık versin Mesut Kardeş!

 

Forvetsiz G.Saray'dan bu kadar!
Yok yok Diagne atıldı diye yazmıyorum. Oynasa ne yazar ki? Koca Galatasaray takımının forvetine bakınız! Oğulcan ki, henüz bebe. Zaten ne olacağı da meçhul... Arda hakiki forvet mi, yoksa derleyici, kurucu mu? Eh Diagne de bu olunca, Taylan'a yazık olmuyor mu? Tabii bekten hücuma katılanlara da... Merakım odur ki, Muslera döndüğünde azap mı çekecek, yoksa?..

 

Yayıncı kuruluşta Lefter masalı!
Yine geçen haftaki köşeyi bitirdikten sonra ünlü yayıncı kuruluşumuz beIN'de Lefter Küçükandonyadis anılıyordu. Ses de TRT'den ithal idi... Sonuna kadar izledim... Bu Lefter anması, kulübünün ekranından da defalarca gündeme getirildi. Ne tuhaftır ki bu büyük ustanın bizim futboldaki son yılını anlatan henüz çıkmadı. Ne mi? Sen futbolu 38 yaşında bırak, Yunanistan'a git... Sonra takım şampiyonluğa oynarken zor durumda kalsın, seni çağırsınlar. Koş gel ve 39 yaşında son maçları oyna, takımı yönet ve şampiyon yap... Var mı benzeri dünyada? Bende daha neleri neleri var büyük ustanın kimsede olmayan...

 

Cengiz Başkan’a helal olsun!
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, malum spekülasyonlar sonrası açıklamalar yaptı. Bence Galatasaray'daki son başkanların hepsine fark attı. Rahat konuştu, her şeyi söyledi. Terim Hoca ile aralarının hangi merkezde olduğunu da açık ve net ifade etti. Yeniden başkanlık için koşulları gündeme alacağını da ifade etti. Asıl önemlisi, transferde hadlerini bilerek davranacaklarını açıklaması idi. Böylece kendini kulübü yönettiğini sanan  taraftarlara "Hooop" dedi.

 

Kaya Çilingiroğlu ve anılar...
Rahmetli Prof. Dr. Kaya Ağabey ile dostluğumuz çok derin idi. Bendeniz haftada en az iki gün Çapa hastanesine gider ondan ve Aziz Alturfan kardeşimden ders alırdım. Ne dersi mi? Sporcu sakatlanmaları ve tedavileri... Allah'a şükür ki, şimdi sahtekâr futbolcuların yerden “öldüm” diye bağırmalarına sadece gülüyorum. Ve de ciddi durumlarda kaç haftalık olduğunun raconunu da kesiyorum. Kaya Kardeşim benden söz etti. Hey gidi günler hey! Rahmetli babası, Kaya miniklerde, gençlerde yüzmede Avrupa şampiyonu olduğunda ilk önce bana Tercüman'a gelirler ve röportaj verirlerdi.

 

Sergen dolmuştan inince...
Oğuzhan için spor medyasında neler yazıldı, neler konuşuldu... Ve ilk on birde yer verildi derbide... Sonra 67. dakikada çıkınca yerine Mensah girince neler oldu neler... Sergen Hoca tabii ki bizden daha iyi tanıyor oyuncularını... Onlarla yaşıyor ama sakat ve cezalı değilse Mensah direkt adamdır bana göre... Dorukhan sonraki alternatif... Dua etsin ki Atiba ve Josef var...

 

Avcı, avını nasıl avlıyor?
Trabzonspor'un çiçeği burnunda teknik adamı Abdullah Avcı, eldeki kadronun kalitesini dikkate alarak artık, "At ve de yat" taktiği ile oynatıyor. Tabii ki rakip izin verdikçe de daha da ileriye gitmeyi ihmal etmiyor. İşte takımı iyi tanıyıp, ona göre oynatmak bence bir numaralı teknik adam marifetidir.

 

Gol ve tokat bir arada...
F.Bahçe Ankaragücü'nü hiç zorlanmadan yeniyordu. Tamam da, normal pozisyonları kaçırırken rakibin ve hakemin ikramlarını kaçırmadı ve kazandı. Maçın hakemi erken FIFA kokartlı idi ve de burnunun dibinde Samatta'nın rakibine attığı tokadı görmeyip (!) golü verdi. Asıl komik ve acı olanı da VAR'daki hakem Öğretmenoğlu'nun ofsayt çizgisi göstermesi idi. Bu hakemlik kurgusu ile sizce futbolumuzun ne kadar ilerler?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.