Futbolda adalet masalı!

A -
A +

Galatasaraylı Diagne pozisyonda tabanı çok yükselterek rakibinin topa uzanan kafasına vurmuştu. Kırmızı ile dışarı çıkarken cezasının iki maç olacağını kime sorsanız altına imza atardı. Buna karşılık Fenerbahçeli Mert Hakan, yerdeki rakibine kasten tekme atarak kırmızı görmüştü. Cezası Diagne ile aynı çıktı, yani iki maç... Ancak Mert'in kulübü Tahkim Kuruluna başvurarak cezanın hafifletilmesini talep etmişti. Edildi ve de Mert sadece bir maçlık oldu. Ne adalet değil mi? Bunu Avrupa'nın her ülkesine taşıyın bir benzeri çıkarsa ben buradayım...

Helal olsun F.Bahçe Beko!
CSKA var ya basketbolda, hani şu son zamanların banko takımı... İşte onu bizim F.Bahçe, hem de seyircili salonunda yere seriverdi. Ve böylece hayal gibi görünen play off için gerekli ilk sekize göz kırptı. Bu Rus takımının kenardaki teknik adamı da giderek “Beni değiştirin” diye feryat ediyor. Rakibi F.Bahçe ise transferde harcadıklarının yerine takviyeler yapıyor. Ve de Maccabi de temizlendi bizim salonda diyelim...

Başakşehir çorbası!
Geçen sezonun sürpriz şampiyonu ama futbol oynayan takımı Başakşehir, Rizespor'a karşı da hem de kendi sahasında yenilgiden güç kurtuldu. Ve de asıl beni şaşırtan Okan Hoca’nın yaptığı oyuncu değişiklikleri ile takımı çorbaya çevirmesi idi. Sanırım ve iddia ederim ki, futbolcular da şaşkına dönmüşlerdir. Hem çıkanı hem de gireni ve de sahada devam edenleri ile...

Sumudica'nın rüzgârı bile yetti!
Gaziantep’i şampiyonluk potasına sokan ama yönetimle geçinemeyen Rumen hoca Sumudica, Rize limanına yanaştı ama henüz saha kenarında değil... Ancak ne var ki, oralara gitmesi bile çok eksiği olan takımın ayakta kalmasını sağladı. Demek ki, önümüzdeki günlerde sahaya da döndüğünde işler daha da açılacak...

Avcı sokuluyor!
Trabzonspor, Ankara'da Gençlerbirliği’ni de devirdi. “İki at sonra yat” gibi olup sadece bir yedi ve yukarıdakileri tehdit etmeye başladı. Bir de yeniler gelirse ben şimdiden zirvede dolaşanlara, “Dikkat tehlike var” uyarısında bulunayım.

Donk hamlesi!
Malatya'daki tarlada Galatasaray için işler iyi gitmiyordu. Beraberlik falan derken bir kaza golü ile maçı kaybetmek de vardı. Terim Hoca, bence geç bile kalmıştı, Luyindama'yı sahaya sürüp Donk'u, Babel'in işlemediği yere sevk etti. Golü Babel attı ama siz Donk'un rakibin yerleşimine ne kadar zarar verdiğini gözleseniz daha doğru olur.

Bay Kemal'in dünü ve bugünü...
AHaber geçtiğimiz cumartesi akşamı harika bir belgesel sundu. Konu, muhalefetin müthiş (!) liderinin aynı konu ile dün söyledikleri ile bugün söylediklerini sunmak idi. Hayli unutkan diyelim, ki aşikâr olan Bay Kemal acaba bu belgeseli izledi mi? Desenize izlese ne olur ki?.. Hayatında hiç ayna ile hesaplaşmış mı ki? Asıl trajikomik olan bu zatı alkışlayanlardır.

Alpay sana güveniyorum!
Topçuluğunda da, sonrasında da iyi dostum olan şimdinin milletvekili Alpay Özalan, bir müjde verdi. Dedi ki, bundan böyle kulüpler ayaklarını yorganlarına göre uzatacaklar. Ah Alpay ah; bunu ne zamandır hasretle bekliyorduk bir bilsen... Bu kanun çıkarsa, o palavra limitler falan tarihine gömülecek... Sabırsızlıkla bu müjdenin kanunlaşmasını bekleyeceğim... Kadıköy Çarşısına gel de balıkçılara dalalım!

Makas kime atılacak?
Başlık garip mi geldi? Açalım o zaman... Erol Bulut, son Kayserispor maçının 66. dakikasında Valencia’yı kenara alırken oyuna aldığı Sosa'yı malum kurucu görevine sürdü ve Pelkas’ı da sağ kanada. Ki o Pelkas takımı yerleştiren, oynatan adam idi. Bundan dolayı, bilmem doğru mu geldi aklıma, Mesut Özil takıma girdiğinde de bu Pelkas makas mı yiyecek ya da böyle sürgüne mi gönderilecek?

Tayyip dostum yine açılışlarda...
Başkan Tayyip Erdoğan dostum yine geçen hafta çok ama çok önemli büyük tesislerin açılışında idi... Hayırlı olsun! Ama ne yoruyorsun kendini sevgili Başkan, Bırak 1938 ile 1950 arası gibi vasıta ile gitmeyi yaya bile yürümenin zor olduğu yollarda kalsın bu ülke... Bizim Moda'da biz 1950'li yılların ortasına kadar evde suyu gece saat 24'ten sonra, o da az bir şey görürdük. Sonra hükûmet su borularını yenilerken gördüklerimiz dudaklarımızı uçuklatmıştı. İşte bugün seni eleştirenler bunlara alışkın olduğu için feryat ediyorlar. Zavallılar demekten başka ne gelir ki insanın aklına?

Antalyaspor düşman kulüp mü?
Dün sabah gazetemi alınca hemen çevirdiğim spor sayfasında bir haberi dehşet ile okudum. Antalyaspor'a transfer yasağı getirilmişti. Gerekçe de, rakam aklımda değil ama komik bir rakamla limit aşılmış idi... Ne ayıp be! Millet bir oyuncuya Antalyaspor'un aşılan limitinin bin misli ödeme yapıyor... Sonra bizim futbolda adaletten, sistemden, özerklikten söz ediliyor. Yürüyün be, ancak gidersiniz!

Sergen'in asıl marifeti!
Beşiktaş devreyi lider kapattı. Hem de neredeyse küme düşme hattına yaklaştıktan sonra. Peki bunun sırrı nedir? Zamanın büyük yeteneği ama bunu kullanamayan Sergen Yalçın'ın elindeki kadroyu çok önemli biçimde kullanmasıdır. Değişiklikler de öyle... Son maça bakınız! Atiba çıkıyor, Dorukhan giriyor. Yani geçit olmaz, çıkışta da sakatlık... Mensah çıkıyor, Ljajic giriyor. Bu giren, isminin karşılığına ulaşmaya yakın olduğu için 1-0 yenik iken giriyor. Larin yorgun. O zaman taş gibi duran N’Koudou oyunda... Ghezzal da turşu oldu. O zaman ismine uygun hâle yaklaşan Gökhan Töre içeride... Necip mi? Maç bittikten sonra Josef'in yerine... Yani Beşiktaş çorba olmuyor, aynı son maçların kafasıyla devam ediyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.