Küfürbaz nesil

A -
A +

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği için gözaltına alınıp serbest bırakılan M.E.A. davul zurnayla karşılanmış. Devlet başkanına hakaret eden oğlunu çıkışta kucaklayan anne "Onunla gurur duyuyorum" demiş. Karşılamaya CHP'li vekil ve Gençlik Kolları Başkanı da katılmış. 16 yaşındaki genç, "Mustafa Kemal'in askeri olduğumuz için bizi içeri attılar" demiş. Tabii ki çocukların yeri cezaevi değil okul sıralarıdır. Ama çocukların yeri sokaklar da değil. Ben 16 yaşındaki bir gencin tutuksuz yargılanmasından yanayım. Ancak 16 yaşındaki gence devlet büyüklerine küfür edilmeyeceğini, milyonlarca insanın oyları ile seçilip o makamlara gelmiş insanlara yöneltilen hakaretlerin aynı zamanda ona oy verenlere de yapılmış sayılacağını birilerinin öğretmesi gerekmez miydi? Hanımefendi, oğlunuz cumhurun başına küfretti diye gurur duyuyorsanız sizin aklınızdan zorunuz var demektir! Büyüğünü, küçüğünü bilmeyen; devletin birliğini temsil eden, Atatürk'ün makamında oturan, ordularımızın başkomutanı sıfatını taşıyan devlet başkanına hakaret eden bir edepsiz evladın nesiyle gurur duyuyorsunuz? Size göre oğlunuz gurur duyacak ne yaptı? Uluslararası spor-bilgi-yetenek yarışmalarında birinci olup bayrağımızı mı dalgalandırdı? Yoksa okul birincisi mi oldu?..

CHP'lilerin çabası ise tam bir aymazlık. Bundan sonra başbakana, cumhurbaşkanına, bakanlara, valilere küfreden gençler CHP tarafından onore edilecek, davulla zurnayla karşılanacak. Beyler, iyi bir aile terbiyesi almamış bir gencin bilerek ya da bilmeyerek yaptığı yanlış bir davranışı; Sayın Erdoğan'a beslediğiniz nefret yüzünden hoş görmeniz, kutsamanız yanlıştır. Gençlerimize, çocuklarımıza kötü örnek oluyorsunuz. Küfürbaz bir gençlik mi istiyorsunuz? Devlet  başkanına söven edepsiz bir çocuğa neredeyse madalya takıp kahraman ilan edeceksiniz. 16 yaşındaki bir çocuğun içeri atılması ne kadar yanlışsa sizlerin o çocuğun yaptığı terbiyesizliği hoş görmeniz, hatta kutsamanız da o kadar yanlış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı duyduğunuz kin ve nefret sağlıklı düşünmenizi engelliyor. Ona saldırıları teşvik ediyorsunuz. Ama bilesiniz ki ona yaptığınız her saldırıyı, ettiğiniz her hakareti biz ona destek verenler kendimize yapılmış gibi hissediyoruz. Ve onları misliyle size iade ediyoruz...

Malum çevreler ve onların sözcülüğüne soyunan medya 4 bakan hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonunu etkilemek için harekete geçmiş durumda. Komisyondan arzu ettikleri sonuç çıkmaz korkusuyla genel kurul oylaması için milletvekillerini etkilemeye çalışıyorlar. Bazı saf AK Partili vekiller de bu tuzağa düşüp beyan üstüne beyan veriyor. Yok efendim "Yüce Divan'a gitmekten korkmam" diyenden tutun da "Vekiller vicdanına göre hareket etsin, Yüce Divan'a gitmezlerse bu konu kapanmaz" diyene kadar duygusal tepkiler söz konusu. Beyler, aklınızı başınıza toplayın. Duygularınızla değil aklınızla hareket edin. Algı operasyonunun etkisinden kurtulun. Normal, uluslararası standartlara göre işleyen bir hukuk sistemimiz mi var ki "Yüce Divan'a gitsinler" diyorsunuz. Burada amaç yolsuzlukları soruşturmak değil. Yolsuzluk kılıfı ile hükümete karşı yapılmış bir darbeye meşruiyet mi kazandıracaksınız? 17-25 Aralık darbe girişiminin gerekçesi olarak sunulan yolsuzluk iddialarını mahkemeler inceledi, soruşturdu. Yargı organı gereğini yaptı. Yüce Divan'a gitseler de beraat edeceklerinden en ufak bir endişem yok. Ancak bunların derdi aklanma değil. Bunların derdi Yüce Divan süreci sonuçlanıncaya kadar bu iddiaları gündemde tutmak. Burada tuzak var, amaç aklanma değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.