PKK'ya "ama"sız çağrı yapın!

A -
A +
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun geniş tabanlı olası AK Parti-CHP koalisyonundan beklentileri belli oldu. Kemal Bey, "5 temel sorunu çözmek için güçlü, yüksek profilli bir Hükümet'e ihtiyaç var" demiş. Kemal Bey'e göre olası bir AK Parti-CHP koalisyonu yeni bir dış politika belirleyip uygulamak, güven veren bir ekonomi yönetimi ve politikası, eğitim politikalarının yenilenmesi, yeni anayasanın yapılması ve Kürt sorununun çözümü gibi temel sorunlar için gerekli. Bu başlıkları derinlemesine incelediğimizde ve koalisyon görüşmelerinin perde arkasına baktığımızda sanki bir AK Parti-CHP koalisyonu çok da mümkün görünmüyor. Kemal Bey açıkça, "AK Parti'nin uyguladığı dış politika, ekonomi ve eğitim politikası yanlış. Bu alanları CHP yürütsün. Bu 3 alanda mevcut politikaları CHP kendi anlayışına göre değiştirsin" diyor. CHP, eğitimde 4+4+4 sisteminin terk edilmesinden tutun da seçmene verdiği uçuk-kaçık vaatlerin yerine getirilmesine kadar birçok ön şart dayatıyor. Ekonomi politikasının CHP'ye bırakılmasını, bırakın AK Parti'yi CHP'li iş adamları bile istemez. AK Parti Hükümetlerinin en başarılı olduğu alan ekonomi yönetimi. Ön görüşmelere ilişkin detaylar yakında ortaya çıkar. Kemal Bey'in AK Parti-CHP koalisyon hükümetine biçtiği makul 2 sorumluluk var. Biri yeni bir anayasanın yapılması diğeri de çözüm sürecinin başarıya ulaştırılması. Bırakın diğer başlıkları, böyle bir koalisyon bu iki sorunu çözsün tarihe geçerler. Başka yeni bir şey yapmalarına gerek yok.

AK Parti CHP koalisyonu yeni anayasayı yapsın, çözüm sürecini başarıya ulaştırıp PKK'ya silah bıraktırsın ve ekonomiyi de rayında götürsün yeter. Ama edindiğim bilgilere göre, Sayın Cumhurbaşkanı'nın bile gündeme getirildiği, birçok ön şartı içeren bu görüşmelerden bir ortaklık çıkmaz. Eğer CHP'nin gerçek anlamda AK Parti'yle koalisyon hükümeti kurma niyeti olsaydı Meclis Başkanlık Divanı üyeleri divanın Sayın Cumhurbaşkanı'na yaptıkları ziyarete katılır, ortaklık yapma niyetlerini belli ederlerdi. Tam tersine, âdeta Cumhurbaşkanı'nı protesto edercesine, yok sayarcasına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gitmediler. Kısacası o gün itibari ile ben bir AK Parti-CHP koalisyonunun mümkün görünmediğini söylemiştim. Sanki bugün itibariyle bu tahminim daha da netleşti.

Meclis'te dün yapılan CHP-HDP görüşmesinden ne çıkacak diye merakla bekledik. Ben; legal, milletin iradesini temsil eden bu iki partiden terörü lanetleyen, PKK terörünü kınayan ve terör örgütünün derhal ülkemizi terk edip silah bırakmasını talep eden ortak bir açıklama bekledim. Nerede ortak duruş? İki partiden ayrı sesler çıktı. CHP sözcüsü, "Barış için PKK'nın silah bırakması lazım" dedi. HDP adına açıklama yapan Grup Başkanvekili de "Devlet, PKK'ya karşı sürdürdüğü operasyonları durdursun, PKK da çatışmazlık ortamına dönsün" dedi. Sanki devlet durup dururken operasyon başlattı. Sanki devletle terör örgütü meşru-eşit iki taraf. Hızını alamayan Grup Başkanvekili "Bu savaşı-çatışmayı durduracak gücümüz var" diyor. PKK'ya-Kandil'e karşı böyle bir gücünüz var da, 6-7 Ekim'de çağrınızla 50 Kürt vatandaşımızın PKK tarafından katledilmesinde bu gücünüzü neden göstermediniz?

Çatışmayı durduracak gücünüz varsa, PKK'nın savunmasız insanları uykusunda katletmesine neden engel olmadınız? Böyle bir güce sahipseniz şu anda PKK kudurmuş köpek gibi her yere saldırıyor, her gün 2-3 şehidimiz geliyor, neden PKK'ya baskı yapıp onu durdurmuyorsunuz?Böyle bir gücünüz ya yok ya da varsa bile siz de onlardan farklı düşünmüyorsunuz. Siz gücünüzü-imkânlarınızı hukuk içinde bu mücadeleyi veren devlete karşı kullanıyorsunuz. PKK'nın saldırılarını görmezden gelip bu saldırılara karşı devlet olmanın gereğini yapan devlete karşı gücünüzü kullanıyorsunuz. Gerçekten sahici, kalıcı bir barış ve kardeşlik arzuluyorsanız amasız-fakatsız PKK'yı derhal sınırlarımız dışına çektirin ve onlara silah bıraktırın. İşte o zaman biz de sizin safınızda yer alalım. Sizin demokrasi barış talebinize canı gönülden destek verelim.

Açıklamanızda, "Çatışmayı, savaşı Erdoğan çıkardı" diyorsunuz. Erdoğan kadar taş düşsün başınıza! Size 11 Temmuz'da "ateşkes bitti" açıklamasını Sayın Erdoğan mı yaptırdı? Sizden, "Kürtler kendilerini koruyacak tedbirler alsın, halk savaşı başlayacak" sözlerini Erdoğan mı istedi? 8 Haziran sabahından başlayarak 300'ün üzerindeki PKK saldırısını Sayın Erdoğan mı yaptırdı? Komik olmayın. 80 vekille Meclis'e geldiniz. Halk size barajı aşacak desteği verdi. Siz ne yaptınız? Yine demokratik siyaset yerine silaha sarıldınız. Çatışma sizin tercihinizdi. Bu ağır ortamdan hem bizim hem de ülkemizin bir an önce kurtulmasını isteyen her vatandaş PKK belasının ülkemizi terk etmesi ve silah bırakması için eylem yapsın, yürüyüş yapsın. Herkes tüm meşru ve demokratik yöntemleri kullanarak Kürt'ü-Türk'ü ile Doğusu-Batısı ile PKK'ya ve ona terör örgütü diyemeyen HDP'ye baskı yapsın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.