Devletin bileğini bükemezsiniz

A -
A +

Sayın Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisi bu ülkede Filistin meselesine sahip çıkma konusunda en hassas insanlardır. Kimseden bu sorunla ilgili alacakları bir tavsiyeye ya da derse ihtiyaçları yoktur. Türkiye-İsrail ilişkilerini bugünlerde tekrar başlatma girişimleri ortaya çıkınca malum kesimler hemen Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na ağır eleştiriler yöneltmeye başladılar.
İsrail’in Mavi Marmara gemisinde sahnelediği barbarlığa karşın ilişkileri askıya alan Türkiye, münasebetlerin normalleşmesi için üç şart koştu; özür, tazminat ve tecridin kalkması. İsrail yönetimi ilk kez özür diledi. Tazminat konusu çözüldü sayılır. Eğer İsrail, Gazze’ye uyguladığı ablukayı kaldırırsa, yani insani yardımların Gazze’ye ulaşmasının önündeki engelleri kaldırırsa Türkiye-İsrail ilişkileri normalleşir. Bu maksatla iki ülke arasında müzakereler sürdürülüyor. Düşmanlıklar da dostluklar gibi ebedi değil. Türkiye’nin şartlarını İsrail yerine getirirse iki ülke ilişkileri eski günlerine neden dönmesin? HAMAS yöneticileri dahil meselenin tarafları Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesini istiyorlar. Çünkü Filistin sorununun çözümünde İsrail ile diyaloğu olan bir Türkiye’ye ihtiyaç var. Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Sayın Başbakan’a kimse Filistin dersi vermeye kalkmasın, komik oluyor…
Türkiye’nin millî çıkarları bölgede yeni pozisyonlara girmeyi gerektiriyor. Türkiye’nin, Filistin politikasında bir değişiklik yok. Ama İsrail şartlarımızı karşılarsa İsrail politikasında değişiklikler olabilir.
***
Çözüm süreci ile ilgili müzakere masasını deviren PKK ve bileşenleri Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerimizde bazı yerlere yerleşerek meskun mahallerde devlete karşı silah kullanıyorlar. Halkı devlete karşı ayaklandırmak istiyorlar. Halk, bu talebe itibar etmiyor. PKK, Doğu ve Güneydoğu illerimizi terk etmeyi reddedip buralarda devletle bilek güreşine soyunuyor. Devleti, terör baskısıyla masaya oturtmaya çalışıyor. Buna karşılık devlet de PKK’yı bu ülkenin topraklarından söküp atmak için kararlı idaresini ortaya koyup aralıksız operasyonlar düzenliyor. Ne zaman ki PKK’yı etkisiz hale getirecek, ne zaman ki PKK bu topraklar için önemli bir tehdit olmaktan çıkacak işte o zaman çözüm masası tekrar kurulacak. Ancak, bu kez muhatap PKK-HDP değil Kürt halkı olacak. Devletin bu bilek güreşini mutlaka kazanması gerekiyor. Bu nedenle PKK temizlenene kadar operasyonlar devam edecektir. Devlet ve hükümette bu konuda kararlı ve güçlü bir irade mevcut. Önemli olan PKK’nın meskun mahallerde günlük hayatını zehir ettiği vatandaşa sahip çıkmak. Göç edenlere gittikleri yerde her türlü imkanı sağlamak. Yerinde kalanları devlet koruması altına almak. PKK’nın bu bilek güreşini kazanması mümkün değil. İki üç ay içinde devlet sonuç alır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu yönetmek için silahı terk etmeyen PKK’nın en önemli alternatifi HDP’idi. En azından sorunları siyaset yolu ile meşru zeminlerde çözmeyi kabul eden insanların orada var olduğunu düşünüyorduk. Yanılmışız! HDP’li vekiller halkın oyları ile seçilip Meclis’e gelmiş parlamenterler gibi değil PKK’lılar gibi hareket ediyor, onlar gibi konuşuyorlar. Sanki siyasete-Meclis’e sızmış terörist gibiler. Kendilerini iyi kamufle etmişler. İnsanlar onlara siyasette sorunları çözün diye oy vermişken onlar, PKK’nın esaretinden kurtulamıyorlar.
***
Kürtler, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’ye bunca hakaretine-tehdidine rağmen Moskova’ya gitmiş olmasını hiç iyi karşılamıyorlar. Bu ülkenin düşmanlarıyla iş tutulmasından, onlarla iş birliği yapılmasından ciddi rahatsızlık duyuyorlar. Ama Selahattin Demirtaş Türkiye karşıtları ile iş tutmayı alışkanlık haline getirdi. Putin yanlıları-Ermeni lobisi, Neoconlar hatta ırkçı Rumlar Demirtaş’ı seviyorlar. Demirtaş, Türkiye düşmanları ile dost olmayı gitsin bölge insanına anlatsın bakalım. Selahattin Bey, tehlikeli sularda dolaşıyor, ayı ile aynı yatağa giriyor. Sonuçlarına katlanır herhalde.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.