Afrika'da ara kapanıyor...

A -
A +

21. yüzyılda küresel sahnede ağırlığı giderek artan Afrika kıtasına gidiyoruz... Afrika kıtası, zengin doğal kaynakları ve insan kapasitesi ile uluslararası arenada etkin rol oynamaya başlamıştır. Son 10 yılda dünyanın en hızlı büyüyen on ekonomisinden altısı bu kıtadadır. Dünya nüfusunun yüzde 15’i Afrika’da yaşamaktadır...


Türkiye-Afrika ilişkilerinin gelişmesi henüz yeni bir durumdur. Son 15 yıllık hızlı bir yükseliş trendi yakalanmıştır. Afrika’ya açılım politikası süreci başarıyla tamamlanmıştır. Afrika ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi için 18-21 Ağustos 2008 tarihlerinde, 49 Afrika ülkesi ile İstanbul’da Türkiye-Afrika iş birliği zirvesi düzenlenmiştir. Daha sonra 19-21 Kasım 2014 tarihlerinde ise Ekvator Ginesi’nin başkenti Malabo’da Türkiye-Afrika ortaklık zirvesi gerçekleştirilmiştir. Aynı zirve 2019 yılında Türkiye’de yapılacaktır. 2009 yılı ortalarında Afrika kıtasında toplam 12 Büyükelçiliğimiz vardı. Bugün kıtadaki Büyükelçiliğimizin sayısı 39’a yükselmiştir. Yani her şey dört kat artmış demektir. 2008’de Ankara’da 10 kıta ülkesinin Büyükelçiliği varken bugün bu sayı 32’ye çıkmıştır. Yani bizim ilgimize kıta ülkeleri gerekli karşılığı vermiştir. Bir yandan TİKA, bir yandan Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ile ticaret müşavirlerimiz kıtada önemli faaliyetlere imza atmaktadır.

Görüldüğü gibi Türkiye geç de olsa Afrika kıtasının yükselişini fark etmiş ve bu kıta ile olan ilişkilerini son 10 yılda bayağı iyi bir seviyeye getirmiştir. Ülkemiz ile Afrika kıtası ülkeleri arasında hem ekonomik ilişkiler, hem kültürel ilişkiler, hem de diplomatik ilişkiler hızla gelişmektedir. Özellikle uluslararası arenada Türkiye, Afrika ülkelerinin desteğini almaktadır. Savunma sanayi alanı dahil ticaret ve iş birliği yapabilecek birçok alan mevcuttur.

Türk ekonomisi ihracata dayalı bir ekonomidir. Biz petrol ve doğalgaz zengini bir ülke değiliz. Bizim ihracat-ticaret-inşaat ve turizm gelirlerimizi artırmaktan başka bir yolumuz yoktur. Çevremizdeki olumsuz gelişmelerden ekonomimizin en az seviyede etkilenmesi için Türkiye farklı pazarlar bulmak zorundadır. Suriye’de; Irak’ta hatta İran ve Yemen’de, Libya ve Ukrayna’da savaş vardır. Bu ülkelerle ekonomik ilişkiler bu gelişmelerden olumsuz etkilenmiştir. Diğer yandan birkaç yıl öncesinde Türkiye ihracatının neredeyse yüzde 60’ını Amerika ve Avrupa ülkelerine yapıyordu. ABD ve Avrupa’nın son 3-5 yıldır yaşanan global krizden olumsuz etkilenmeleri, büyüme rakamlarının neredeyse eksilere düşmesi bu ülkelerin mal ve hizmet taleplerini azaltmıştır. Ekonomik kriz Avrupa’ya olan ihracatımızı olumsuz etkilemiştir. Aynı durum çevre ülkeler için de söz konusudur.

İşte Türkiye bu olumsuzlukları gidermek için yeni pazarlar aramakta ve bu pazarlara en kısa yoldan girmeye çalışmaktadır. Bu konuda da son birkaç yıl içinde önemli mesafeler almıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan; seçildiği günden bu yana iş adamlarımızın önüne düşerek Güney Amerika’sından Orta Doğu’ya, Kafkas ülkelerinden Afrika’ya kadar dünyayı karış karış dolaşmaktadır. Yapılan bu geziler sayesinde özellikle ticari ve siyasi alanda ülkemizin geleceği için önemli kazanımlar elde edilmektedir. Birileri Türkiye’nin yükselişini durdurmaya çalıştıkça Türkiye kabına sığmayıp dünyayı didik didik araştırıyor. Her yere ulaşıyoruz. Küresel aktörleri rahatsız etmiş olsak da Türkiye tüm dünya pazarlarından pay almak için çaba sarf ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı olduğu için icranın dış politika-ülke güvenliği-huzur ve istikrar ve ekonomi bölümleri ile yakından ilgileniyor. Bu alanlara ciddi katkılar sunuyor. İşte kalabalık bir iş adamı heyeti ile 4 Batı Afrika ülkesine âdeta çıkarma yapıyoruz. Ümit ediyorum ki memleketimize elimiz dolu döneriz. Bundan kuşkum yok. Başlama vuruşunu yapmak işin yüzde 51’idir. Gerisi gelir inşallah. İş dünyamız Sayın Erdoğan’ın temposuna ve vizyonuna ayak uydurursa biz pazar sıkıntısı çekmeyiz inşallah.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.