Orada ne işiniz var?

A -
A +
Brüksel’de onca masum sivilin can kaybı ve yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırıların yankıları devam ediyor. Teröre maruz kalan Brüksel,  AB’nin Başkenti, aynı zamanda NATO’nun da merkezi. Bu nedenlerle belki de Avrupa’da en iyi korunması gereken bir kent.

Saldırı öncesine ait gerçekler ortaya çıktıkça Belçika hükümeti istifalarla sallanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Avrupa, istihbarat ve güvenlik birimlerinin güvenirlikleri tartışılmaya, sorgulanmaya başlandı.

Hollanda, Fransa ve Belçika gibi ülkelerin Türkiye’nin terör örgütü mensupları ile ilgili uyarılarını, taleplerini dikkate almadıkları ortaya çıktı. Fransa ve Belçika, terörle mücadelede işbirliği yapmamanın cezasını çok ağır ödediler.

Terörle mücadelede çiftte standart uygulayıp Türkiye ile işbirliği yapmaz ve  isteklerini yerine getirmezlerse korkarım ki daha çok bedel öderler.

Türkiye’nin sınır dışı ettiği DAEŞ’li teröristi serbest bırakan Belçika hükümeti, maalesef PKK ve DHKP-C’lileri de hâlâ himaye ediyor. 40 yıldır teröre binlerce kurban veren Türkiye’nin istediği 30 teröristi bir türlü iadeye yanaşmıyor.

20 teröristin iade talebini reddetti. 9’unu da incelediğini söylüyor. İadesi istenenler arasında Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal ve PKK’nın Avrupa sorumlusu Zübeyir Aydar da var. Hatta ne acı ki Belçika Adalet Bakanı sıkılmadan, utanmadan “Bize sığınmacı, mülteci olarak geliyorlar” diyebiliyor.

Belçika hükümetinin terörü himaye eden bu tavrı umarım artık değişir.

Belçika’da bombalı saldırı düzenleyen teröristlerden biri Türkiye’ye sığınıp mülteci olma hakkı talep etseydi ve biz onu himaye etseydik ne duruma düşerdik? Avrupa, nasıl velvele koparırdı düşünebiliyor musunuz?

Her şerrin bir hayırla sonuçlanması kaçınılmazdır. Umarım bu son saldırı bazı Avrupa ülkelerine ders olur. Temenni ederim herkes şapkasını önüne koyup DAEŞ’le PKK’nın, El Kaide ile DHKP-C’nin bir farkının olmayıp tümünün aynı olduğunu ve insanlık suçu işlediklerini anlarlar. Eğer anlarlarsa terör örgütlerinin işi asıl o zaman zorlaşacak.  İnsanlık vicdanı ancak ortak mücadele ile bu örgütleri marjinal hale getirir.

              ***

Gazeteci Can Dündar’ın casusluk suçlamasıyla yargılandığı MİT tırları davasının duruşmasına başta İngiltere, Hollanda, Fransa olmak üzere ‘bizi çok seven’ bazı ülkelerin konsolosları katılmışlar. Gazetecilerin, ülkemizdeki siyasetçilerin kendi bakış açıları ile oraya gidip destek vermelerini anlamak mümkün. Onlar olayı casusluk olarak değil gazetecilik faaliyeti olarak görüyorlar. Bu nedenle çabaları anlaşılabilir.

Ama yabancı ülkelerin diplomatlarının bağımsız mahkemelere gelip orada boy göstermelerine tepkiliyim kardeşim! Bunlar resmî görevli insanlar. Yani bir nevi ülkelerini temsil ediyorlar. Burası sömürge değil! Gelip bağımsız mahkemelere baskı anlamına gelebilecek bir davranışta asla bulunamazsınız. Casusluk faaliyetlerine sizin ülkelerinizde yargının neler yaptığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. İşinize bakın, önünüzden yiyin.

Öte yandan umudunu yabancı diplomatlara bağlayanların ilişkilerini hepimiz merak ediyoruz doğrusu. Bu ülkede onlarca gazeteci yargılandı, ceza aldı. Yargılama sonucunda hapse atıldı. Sayın konsoloslar, o zaman nerededeydiler? Gerçek anlamda basın özgürlüğü kısıtlanırken ve gazetecilik hapse atılırken neredeydiniz beyler? Basın özgürlüğü bugün mü aklınıza geldi? Ayrıca hesabı sorulan faaliyet basın özgürlüğü değil, bir casusluk faaliyeti.  Tepkiniz, FETÖ devrede olunca böyle mi oluyor? Can Dündar, FETÖ ile işbirliği yaptığı ve Türkiye’yi teröre destek veren bir ülke gibi göstermeye çalıştığı için ordasınız.

“Destekliyorsunuz” dediğiniz DAEŞ en çok Türkiye’ye saldırdı. Tezleriniz çürük çıktı. Türkiye’yi teröre lojistik destek veren ülke konumuna bir türlü düşüremediğiniz için çıldırıyorsunuz. Şimdi de Reza Zarrab’ı kullanarak arı kovanına çomak sokan Halk Bankası’nı ve Türkiye’yi kara para aklayan ülke durumuna düşürmeye  çalışıyorsunuz. Herkes elinizi gördü. Oyununuz deşifre oldu. Siz utanmadan, sıkılmadan Türkiye’ye bu kadar zarar veren Gülen Örgütü’nü hâlâ ABD’de nasıl barındırabildiğinizi anlatın bize.

Siz dost musunuz düşman mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.