Fitneciler yine sahnede

A -
A +
1 Kasım seçimlerinde milletin yüzde 50’sinin oyunu alarak iktidara gelen ve ilk 6 ayda seçim taahhütlerinin neredeyse tamamını yerine getiren bir iktidar var. Öte yandan tüm bloklaşmalara ve çatı aday projelerine rağmen seçmenin yüzde 52’sinin oyları ile işbaşına gelen bir Cumhurbaşkanı var. Yani Türkiye’de bir siyasi istikrar sorunu yok. Bu güven ve istikrar varlığına Sayın Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderliğin varlığını eklediğinizde Türkiye iç ve dış sorunlarla kolayca ve başarı ile mücadele edebiliyor.
Bugüne kadar Türkiye’ye karşı büyük oyunlar planlayanların önüne ciddi iki engel çıktı. Biri siyasi istikrar ve güçlü bir hükümetin varlığı diğeri Türk insanının gönlünde taht kuran ve gücünü milletten alan bir Cumhurbaşkanı’nın liderliği.
Sırf bu nedenle küresel ve bölgesel Türkiye karşıtları; ve onların ülkemiz içindeki maşaları Sayın Erdoğan’ı etkisizleştirmek, devre dışı bırakmak, itibarsızlaştırmak veya gücünü-etkisini sınırlamak için her yol ve yönteme başvurdular. Amerikan Neoconları da İsrail lobileri de, paralel yapı da, HDP de, PKK-DAEŞ ve DHKP-C de, Putin de Esad da aynı şeyi söylüyorlar. Yani “Erdoğan gitmeli”. 17-25 Aralık darbe girişimi; Gezi kalkışması, MİT tırları operasyonu Erdoğan engelinden kurtulma girişimlerinden sadece birkaçı. Önce İsrail internet sitelerinde, daha sonra Amerikan ve Batı medyasında sonra da bizim bazı medya kuruluşlarımızda tedavüle sokulan ‘basın özgürlüğünü yok, mezhepçi, diktatör, tek adam, DAEŞ’e yardım’ yalanları bu girişimin parçalarıdır.
Bir yandan PKK’nın diğer yandan YPG-DHKP-C ve DAEŞ gibi terör örgütlerinin dört koldan saldırdığı Türkiye’nin böylece Suriye ve Irak’taki gelişmelerden uzak tutulmaya çalışıldığı bir dönemde Sayın Erdoğan’ın güçlü siyasi liderliği, güçlü bir hükümetin ve siyasi istikrarın varlığı ülkemizin bugünkü ortamda sahip olduğu en kıymetli imkânlardır. Bu imkânların ortadan kaldırılmaya çalışılması millî güvenliğimiz için en büyük tehdittir. Her vatandaşımız şunu iyi bilmelidir; iktidar partisini karıştırıp siyasi istikrarı bozmak ve Sayın Erdoğan’ı yıpratmak aslında Türkiye’ye ve bu millete verilebilecek en büyük kötülüktür. Bu zor ve sıkıntılı günlerden geçerken Erdoğan’ın liderliğine her zamankinden daha çok ihtiyaç var...
             ***
İktidar partisinde il ve ilçe başkanlarını atama yetkisinin oy birliği ile genel başkandan tekrar MKYK’ya verilmesinden kriz çıkarmak isteyenler hemen AK Parti’nin içini karıştırmak maksadıyla harekete geçmiş durumdalar. Boşuna heveslenmeyin, bu rutin işten bir kriz çıkmaz.
“AK Parti benim çocuğum gibidir” diyen bir siyasi kurucu liderin partisinden tüm bağlarını kesmesini, ilgisini sonlandırmasını beklemek de gerçekçi değildir. Sayın Başbakan dahil AK Parti’de kimse de kendisini partinin kurucu siyasi lideri ile kıyaslamaz, güç yarışına asla girmez.
Güya Sayın Erdoğan’a yakın bir kişi internette ‘Pelikan dosyası’ isimli şahsi sayfasından Sayın Erdoğan’la-Davutoğlu arasında iki yıldır süren gizli savaşı deşifre etmiş. Bu dedikoduya itibar edenlerin aklından şüphe ederim. Herhâlde Sayın Cumhurbaşkanını da Sayın Davutoğlu’nu da hiç tanımıyorlar.
Sayın Erdoğan kimse üzerinden mesaj vermez, evelemeden gevelemeden ve lafı dolandırmadan ne söyleyecekse açık açık söyler. Bunu da neredeyse her hafta görüştüğü ve Başbakanlık için kendisinin uygun gördüğü Ahmet Hoca’ya direkt söyler. Sayın Ahmet Davutoğlu da kendi siyasi lideri ve dava yoldaşının arkasından iş çevirecek, oyun kuracak bir kişiliğe sahip değildir. Bu dedikoduyu yayanlar bizatihi Erdoğan düşmanlarıdır. AK Parti’nin içini karıştırmak için fitne ateşi yakılmıştır. Bu ateşe odun taşıyanlar bellidir. Ancak AK Parti çevrelerinden bu ateşe odun taşıyanlar ciddi bir vebal altına girmektedir.
Siyasi istikrarsızlık arzulayıp bölgede Türkiye’yi içine kapatmak isteyenler, terörle mücadelede köşeye sıkışan PKK’yı kurtarmaya heves edenler ve yeni anayasa ile başkanlık sistemi önüne takoz koymayı planlayanlar AK Parti üzerinden yeni bir cephe açma sevdasındalar.
Bilmiyorlar ki; kardeşler ve dava arkadaşları arasında görüş farklılıkları olabilir ama kavga asla yaşanmaz. Kimse nimet azgınlığı yapmasın. Kimse bu mübarek aylarda Rabbimizin gücüne gidecek adımlar atmaya kalkmasın. Dünyanın dört bir yanında Sayın Erdoğan’ın, AK Parti Hükümetinin ve Sayın Davutoğlu’nun başarılı olması için dua eden insanların umutları ile kimsenin oynamaya hakkı yok. AK Parti hareketine gönül veren herkesin bir Tayyip Erdoğan âşığı olduğunu en iyi bilenlerin başında gelir Ahmet Hoca. Tayyip Bey de kendi arkadaşlarının hukukunu koruma konusunda adildir. Kimse üzülmesin, kimse korkmasın. Kriz bekleyenler daha çok bekler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.