“Kokteyl” terör…

A -
A +
Dün İstanbul Vezneciler’de çevik kuvvet aracının hedef alındığı terör saldırısında 6’sı polis 11 canımızı kaybettik. Bombalı araçla düzenlenen saldırıyı PKK’nın iş birliği içinde olduğu taşeron Marksist örgütlerden birine yaptırdığı sanılıyor. Yani PKK-DHKP-C ve Marksist marjinal örgütlerin iş birliği ile kotarılmış bir cinayet.
PKK’nın giremediği  Karadeniz, Ege ve İç Anadolu-Marmara Bölgesi gibi yerlerde bundan böyle PKK adına cinayetler işleyecek işbirlikçi yapılar Kandil’de alınan karar gereği cinayetlere teşebbüs edecekler.
Bu İstanbul’da 2016’da gerçekleştirilen dördüncü saldırı. Peki saldırı için neden yine İstanbul seçildi? Cevabı gayet basit. Çünkü hainler saldırıyı İstanbul’da gerçekleştirince dünya gündemine daha kolay girebiliyorlar. Pusuda bekleyen uluslararası medyanın katkısı da hesaba katılırsa başta Türkiye’nin imajı olmak üzere turizme de darbe vurabiliyorlar.
Olağan fail PKK gibi duruyor. Ama DAEŞ de çıkabilir işin arkasından. Ben bu ihanette iş birliği resmini Sayın Erdoğan’ın bir süre önce gerçekleştirdiği ABD gezisinde konuşma yapacağı enstitünün önünde görmüştüm.  Ne kadar Türkiye ve Erdoğan düşmanı varsa bir araya gelmişler, kol kola girmişlerdi. Türkiye ve Erdoğan aleyhine sloganlar atıyorlardı. Kimler yoktu ki?  Paralelciler, PKK’lılar, PYD’liler, Ermeniler, DHKP-C’liler ve Geziciler. Bunlar artık iş birliği yapıp Türkiye’ye saldırıyorlar.
Hepimiz derin bir üzüntü içindeyiz. Hepimizin başı sağ olsun. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu alçakça cinayeti kınıyorum. Hangi iş birliğini yaparsanız yapın, nereden saldırırsanız saldırın bizi korkutamayacaksınız! Bu ülkenin aklı başındaki Kürt’ü, Türk’ü, Çerkez’i, Laz’ı, Alevisi, Sünnisi, sağcısı, solcusu kısacası bütün insanları bir insanlık suçu olan kahpe teröre karşı çıkmaya, terörle mücadelede devletinin yanında olmaya devam edecek. Bu mübarek ramazan gününde işlediğiniz cinayetlerin hesabı mutlaka sorulur.
 
                     ASKERİN BEKLEDİĞİ DÜZENLEME
 
Genelkurmay Başkanlığı Şırnak ve Nusaybin’deki terör operasyonlarının sona erdiğini duyurdu. Açıklamada çarpıcı rakamlar var. Nusaybin’de 495, Şırnak’ta da 505 terörist kazdıkları çukurlarda boğulmuşlar. Devletle bilek güreşine tutuşmanın sonu budur işte! Bu başarıyı polis-asker-korucu ve şüphesiz bölge halkının müthiş birlikteliği getirdi.  Bundan sonra ‘özyönetim’ ilanı gibi oyunlar oynamak isteyenler bugünleri hatırlamalıdır.
            ***
Ağustos 2015’ten bu yana bölgede yürütülen terör operasyonlarında edinilen tecrübelere istinaden Terörle Mücadele Kanunu’na birtakım ilaveler yapılması ihtiyacı doğmuş. Terörle mücadele operasyonlarında görev alan TSK personeline MİT’teki gibi yasal koruma getirilecek. TSK Personel Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılacak. Bakanlar Kurulu kararı ile terörle mücadele için TSK görevlendirilebilecek. Tehdidin iç güvenlikten sorumlu kolluk kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetlerini aşması hâlinde bu yola başvurulacak. Bakanlar Kurulu kararında, görevin kapsam ve süresi, görev alanı, istihbarat yetkisinin kapsamı gibi detaylar yer alacak. Diğer hususlar Genelkurmayca belirlenecek. İllerde kamu kurumları ile güvenlik güçlerinin koordinasyonunda yetki valilerde olacak. Görev için ihtiyaç duyulan istihbarat bilgileri, istihbarat birimlerince toplanıp paylaşılacak.
Güvenlik kuvvetlerinin elinden kaçan teröristler izlenirken girdikleri konuta veya iş yerine arama izni olmadan birlik komutanının yazılı emriyle girilebilecek. Bu karar 24 saat içinde hakim onayına sunulacak. TSK personelinin terörle mücadele esnasında bu faaliyet sebebiyle işlediği iddia edilen suçlar askerî suç sayılıp soruşturması ve kovuşturması askerî yargı makamlarında yürütülecek.  Operasyonlar sırasında soruşturma izni verilene kadar yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirlerine başvurulamayacak.
Terörle mücadele görevleri esnasında verilen zararlar devletçe karşılanacak. Devlet aleyhine tazminat davaları açılabilecek. Soruşturmalar izne tabi olacak, yasa ile getirilen ‘hukuki güvence’ eski operasyonları da kapsayacak. Olağanüstü durumlar ve şartlarla mücadeleyi olağan şartlar içinde yapamazsınız. Terörün her türlü kirli yol ve yöntemi, her türlü taktiği kullandığı bir ortamda terörle mücadele eden unsurlara ihtiyaç duydukları yetkileri, hukuki güvenceleri ve imkânları vermezseniz arzu ettiğiniz hızlı sonucu dolayısıyla başarıyı elde edemezsiniz.  İyi denetlemek-istismarına engel olmak ve sivil otoritenin gözetim-denetiminde olmak kaydıyla sorumlulukları dengeleyecek yetkiler vermek gerekiyor. Terörle mücadele eden unsurların elini kolunu bağlamamak, yetki ve inisiyatif vermek ve onu hukuki güvence altına almak gerekiyor. Yeter ki yeterli denetim ve gözetim olsun. Yeter ki, tanınan yetki ve imkânların kötüye kullanılmasına ve istismar edilmesine izin verilmesin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.