Demokrasiye inanan halka güvenir…

A -
A +
Türkiye’de bir sistem sorununun varlığını kabul etmeyen yok. Herkes, Türkiye’nin bir rejim sorununun olmadığını ancak ciddi bir sistem sorununun varlığını kabulde hemfikir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden sonra mevcut sistem sorunu daha da derinleşmiştir. Cumhurbaşkanı ile hükümetin yetki ve sorumlulukları iyice birbirine karışmıştır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile birlikte Türkiye fiilen ‘yarı başkanlık sistemine’ adım atmıştır. Gelinen noktada bu fiili durum ile anayasal durumu uyumlu hâle getirme zorunluluğu kaçınılmazdır. Siyaset kurumu bu sorunu artık parlamento çatısı altında daha fazla gecikmeden çözmek mecburiyetindedir. Yani Türkiye bir karar verecek: Parlamenter sistem ile mi devam edelim, yoksa başkanlık sistemine mi geçelim?
             ***
Bunun kararını ne tek başına AK Parti, ne de tek başına CHP verebilir. Bunun kararını millet verecektir. AK Parti’ye, MHP’ye, CHP’ye hatta HDP’ye düşen görev bu sorunu milletin kararına sunup, milletin verdiği karara saygı duymaktır.
             ***
Siyasetten çözüm beklerken bazı CHP’li sözcülerin açıklamaları beni çok kaygılandırıyor. Milletin oyları ile seçilip meclise gelmiş bir milletvekili, “Biz sağ olduğumuz sürece başkanlık sistemine geçilmesine izin vermeyiz, müsaade etmeyiz. Unutsunlar bunu” tarzında bir cümleyi nasıl kurar? Bu alenen millet iradesine karşı çıkmak değil midir? “Biz başkanlık sistemine karşıyız, biz parlamenter sistemin devamından yanayız” demek başka bir şey kaşlarını çatıp parmağını sallayarak, “Biz başkanlık sistemini ağzınıza almanıza bile izin vermeyiz” demek başka bir şeydir. Sen kimsin kardeşim? Hangi hakla ve kim adına bu lafı ediyorsun? Oy aldığın yüzde 25,30’luk kitlede bile başkanlık sistemi isteyenler var. Hangi sistemle yönetileceğimize CHP mi karar verecek?
             ***
AK Parti’nin de tek başına “İlla da başkanlık sistemini getireceğiz” deme lüksü yok. Madem ortada iki seçenek var, madem Türkiye son 10-15 yıldır bu iki seçeneği tartışıyor. Demokrasiye inanmış olan siyasetçilerin görevi bu iki seçeneği milletin önüne getirmektir. Bu süreçte  parlamenter sistemin devamını desteleyen siyasi partiler milleti ikna edebilirlerse Türkiye parlamenter sistemle yoluna devam eder. Cumhurbaşkanının halk yerine parlamento tarafından seçilmesi ve yetkilerinin azaltılması sağlanır. Cumhurbaşkanlığı sembolik bir temsil makamı hâline dönüştürülür.
Eğer başkanlık sistemini savunan siyasi partiler bu süreçte milleti ikna ederlerse Türkiye bu sisteme geçer. Yasaları da başkanlık sistemine göre revize edilir ve neticede bu tartışma nihayete erdirilmiş olur. Türkiye enerjisini daha verimli işlerde kullanır. Demokrasilerde “Ben yaparım olur” da yoktur, “Ben yapılmasına izin vermem” dayatması da yoktur. Başkanlık sisteminin Türkiye için en iyi sistem olduğunu savunlar da, karşı çıkanlar da bu sorunu milletin önüne getirmekle yükümlüdür.
             ***
Demokrasiye inananlar halkın sağduyusuna güvenmek zorundadırlar. Tehdit etmeyin, üst perdeden konuşmayın. Millete gidin, kararı millet versin siz değil. Başbakan Binali Yıldırım, “Kararı millete bırakalım. Eğer siz başkanlık değil de başka bir model öneriyorsanız buyurun ikisini de soralım millete. Milletin verdiği kararın başımızın üstünde yeri var” diyor. Son derece demokrat bir yaklaşım.
             ***
MHP Lideri Bahçeli de meselenin millete götürülmesinden yana. Bu görüşe CHP ve HDP karşı çıkıyorlar. Halkın sağduyusuna güvenmeyen sol, Türkiye’de milletten korkmuştur hep. Halkın ekseriyetine “göbeğini kaşıyan adam”, “bidon kafalı” ve “makarnacı” olarak görenler halka gidilmesini pek sevmez, istemez.
Sırtlarını halka değil vesayet odaklarına dayar, o odakların gücüne güvenir. Ancak bugün bürokratik, askerî ve yargı vesayeti şimdilik bitti gibi. Artık milletten başka güç yok. Millete inanmak ve milleti inandırmak, ikna etmek zorundasınız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.