Türkiye-Rusya ilişkilerinde son durum

A -
A +
 9 Ağustos’ta St. Petersburg’da gerçekleşen Erdoğan-Putin görüşmesinden bu yana Türkiye-Rusya ilişkilerinde neler değişti? Sayın Başbakan’ın hafta içi gerçekleşen Moskova ziyaretinde Binali Bey, mevkidaşı Medvedev ile bütün sorun alanlarının üzerinden geçti. Daha sonra da Sayın Putin’in güçlü talimatlarına rağmen bürokrasinin ağırdan aldığı sorunları-Suriye ve özellikle de Halep’teki dramı Rusya Devlet Başkanı ile görüştü.
          ***
Edindiğimiz izlenim şöyle; Türkiye-Rusya arasında turizm ve enerji alanındaki sorunlar kısmen aşılmış durumda. Türkiye’ye tatile gelmek isteyen Rus vatandaşları artık pek bir engellemeyle karşılaşmıyor. Carter uçuşları serbest bırakılmış durumda, vizelerde engelleme yok. Bu alanda kalan en önemli iş vizelerin tamamen kaldırılması. Rus tarafı terör olayları nedeniyle güvenlik sorununu öne sürüyor. Buna karşın Türkiye terör saldırılarının Paris-Moskova-Madrid-Brüksel dahil her yerde olabildiğini hatırlattı.
Enerji alanında Türkiye, ziyaret öncesi bir jest olarak ‘Türk Akımı’ projesini Meclis’te ve Beştepe’de onayladı. Sıra Rus tarafında. Akkuyu santrali ile ilgili pürüzler giderildi. İzinler alındı, hızlanacak.
Ancak müteahhitlik hizmetlerinde; gümrüklerde, ulaşımda, ticarette, tarım ürünleri ihracatında henüz telafi edici bir mesafe alınamadı.
          ***
Sayın Binali Yıldırım, Rusya Devlet Başkanı’nın Halep konusunda Esad rejimine baskı yapmasını ve bombardımanın durdurulmasını istedi. Halep ile ilgili endişelerimize Rusya yönetimi ziyaretin ertesi günü olumlu cevap verdi.
Rus tarafının El-Bab ile ilgili kaygısı dinlendi. Türkiye’nin amacının Halep’e ulaşmak olmadığı, Fırat Kalkanı Harekâtı’nın güneydeki son sınırının El-Bab olduğu konusunda Rusya ikna edildi. Ruslar, Halep’e uzanmayacağımıza inandılar. Rusya, bu durumu Esad rejimine anlatarak rejim güçlerinin El-Bab’a yaklaşmasını ve orada dolayısıyla karşı karşıya gelmemizi engelleyecek.
          ***
Türkiye-Rusya ilişkilerinin uçak krizi öncesine dönmesi için her iki ülkede de güçlü bir siyasi irade var. Ama bürokrasi yavaş. İki ülkenin Başbakanı bürokratik işlemleri hızlandırmak için süreci yakından takip etme konusunda anlaştı. Eski günlere dönmenin ölçüsü vizelerin kaldırılması, ticaretin normalleşmesi ve ticaret hacminin artması olacak. Anladığım kadarıyla Rusya Devlet Başkanı biraz halkın gazını aldıktan sonra telafi sürecini hızlandıracak. Bunun 2017 Ocak ortalarında veya şubatın ilk yarısında yapılacak Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra gerçekleşeceğini düşünüyorum. Vizelerin kalkması daha bir yılı bulur herhâlde. Ama gelecek yaz ilişkilerin normalleşme süreci daha da hızlanır.
          ***
Rusya’nın bizim için en iyi yaptığı şey FETÖ ile mücadele. 2007 yılında FETÖ’nün St. Petersburg’daki okullarında ders veren Amerikalı İngilizce öğretmenlerinin CIA ajanı olduğu tespit edilmiş. Bu tespitten sonra FETÖ okullarının bütün öğretmenleri sınır dışı edilmiş ve okullara Rusya el koymuş. Bu ülke güçlü istihbarat kurumları sayesinde FETÖ’nün ne olduğunu ve kime hizmet ettiğini bizden 10 yıl önce görmüş ve tedbirini almış.
Sonuç olarak, Türkiye-Rusya ilişkileri hızla düzeliyor. Ama bu ilişkinin uçak krizi öncesi dönemdeki seviyesine ulaşması için en az bir yıllık bir zamana ve sıkı bir markaja ihtiyaç var...
      
 
         YERLİ SİSTEM
 
Nihayet AK Parti ve MHP’nin üzerinde anlaştığı anayasa değişikliği ile ilgili teklif Meclis’e geldi, geliyor. Türkiye, böylece bazı küresel aktörler ve onların ülkemizdeki distribütörleri tarafından dayatılan bağımlı yönetim sisteminden kurtuluyor. Bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçiyoruz. Bu önemli ve tarihî bir adım.
          ***
Yani Türkiye için yeni, hayırlı bir başlangıç olacak. Eski sistemin tuzakları ve yetersizliklerini kullanarak Türkiye’nin iç ve dış politikalarına müdahale eden küresel aktörler ve onların içimizdeki ekonomik ortakları bu hayırlı girişimi engellemek için her yola başvuracaklar. Meclis’te değilse referandumda engellemek isteyecekler. Ekonomik kriz çıkarıp vatandaşın canını yakmaktan tutun da terörü tırmandırıp şehirlere taşıma, marjinal grupları kışkırtıp sokağa dökerek Gezi benzeri olaylarla Türkiye’yi yönetilemez hâle getirmeye çalışacaklar.
Muhalefet liderlerine ve Sayın Cumhurbaşkanına Allah göstermesin suikast girişimi dahil her türlü yol ve yöntemi deneyecekler. Çünkü bu teklif referandumdan da geçerse; eskisi gibi Türkiye’yi yönetemeyecekler, etki edemeyecekler, marjinal grupları kullanamayacaklar.
          ***
Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda yaptığımız gibi bu yerli sistemin referandumdan kolayca geçmesi için kol kola girip küresel aktörlerin pis oyunlarını-kirli tezgâhlarını bozalım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.