Kıbrıs’ta “çözüm” umudu

A -
A +
BM, geçen yıl kasımda Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasında Türk ve Rum tarafını aynı masada buluşturmuştu.  Ancak Rum tarafının aşırı talepleri nedeniyle bir sonuç alınamamıştı.
Sonrasında ise liderler 1 Aralık’ta adada bir araya gelerek müzakerelere devam ve ocak ayında Kıbrıs ile ilgili bir konferans kararı almışlardı. Çözüm için müzakereler 6 temel başlıkta yürütülüyor. 9 Ocak’ta yani müzakerelerin ilk gününde “mülkiyet, yönetim ve güç paylaşımı” görüşüldü. 10 Ocak’ta “yönetim ve güç paylaşımı, AB ve ekonomi” başlıkları görüşüldü. 11 Ocak Çarşamba ise taraflar haritalarını sundu. Haritalar kontrollerinin ardından BM kasasına kilitlendi.
           ***
Dün ise İsviçre’nin Cenevre kentinde beklendiği gibi Kıbrıs konulu zirve başladı. Kıbrıslı liderler çözüm için son 3 ayda üçüncü kez bir araya geldi. Bu kez Kıbrıs Rum ve Türk tarafı liderlerine ilave garantör ülkeler olan Türkiye-Yunanistan ve İngiltere Dışişleri Bakanları da konferansa dahil oldu.  AB, konferansa ‘özel gözlemci’ statüsünde katıldı. Konferansın açılışını BM Genel Sekreteri yaptı. Bu tarihî konferansın ana gündem maddesi “Güvenlik ve garantiler” başlığı. Tarihî bir gün, sonunda ne çıkacak göreceğiz. Umarız Ankara’nın arzuladığı gibi Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini, meşru haklarını ve güvenliğini teminat altına alan kapsamlı bir çözüme ulaşılır.
           ***
Tarafların pozisyonuna gelince. Türkiye ve KKTC, garantörlük sisteminin sürmesini ve adada belli sayıda Türk askerinin kalmasını istiyor. Ancak bu iki talebe de Yunanistan ve Rum tarafı karşı çıkıyor. Askerimizin tamamen çekilmesini ve garantörlük sisteminin de kalkmasını istiyorlar. “Güvenlik ve garanti” düzenlemesi devam etmez ise Kıbrıslı Türklerin işi zor. Bunun devam etmesi şart.
Nitekim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da bunun bir ‘gereklilik’ olduğuna işaret etti. Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta yeni ortaklığın, BM parametreleri olan, iki kesimlilik, iki toplumluluk, siyasi eşitlik, eşit statüde iki kurucu devlet üzerine bina edileceğine de dikkat çekti.
BM’nin çiçeği burnunda Genel Sekreteri Guterres dünkü buluşma sonrasında iki lideri de yanına alarak zirveyi değerlendirdi. Açılış oturumlarının aşırı derece yapıcı olduğunun altını çizdi. Konferansın dün tekrar toplanacağını söyledi, kamuoyuna hemen çözüm beklenmemesi mesajı verdi.
“Sağlam bir çözüm için” çalıştıklarını söyledi.  Genel Sekreter diyaloğun devamı sinyali de vererek, “Bu amaca ulaşabilmek amacıyla çalışmaya devam edeceğiz” dedi. İki lidere iltifat etmeyi de unutmadı. “Eğer bu bir sinema yarışması olsaydı Oscar’ı hak edenler, sağımda ve solumda görmüş olduğunuz beyefendiler bunu kazanırdı” diyerek gösterdikleri liderlik için teşekkür etti.
43 yıldır devam eden sorun inşallah adil ve kalıcı bir biçimde çözülür. Umarız bu tarihî konferanstan tarihî bir sonuç çıkar...
 
            MECLİS’E SAYGISIZLIK
 
TBMM, Türk Milletinin iradesinin tecelli ettiği yerdir. Milletin seçtiği vekillerden bazıları bu yüce çatı altında bu kuruma yakışmayan tavırlar sergiliyorlar.  Önceki gece anayasa teklifinin beşinci maddesi görüşülürken çıkan tartışmada AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin’in maalesef burnu kırıldı. Gece ameliyata alındı. Fatih Bey, CHP’li bir vekilin saldırısına uğradı. Fatih Şahin yakından tanıdığım genç ve pırıl pırıl bir siyasetçi. Kavgayla-itişip kakışmayla işi olmaz, karıncayı bile incitmeyen genç bir beyefendidir. Meclis’te gruplar arasındaki tartışmaların tansiyonunu düşürmek-kendi grubundaki vekilleri sakinleştirmekle görevli olan bir CHP Grup Başkanvekilinin sokak kabadayısı gibi bir vekili yumruklaması tuzun koktuğu son noktadır. Bu olup bitenlere genel başkanların seyirci kalması anlaşılabilir bir tutum değildir. Kemal Bey’in söylediği kan dökülüyor. Yazıktır, ayıptır! Zorbalıkla, kabadayılıkla, fiziki güç kullanarak, saldırarak Yüce Meclisin çalışmasını engellemek demokrasiye ve millet iradesine saygısızlıktır-ihanettir.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Meclis'te pazartesinden itibaren CHP’nin neler yapacağını göreceksiniz” sözünün karşılığı bu ise yandık demektir. Kürsü yıkmalar, oylamayı engellemek, oy kullanan vekillerin izni olmadan onları kameraya almak, taciz etmek, kürsüyü işgal etmek… Bu mudur göreceğimiz CHP? Bu ise yazıklar olsun. Bir silah çekmediğiniz kaldı. Böyle giderse onu da yaparsınız. Ama bu işler zorbalıkla olmaz. Söyleyecek sözünüz varsa o kürsüye çıkıp söyleyin yoksa oturun oturduğunuz yerde. O kürsü milletin kürsüsü. Yıkılmak için değil söz söylemek için konmuş oraya...
           ***
AK Parti grubu bu tahriklere kapılmamalı. Birileri Genel Kurul salonunda kan dökülmesini, birilerinin kalpten gitmesini istiyor. Onun için sonuna kadar her türlü tahrik imkânını kullanıyor. Sakin olun ve bu tuzağa düşmeyin. Oyunu bozun, meseleyi millete taşıyın. Sayın Bahçeli’nin “Bu Meclis bu teklifin millete gitmesini engellerse erken seçime gidilmeli” sözünü destekliyorum. Meclis'i kilitlemeye kalkanlar bilmeli ki bu kilidi millet çözer.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.