Anadolu’da “referandum” manzaraları

A -
A +
Bir hafta sonu kaçamağı yapıp memleketime gittim. Köyünden, köyünün ormanlarından, yaylalarından koparamadığımız anacağımızla harika iki gün geçirdim. Tavşan, keklik, köy tavuğu, bal, tereyağı ve bulgur pilavı dahil tüm lezzetleri tatma imkânı bulduk. Ana kucağı sıcacık, rahat, konforlu ve çok güvenli. Kuzinede çıtır çıtır yanan meşe odununun ateşinde kestane ve patates pişirdik. Çocuklarla kar topu oynadık, orman yamaçlarında kayak yaptık. Harika bir tatil oldu benim için...
             ***
Bu tatil vesilesiyle Anadolu insanının anayasa referandumu hakkında neler düşündüğünü de öğrenme imkânı buldum. Konuştuğum herkes referandumdan ‘evet’ çıkacağı kanaatinde. Referandumda ‘evet’ diyeceğini söyleyen insanlar kendilerince iki tehlikeye işaret ediyorlar. Birinci tehlike FETÖ ile ilgili. FETÖ soruşturmalarından herhangi bir yakını zarar görenler alttan alta toplumda bir mağduriyet algısı oluşturmak için çalışıyor. Örneğin FETÖ’den 100 kişi tutuklanmışsa veya devletle ilişiği kesilmişse belki bunlardan 5’i günahsız, 95’i gerçek suçlu. Ancak gerçekten mağdur 5 kişinin mağduriyetini 95 kişiye mal ederek sonuna kadar kullanıyorlar. Ve maalesef tüm bu olup bitenden sonra hâlâ kandıracak ve etkileyecek birilerini de bulabiliyorlar.
AK Parti ve MHP yönetim ve teşkilatlarının bu algıyı boşa çıkarması ve bazı insanların yine kandırılmasına izin vermemesi gerekiyor. Bu kişilerin hangi gerekçelerle tutuklandığı ve hangi suçlamalar yöneltildiği o çevreye iyi anlatılmalıdır. Yine aynı şekilde devletle ilişiği kesilenlerin ilişiği neden kesildi, hangi gerekçelerle işlerine son verildi? AK Parti ve MHP teşkilatları bu ve bu gibi bilgilere ulaşıp, gerçekleri çevreleri ile paylaşmalı, bunların neden-niçin devletten atıldığı veya içeriye alındığı tüm gerekçeleri ile topluma anlatılmalıdır. Yoksa FETÖ’cüler el altından gizli gizli bir mağduriyet algısını toplumda hâkim kılmak için hummalı bir şekilde çalışıyorlar. Eğer tedbir alınmaz, sebep ve gerekçeler bire bir topluma anlatılmaz ise FETÖ’cülerin bu algı çalışması ‘evet’ oranını düşürecektir.
Referandumda ‘evet’ diyecek olanların başka bir endişesi de MHP seçmeni içindeki Bahçeli karşıtlarının ‘hayır’ için çalışma ihtimali. Bu insanların ikna edilmesinin gereğine işaret ediliyor. AK Parti ve MHP teşkilatlarının bu insanlarla yakın temasa geçmeleri gereğini hatırlatıyorlar.
Birkaç Alevi köyünde yaşanan insanımızın düşüncesine de başvurdum. Prensipte; güçlü hükûmet ve güçlü lider sonucunu getirecek bu sisteme karşı değiller. Ancak mahalle baskısı nedeniyle ‘evet’ demeye korkuyorlar. Bu köylerde yaşayan insanlar CHP’nin PKK ve FETÖ ile aynı safta görünüyor olmasından ciddi rahatsızlık duyuyorlar.
             *** 
Bu coğrafyada Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve Hükûmetin terörle mücadeledeki kararlılığı; teröre destek verenlere yargı yolu ile hesap sorulması büyük bir memnuiyet oluşturmuş. Türkiye’nin Rusya-İsrail ve Irak ile ilişkilerini yeniden düzeltmesi olumlu karşılanıyor.  
Hükûmetin tarım ve hayvancılık, arazi sulamaları, ulaşım ve sağlık politikaları ile ilgili ciddi oranda bir memnuniyet var. Şu anda sahadaki tek olumsuzluk işsizlik ve ekonomideki geçici durgunluk.
“Evet” kampanyası sürdürecek olanların sahada karşılarına çıkabilecek muhtemel olumsuzluklar bunlar. Bunlar da üstesinden gelinmeyecek şeyler değil...
             ***
Beni çok mutlu eden üç gözlemimi de müsaadenizle burada sizlerle  paylaşmak istiyorum... İlk gözlemim, birilerinin cahil muamelesi yaptığı Anadolu insanı içeride ve dışarıda Türkiye’ye çekilen tüm operasyonların farkında. Bu operasyonları boşa çıkarmak için kapı gibi sapasağlam Sayın Cumhurbaşkanı’nın yanında duruyor... İkinci gözlemim, ilçe merkezine 40 kilometre mesafedeki köyüme çöp konteynerleri konmuş ve ilçeden temizlik ekipleri gelip köyün çöpünü toplamaya başlamışlar. Yani tüm engellemelere ve ayak oyunlarına rağmen Türkiye kalkınıyor... Son gözlemim ise eğitimcilerle ilgili. Memleketim Tokat-Zile ilçesinin merkez dışındaki iki okulunun öğretmenleri ile bir araya geldim. Tokat’ta harika bir millî eğitim müdürü ve ilçede de kendini eğitime adamış, işini iyi yapan bir ilçe millî eğitim müdürü var. O iki köy okulunda da bütün imkânsızlıklara, zorluklara ve yokluklara rağmen cehalete savaş açmış olan pırıl pırıl öğretmenler görev yapıyor. Hepsinin gözleri ışıl ışıl. Bakışları çakmak çakmak. Bu gencecik, idealist öğretmenlerin anlattıkları, hırsları beni ülkemin geleceği için daha çok umutlandırdı. İyi ki varsınız öğretmenlerim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.