Genelkurmay çatı davası

A -
A +
Ankara Sincan’da görülmekte olan ve 15 Temmuz darbesini fiilen yöneten; yönlendiren, darbe girişimi ile ilgili ast unsurlara gerekli emirleri veren sözde “Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de içinde yer aldığı darbe girişiminin Komuta Karargâhı-Merkezi üyelerinin yargılandığı çatı davasında FETÖ’cüler oyun içinde oyun üretiyorlar!.. O gece darbe girişimine bizatihi iştirak ettiği; emirler verdiği, FETÖ imamına selam durduğuna ilişkin görüntüler-belgeler-açık deliller orta yerde dururken FETÖ örgüt üyelerinin mahkeme salonunda şehit ve gazi yakınlarının gözlerinin içine baka baka pişkince-ahlaksızca yalan ifadeler vermeleri herkesin sabrını taşırmaya başladı. Bunlar kime, neye güveniyor? Yoksa akıl sağlıklarını mı yitirdiler? Hepsi pişkince üç maymunu oynuyorlar. Kamera görüntüsü orta yerde dururken “o kişi ben değilim” diyebilecek kadar ahlaksız bunlar. Savunmalarında benzer ifadeleri kullanmaları; FETÖ elebaşını olayın dışında tutma gayretleri, darbe girişimine görevdeki üst düzey komuta kademesini de dahil etme çabaları bu hayâsızların hâlâ FETÖ yapılanması ile irtibatlarının devam ettiğini, o illegal yapıdan umutlarını kesmediklerini gösteriyor.
Bunlar örgütsel bir strateji ile hareket ediyorlar. Savunmalarını incelediğimizde üç hedeflerinin olduğunu anlıyoruz. Birinci hedefleri, FETÖ’yü 15 Temmuz darbe girişiminden aklamak, ikinci hedefleri darbe teşebbüsünün başkaları tarafından planlanarak icra edildiği konusunda algı oluşturmaya çalışmak, üçüncü hedefleri ise TSK komuta kademesi ile bazı önemli kurumları yıpratmak. Ana muhalefet partisi CHP ile muhalif yazar-çizerlerimiz de bilerek ya da bilmeyerek FETÖ’nün değirmenine su taşıyorlar.  ‘Kontrollü Darbe’ uydurması FETÖ’cülerin dış dünyayı etkilemek için ortaya attıkları saçma-sapan, gerçekle ilgisi olmayan bir iddia.
Sınırlı sayıda itirafçı dışında şu anda mahkemede örgüt mensubu olduğunu kabul eden kimse yok. Bunlar hem yalancı hem de mert değiller. Takiyenin alasını yapıyorlar. Su içer gibi yalan söyleyebiliyorlar. Maalesef örgütü aklamayı, kendilerini aklamaktan daha öncelikli bir görev olarak kabul ediyorlar. Tam Haşhaşi ruh hâli yani. Mahkeme salonunda şov yapıyorlar. Kendimizi kötü hissetmemize sebep oluyor şerefsizler.
Sincan’da Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Genelkurmay çatı davasında gözümüze çarpan bazı aksaklıkları paylaşalım. 22 Mayıs’taki ilk duruşmaya pankartları ile yığınlar hâlinde ilgi gösteren halkımız maalesef ikinci duruşmadan itibaren meseleye ilgisiz kaldı. Şehit ve gazi aileleri ile basın mensupları dışında izleyici kısmında kimse yok. Siyasi partiler; STK’lar, dernekler, vakıflar acilen tedbir almalı. İzleyici bölümü bu davanın sonuna kadar dolu tutulmalı. Şehit ve gazi yakınlarına yalnızlık duygusu yaşattırılmamalı. Şehit ve gazilere ödenemeyecek kadar büyük borcumuz var.
İkinci tespitimiz çapraz sorgu ile ilgili. Maalesef çapraz sorgu çok zayıf. İfadelerinde örgüt ağzı ile konuşan darbecilere yönelik Cumhurbaşkanının avukatı hariç müşteki tarafından neredeyse soru soran yok. Maalesef Mahkeme Başkanının soruları da çapraz sorguda zayıf kalıyor. Sanıklar duruşmalardaki çapraz sorgu zayıflığını fırsat bilerek kendilerini ‘suçsuzmuş’ gibi göstermeye çalışıyorlar. Hem avukatlarının hem de Mahkeme Başkanının çapraz sorgu için iyi bir ön hazırlıkla duruşmaya gelmesi gerekiyor. Ayrıca, şehit ve gazi avukatları da daha aktif olmalı, sanıklara sorulması gereken bütün soruları sormalı. Sayın Mahkeme Başkanı’nın duruşma sırasında müştekilere biraz daha insaflı davranması, onları anlamaya çalışması, onları azarlamaması-terslememesini temenni ediyoruz. Bazı sanıkların müştekilere dil çıkardığı ve hatta küfrettikleri biliniyor. Böyle bir durumda müştekiler haklı olarak tepki gösteriyor. Mahkeme Başkanı bu şerefsizleri uyarmak yerine müştekileri susturması anlaşılabilir bir durum değil.
Sincan’da devam eden dava; darbe girişiminin en önemli, en can alıcı davası. Unutmayın ki ülkemizin dört bir yanında darbeye karışan ast birlik ve unsurlara darbe emrini veren çekirdek kadro bu davada yargılanıyor. Darbeyi planlayıp emirleri verenleri aklayıp icrasına iştirak eden alt unsurları cezalandırırsanız sonuç Ergenekon ve Balyoz davalarına döner. Ergenekon’da suçu-günahı olan 5-10 üst düzey kamu görevlisini kurtarmak için ilgili-ilgisiz herkes o torbanın içine dolduruldu. Dava sulandırıldı ve itibarsızlaştırıldı. Ama esas suçlular kurtarıldı. Bunu FETÖ yaptı o zaman. Şimdi aynı FETÖ, benzerini çatı davasında yapmaya çalışıyor. Aman ha, bu tuzağa düşmeyelim. Yeni oluşturulan HSK, bütün dikkati ve enerjisi ile bu davayı yakından takip etmeli. Muhalefet partileri; muhalif yazar-çizer ve basın kuruluşları bu davanın sulandırılmasına; önemsizleştirilmesine sebep olacak girişim ve söylemlerden kaçınmalı.
FETÖ sadece Sayın Erdoğan’ı hedef almadı. Bütün Türk milletini ve ülkemizi hedef aldı. O gece darbeye karşı herkes, her kesim sokağa döküldü. FETÖ ile mücadele iç siyaset üstü millî bir meseledir. Bu konu iç siyaset malzemesi yapılmamalıdır. ‘Kontrollü darbe’ söylemi insafsız ve tehlikeli bir söylemdir. Muhalefet, FETÖ’nün algı operasyonuna katkı verecek ve uluslararası arenada FETÖ’ye malzeme sağlayacak her türlü söylem ve girişimden uzak durmalıdır. Unutmayın; vicdansızlık etmeyin. 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan en yakınlarını şehit verdi...
              ***
Şırnak’ta meydana gelen elim kazada başta hemşehrim 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Aydoğan Aydın Paşa olmak üzere hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allahü teâlâdan rahmet diliyor, acılı yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Başımız sağ olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.