Fatih Hoca, zamanla yarışıyor!..

A -
A +

Hafta içinde “biri” Şampiyonlar, “üçü” UEFA Ligi’nde 4 maç oynadı, takımlarımız, sonuç; “Futbolumuz adına” yürekler acısı; “üç mağlubiyet, bir beraberlik; atılan gol; 2, yenilen gol; 9!..”
Bu tablo içinde, Beşiktaş’ın, Başakşehir’in ve Trabzonspor’un yenilgilerine “Avrupa kupalarına katılamayan” Fenerbahçe’yi de eklersek, “büyükler içinde” Galatasaray’ın “Brugge deplasmanından getirdiği bir puanlık ve 900 küsur bin avroluk” ganimete “teşekkür etmek” gerek!..
Zira maç öncesi tablo şuydu: Galatasaray’ın son 15 Şampiyonlar Ligi’nde galibiyeti yok. Son beş deplasman maçında yenilmiş ve dördünde gol bile atamamış. Dahası, Galatasaray, Avrupa kupalarında Belçika takımlarına karşı oynadığı altı maçta galibiyet alamamış; “dört yenilgisi, iki beraberliği” var!..
Bitmedi; Belçika futbolda FIFA sıralamasında İspanyaların, Brezilyaların, Almanyaların önünde “birinci” sırada. Türkiye ise “yeni” 38’incilikten 36’ncılığa yükseldi!..
Galatasaray, bu sezon “yeni bir takım kurdu”; ligde de, Türkiye ve Avrupa kupalarında da “birkaç haftayı daha, ‘zaman kazanmaya’ oynuyor, oynayacak!..
Futbolun “bilinen” bir kuralı var; “Yaşlı ve tecrübeli futbolcular forma yavaş girer, ama girdikten sonra da çok uzun bir süre formunu kaybetmez!..”
Galatasaray “birkaç hafta daha” maçlara “elbette galibiyet için çıkacak” ama Fatih Hoca’nın da “hiç sevmemesine rağmen” katlanmak zorunda olduğu bir sloganı var, futbolun; “Yenemeyeceksen, yenilme!..”
Belçika’da “yenilgisiz, bir maçı eksik, bir puan geride” liderlik mücadelesi yapan Brugge’dan “bir puan ve beraberlik getirmek”, işte “Galatasaray’ı grup puan cetvelinde ikinci sıraya oturttu” ve de “hem Şampiyonlar Ligi için şansını” devam ettirirken, hem de “UEFA Ligi için” avantajlı duruma geçirdi!..
Sonuç “bu tabloyu” ortaya koyarken “sahadaki futbol” nasıldı; doğrusu ya, “Brugge’e giderken” endişeler dağları bekliyordu.  O, “ortası dökülen” defans ile “Beşiktaş ve Başakşehir’in başına gelenler” pekâlâ Galatasaray’ın da başına gelebilirdi.
Defanstaki toparlanma (Elbette yeterli değil, ama birkaç hafta içinde yeterli olacak / Keşke kadroda Mariano yerine Linnes kalsa idi) açık şekilde göründü. Leminina ve Seri “Fenerbahçe maçına kadar” hem takıma alışmış, hem de “yeterli kondisyona” kavuşmuş olacaklarını gösterdiler. Dahası Nzonzi ve Babel “usta futbolu” oynuyorlar. Ve asıl, Emre Mor “geliyor” ve de “yeterli paslar verilecek” Falcao da gol serisine “elbette” başlayacak!..
Takım, “büyük ve tecrübeli” futbolcuların oynayacağı “kalite ağırlıklı” futbola “birkaç maç sonra” ulaşabileceğini gösteren işaretler veriyor. “Lüzumsuz ve korkakça geri paslar” azalmış. Muslera bile “bu konuda” aklını başına toplamış gibi…
Galatasaray’ın önünde “riskli” iki maçı var; Malatya deplasmanı ve kendi sahasında Fenerbahçe” maçı… Bunları “en az kaza ile” atlatırsa, sarı-kırmızılı ekibi Ali Sami Yen’de “Fransa şampiyonu önünde” seyredeceğiz, hem de sahaya “yenmek için çıkacak” ve oynayacak bir Galatasaray’ı…
Bekleyecek ve hep beraber göreceğiz!...

Aziz Yıldırım aranıyor!..
Ne yazık ki, Fenerbahçe’nin başında, “kendi kulübüyle beraber, futbolumuzun kuruluş yıllarından bu yana birbirlerinin ‘en büyük rakibi olmuş’ iki kulübünden biri olan” Galatasaray’ın “kuruluş yılının sembolü olan 19.05’i çok hafife alan” bir Başkan var!..
“19.07’ye ‘aynı kasıtlı dokunuş’ yapılsa idi, ne yapacağı, ne yapacaklarını” düşünmeyen, düşünemeyen bir Başkan!..
Bir de “bozuk sicilden” söz etmez mi?..
Allah’tan, Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz de, Fatih Hoca da “çok dikkatli” ve “seviyeli” cevaplar verdiler, gazetecilerin bu konuda sordukları sorulara…
Şimdi soru sırası bizde; “durup dururken” ortaya koyduğu bu “acı, tahrip ve tahrik edici” tablodan daha “kötü” bir sicil olabilir mi, Türk sporunda ve de  Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinde, sizler söyleyin sporseverler?...
Yıllarca “yerden yere vurduğumuz” Aziz Yıldırım’dan “özür dilememiz gereken” günler yaşıyoruz, galiba!..

Zorda olanlar ne diyorlardır?..
Evet, açıkça görülüyor ki, futbolumuzda “zorda olanlar” var, acaba “kendi kendileriyle hesaplaştıklarında” içlerinden şunları söylüyorlar mıdır:
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç; “Rahmetli ağabeyim ne kadar haklıymış, onun sözünü tutup bu kulüp başkanlığı işlerine hiç girmemeliydim. Olmayınca olmuyor; bir de başımıza Disiplin Kurulu çıktı!..”
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman; “İki şampiyonluk geldikten sonra, zirvede bırakmaz mısın koltuğu? Şimdi ver bakalım ‘Paralar nerede’ sorusunun cevabını!..”
Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ; “İstifa etmem de yetmedi; Galatasaray’a karşı yaptıklarımın ahı peşimden geliyor, hâlâ. Bir kutu pişmaniye mi yesem, acaba?..”
Beşiktaş Teknik Direktörü Abdullah Avcı; “Beşiktaş’ın başında Şenol Hoca’yı bile kıvrandıran bir başkan varken ne işim vardı benim bu kulüpte?..”
Başakşehir Teknik Direktörü Okan Buruk; “Ah be Abdullah Hoca, neden kalkıp da Beşiktaş’a gittin, bak kendini de, beni de ne hâllere düşürdün!..”
Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman; “Bu gençler meselesini çok büyüttüm ve de basının beni göklere çıkarmasının, kahraman yapmasının yolunu açtım. Peki, şimdi ne yapacağım?”

Futbol ulemamıza “yorumsuz” mesaj!..
İddaa Risk Yönetimi Süper Lig ‘Şampiyonluk’ oranları güncellemiş.
?? Galatasaray / Eski oran: 2.50 Yeni oran: 2.40
?? Fenerbahçe / Eski oran: 2.60 Yeni oran: 2.65
?? Beşiktaş / Eski oran: 4.50 Yeni oran: 4.75
?? Trabzonspor / Eski oran: 11.00 Yeni oran: 12.00
?? Başakşehir / Eski oran: 35.00 Yeni oran: 35.00
?? Alanyaspor / Eski oran: 60.00 Yeni oran: 35.00

Şaka!..
Bu Olimpiakos’ta “asist ve gol krallığına oynayan” Valbuena, Fenerbahçe’nin kapının önüne koyduğu Valbuena mı yoksa “isim benzerliği olan” başka bir Fransız mı?..
Soruyorum, Ersun Yanal Hoca’ya, hangi Valbuena bu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.