Galatasaray’ın problemi; “Disiplin sendromu!..”

A -
A +

Sarı kırmızılı takımın “liderliği bu kadar kolay kaybetmesinde” kadro tertibi, teknik ve taktik hatalar, şanssızlık ya da başka saha içi faktörleri “bir dereceye kadar kabul edebilirim” ama… Bir “sebep” var ki; onu Galatasaray taraftarının kabul etmesi mümkün değil; “Fatih Terim’in başında olduğu bir ekip” bu kadar evet, “bu kadar disiplin fakiri olamaz!..”
Dün sabah, Türkiye  Spor’da okuduğum sevgili Yalımcan Sarpyel’in “Galatasaray haberi” bu “acı tabloyu” tam anlamıyla ortaya koyuyor!..
“Disiplin sendromu”, dün gece Galatasaray’ın Konyaspor önüne “8 eksikle çıkmasına” yol açtı. Bu satırları, maçın başlamasına 10 saat kala yazıyorum; elbette “maç sonu ne oldu” bilemem!..
“Disiplinsizlik” Galatasaray takımını adeta “Covid-19 virüsü” gibi sarmış. Önlenemeyen “sarı ve kırmızı kartlar”, onlarla beraber gelen cezalar, hatta Omar’ın çocuklarıyla oynamaya kalkıştığı ve neredeyse “futbol hayatını tehlikeye sokan” Havai fişek faciasına kadar uzanan “olumsuz gelişmelerin temelinde” işte bu sebep yatıyor; “disiplinsizlik!..”
Kabul edemediğim şey de, bu acı tablonun “Fatih Terim Hoca’nın emanet edildiği kadroda ortaya çıkması” ve de sürüp gitmesi!..
“Vurdumduymaz, şımarık, disiplinin d’sinden nasibini almamış” Belhanda gibi bir oyuncuyu “kaptanlığa kadar yükselten çizgi”, görülüyor ki, “çok futbolcuyu disiplin yoksulu” yapıvermiş…
Adam, Antalya maçında “doğru dürüst kafa vursa gol olacak” bir atağı voleyboldaki “pasör pası” olarak rakip kalecinin ellerine teslim ederek” sonlandırdıktan sonra “neden sırıtıyor” acaba, söyler misiniz bana?
Ya takım 10 kişi kalmışken, “doğrudan kırmızı kart çıkacak” hareketini hakem görmezden gelmişken… Marcao’nun “ikinci sarı kartı görmek için” inat ve ısrarla “saha içi itişmelere karışması, hakeme karşı hareketler yapması”, buna “ülkenin oynayan uluslararası en tecrübeli oyuncusu” ve de “Galatasaray’ın kaptanı” Arda’nın da katılması, söyler misiniz bana “ne anlama geliyor” ve Galatasaraylı futbolcular bu noktaya nasıl geldiler?..
“Devre arasında gitmesi için” dua edilen Falcao’yu “ocak transferinin açılmasına birkaç gün kala sahaya sürmek” hangi akla hizmet etmektir; “sakat sakat Galatasaray’da kalıp milyon avroları tribünde oturarak almasını sağlamaktan” başka?..
Etebo’nun, Feghouli’nin, Babel’in yokluklarının altında da “disiplinsizlik” yatmıyor mu?..
Luyindama’nın “saha içi ısrar ve inatla yaptığı top kaptırma hatalarının önlenememesini” de başka nasıl izah edebiliriz?..
Donk’un “yana, geriye, kaleciye paslarla futbolu rakip kaleye doğru değil, kendi kalesine doğru oynama” rekortmenliğe soyunarak “Galatasaray’ın kendi sahasından çıkışını ‘yavaşlatılmış filme’ çeviren” futbolundan bir türlü vazgeçmemesini acaba neye bağlayabiliriz; “disiplin notunun 10 üzerinden 3’ten fazla olmadığından” başka?..
Acıyorum, Oğulcan, Kerem, Emin Bayrak, Ali Yavuz gibi gençlere, “yıldız (!) ağabeylerinden” bilmem ki ne öğrenecekler?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.