Eksik Beşiktaş tam isabet

Galatasaray ortadan kayboldu.  O kayboluşun bir açıklaması da yok. Bu kadar ‘kötü’ görünmeyi  Erol Taş bile başaramamıştır!

Gün boyu, futbol meraklısı kim varsa yolumu çevirip sordu “Ağabey ne olur derbi?”, “Derbiler kestirilemez, sonucu öngörülemez” demekten dilimde tüy bitti ama bu defa ‘net’ konuştum.
Beşiktaş’ın onca ‘yokluğunda’ ne olacak? “Galatasaray alır herhalde” dedim.
Beklediğimin aksine, Beşiktaş müthiş başladı. Üstelik Ljajic kenarda ‘hamle şansı’ olarak beklerken. İlk 10 dakikada ikisi Lemina ve Muslera’nın büyük hatalarıyla olsa da en az 3 ‘net’ pozisyon buldu.
Tartışılmaz bir gerçeğin altını çizeyim... Bu maçta da Galatasaray’ın ‘başrolünde’ Muslera vardı. Daha önemlisi, Galatasaray’ın bu kadar eksik yakaladığı Beşiktaş karşısında ilk tehlikeli pozisyonu 30’lar yaklaşırken bulmasıydı. Sonraki her dakika Galatasaray’ı biraz daha öne çıkardı.  Bu kez, Andone ‘başrol’ fırsatını kaçırdı.
İkinci 45 öncesinde “Acaba izlediğim en tatsız tuzsuz derbi hangisi?” sorusuna cevap aradım.
Ama baktım ki, ‘oynatanlar’ durumdan memnun. Ne Abdullah Avcı, ne de Fatih Terim değişiklik yapmadılar.
Derler ki; “Futbolda skoru istatistikler değil ‘anlar’ belirler.”
Önce Diaby; ki Muslera’nın müthiş kurtarışı vardı... Ardından Umut Nayir... Beşiktaş tribünleri “Ahhhh” çekerken, Galatasaraylı taraftarların yüreği ağzındaydı.
Beşiktaş’ın golü kaçınılmazdı. “Geliyorum” diye bağıra çağıra geldi.
Peki, ne değişti de Beşiktaş bu kadar net pozisyonlar buldu? Ne oldu da ikinci yarının temposunda Beşiktaş bu kadar gaza basabildi?
Söyleyeyim... Galatasaray ortadan kayboldu da ondan.  O kayboluşun ‘akademik anlatımlı’ bir açıklaması da yok. Bu kadar ‘kötü’ görünmeyi  Erol Taş bile başaramamıştır!
SON SÖZ: Beşiktaş -tartışmaya kapalı bir şekilde- hak ederek kazandı.
EN SON SÖZ: Fatih Terim maçtan sonra -özellikle- Adem Büyük ve Emre Mor’la başlamadığına pişman olmuştur.

Maçın adamı: Abdullah Avcı