Ofansif alarm

Rakipte atılan oyuncular ekmeğine yağ sürdü ama F.Bahçe diyetteydi her halde...

Gustavo, Ozan, Tolga Ciğerci...    
Fenerbahçe’nin bu orta sahasından ofansif pas zenginliği çıkmazdı, çıkmadı.
Jose Sosa ya da Mert Hakan’la başlamak hem hareket, hem bereket açısından sanki doğru tercih olurdu.
Erol Bulut’un kafasındaki oyun planında Ozan Tufan daha ofansif, kanatlarda Thiam ve Ferdi daha efektif, Valencia bitiriciydi.
Ama öyle olmadı.
Fenerbahçe çok top kaybıyla ve üstelik durağan oynarken, gol oyundan değil, bireysel yetenek ya da zafiyetten gelirdi ancak, gelmedi.
Hatayspor da, risk almayınca, koca bir ilk 45 oynanmasa da olurdu...
“Aklın yolu birdir” derler. İkinci yarıya Sosa’yla başlamak doğru hamleydi ama Ozan Tufan oyunda kalabilirdi. (Bu zorlu maratonda en azından geniş kadroda ‘milli takımdaki’ Ozan’ı nerede bulacak Fenerbahçe?)
Aklımda dönüp duran şu soruya da cevap aramadım değil.
Erol Bulut, Thiam’ı sola çekip, Sinan Gümüş değişikliğinde Ferdi’yi tercih etse, oyunu daha fazla domine edebilir miydi?
Hoş, Hatayspor’un gol aramak gibi bir niyeti olmayınca, Fenerbahçe dakika dakika oyunu karşı tarafa yıkmaya başladı.
Buna karşılık üretkenlik görüntüsü bir türlü netleşmedi.
Serbest vuruşlarda, yan toplarda gol şansını zorlasa da ‘bu haliyle’ zor görünüyordu.
Erol Bulut da aynı fikirde olacak ki, 70’lere yakın Mert Hakan, Filip Novak elinde ne var ne yok sahaya sürdü.
Gecenin sönük isimleri Tolga ve Ferdi’nin çıkışı sürpriz değil hatta geç bile kalınmış kararlardı.
Caner Erkin öne çıktı (sonlarda Deniz Türüç o rolü üstlendi), Sinan Gümüş merkez forveti ikiledi.
73’te Riberio, 81’de Sackey’in kırmızı kartları Fenerbahçe’nin kızarmış ekmeğine sürülmüş yağ gibi oldu ama Fenerbahçe diyetteydi herhalde!..
ÖZETLE: Fenerbahçe’nin derdi hücum atraksiyonları... Doğru şablon ve oturan oyun anlayışıyla çözülmeyecek bir problem değil. Ancak, korkarım ki Erol Bulut beklenenden daha erken tartışılmaya başlanacak.
Bakalım derbinin hikayesi nasıl yazılacak?

MAÇIN ADAMI: Pablo Santos