Bir asırlık zulüm

A -
A +

MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu ile Başbakan Süleyman Demirel arasında cereyan eden, Süleyman Demirel'in istifa etmesinin istendiği telefon görüşmesi: 12.3.1971 saat 10.30 B.B. : Ne var ne yok F.D. : Durum hiç iyi değil, Türkiye vahim bir buhran eşiğinde ve bugünler çok kritik B.B. : Anlıyorum, fakat neye karşı, ne için? F.D. : Kabineniz Türkiye'yi bugünkü buhranlı hale soktuğu kanaati umumi Halk'ta olduğu gibi Silahlı Kuvvetlerde de aynı düşünce hakim. .... F.D. : Şu anda bütün birlikler alarm halinde bir sol ihtilal ve buna karşı olanlar var. Türkiye'nin bir felakete sürüklenmemesi lazım. B.B. : Bunun sevk ve idarecileri var mı? Ayrıntılarını söyleyebilir misiniz? F.D. : Öteden beri Ordudaki memnuniyetsizlikleri ve sebeplerini, memnun olmayanları büyüklerime bildiriyorum. B.B. : Ben bilhassa lider ve bu işi organize edenler var mı? Onu öğrenmek isterim. F.D. : Bu hususta bir bilgiye sahip değilim, yalnız bir kere daha tekrar edeyim ki Türkiye'yi felakete sürüklememek lazım. Karar sizin şahsınıza ait. Bir tarihî karar vermek mecburiyetindesiniz. ..... Bu görüşmeden sonra Demirel istifa etmiş. Öncesinde 9 Martçılarla 12 Martçılar anlaşmış, koalisyon kurmuş, tasfiye edecekleri isimlerle ilgili kararnameyi de istifa eden Demirel'e evinin önünde ayaküstü imzalatmışlar. Çok kısa bir bölümünü verdiğim dönemle ilgili notlara ve detaya arama motorları üzerinden erişebilirsiniz. Üç günde beş günde içinden çıkılacak gibi değil. 5-10 sayfa okuduktan sonra insana karamsarlık çöküyor. Benim çıkardığım ana fikir şu: Bu ülke hiç bizim olmamış, bir asır boyunca hükmedememişiz. Hep başkaları idare etmiş, parmaklamış. İçerdeki uzantılarını kullanmış, medya hep ellerinde olmuş, kamuoyunu hep onlar kontrol etmiş, ticareti onlar kontrol etmiş. Darbecileri de değnekçi gibi kullanmışlar. Ara dönemde onlar eliyle zulmetmişler. Normal görünen dönemlerde başka vasıtaları kullanmışlar. Çok zalim bir düzen. Örtülü müstemlekelerdeki zayiat alenilerden daha çok oluyor. Aleni olsa, başa nihai kararı verecek bir adamlarını koyarlar, her iş onun üzerinden yürür. Onun kararlarına uyan rahat eder, kurtulur, uymayanlar imha edilir. Aleni olmayınca biraz seçim, biraz parlamento, biraz mahkeme, biraz seçmen iradesi vs.. insanları bir yerden öbür yere sevk etmek hem çok maliyetli olmuş, hem de her türlü iğrenç metot kullanılmış. ... Bu metinlere bakınca iki arada bir derede kalıyorum. Bir yanım darbecilerin hatta teşebbüs edenlerin gerekçeleri ne olursa olsun en ağır şekilde cezalandırılmasını arzu ediyor öbür yanım akıllısı, ahmağı, tıynetsizi ile hepsini kullanan iradeden hesap soramadıktan sonra neye yarar diyor. Bir asır sonra Türkiye bunların kontrolünden çıkacak. Dışımızdaki şartların sağladığı avantajla çıkacak. Ülkemizin yüzde yüz hakimi olamasak da paryası olmayacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.