İtaat et ya da açlıktan öl
11 Ocak 2016 02:00
İnsanlığın milenyum konusunda beklentileri epey büyüktü. 2000'li yıllarda beklenen uçan arabalar, galaksiler arası geziler, her komutu anlayan robotlar gibi insanlığın hayat kalitesini baştan sona değiştirecek keşiflerin, buluşların olmasıydı. Teknoloji bu kadar olmasa da ciddi anlamda nimetleri ile insan hayatını değiştirdi, beklenen ömür uzadı, tıp gelişti, iletişim teknolojisi ile tüm dünya küçük bir köy hâline geldi.
Ve 2016'nın ilk günlerinde, teknolojinin tüm nimetleri sayesinde ve insanlığın son geldiği noktada herhangi bir Avrupa başkentine 2 saat uçuş uzaklığı olan bir bölgede insanların açlıktan ölmesini canlı yayında izliyoruz. Skype bağlantısı ile televizyon yayınlarına katılan Suriyeliler akrabalarının açlıktan öldüğünü anlatıyor, cep telefonu ile çekilen görüntülerde artık bir iskelete dönmüş çocuklar günlerdir sadece su içtiklerini ve baharat yediklerini anlatıyor.
Madaya bundan birkaç yıl öncesine kadar temiz havası, lezzetli kaynak suları, verimli topraklarında çıkan taze meyve ve sebzeleri ile meşhur zengin Suriyelilerin yazlarını geçirmeyi tercih ettiği bir sayfiye merkeziydi.
2015 yılının Temmuz ayında bölgeyi Esad ve Hizbullah güçleri ele geçirdi. Son 200 gündür ilçeye yemek, sağlık malzemesi ve diğer temel ihtiyaçların sokulmasını engellemek bu milislerin temel politikası oldu.
Madaya, böylesi bir kuşatma altında olan tek bölge değil Suriye'de. Onlarca bölgeye yemek sokulmasına, sağlık maddelerinin ulaşmasına izin vermiyor rejim. Bu şartlarda yaşayan 600.000'den fazla insan var. Yani 600.000'den fazla insan her gün açlık nedeniyle ölüme biraz da yaklaşıyor.
"İtaat et ya da açlıktan öl" politikasını Esad 2012'den beri muhalefete destek veren bölgeleri dize getirmek için kullanıyor. Mudamiya'da başlayan bu kuşatma, Guta'da, Yermuk kampında ve Deyrizor'da devam etti. Yüzlerce insan hayatını açlık yüzünden kaybetti.
Birleşmiş Milletler yardım birimleri bu bölgelere yardım ulaştırmak için Esad rejiminden izin dilenirken, bu bölgelerde Esad militanları sokakları "itaat et ya da açlıktan öl" duvar yazıları ile "süslendiriyor."
AB sınırlarını ölümden kaçan mültecilere kapıyor, yabancı düşmanlığı en yaygın Avrupa değerine dönüşüyor. "Özgür dünyanın lideri" ABD ise 2017'ye kadar Esad'ı Suriye'nin başında tutma planları yapıyor...
Ve 2016'nın ilk günlerinde, teknolojinin tüm nimetleri sayesinde ve insanlığın son geldiği noktada herhangi bir Avrupa başkentine 2 saat uçuş uzaklığı olan bir bölgede insanların açlıktan ölmesini canlı yayında izliyoruz. Skype bağlantısı ile televizyon yayınlarına katılan Suriyeliler akrabalarının açlıktan öldüğünü anlatıyor, cep telefonu ile çekilen görüntülerde artık bir iskelete dönmüş çocuklar günlerdir sadece su içtiklerini ve baharat yediklerini anlatıyor.
Madaya bundan birkaç yıl öncesine kadar temiz havası, lezzetli kaynak suları, verimli topraklarında çıkan taze meyve ve sebzeleri ile meşhur zengin Suriyelilerin yazlarını geçirmeyi tercih ettiği bir sayfiye merkeziydi.
2015 yılının Temmuz ayında bölgeyi Esad ve Hizbullah güçleri ele geçirdi. Son 200 gündür ilçeye yemek, sağlık malzemesi ve diğer temel ihtiyaçların sokulmasını engellemek bu milislerin temel politikası oldu.
Madaya, böylesi bir kuşatma altında olan tek bölge değil Suriye'de. Onlarca bölgeye yemek sokulmasına, sağlık maddelerinin ulaşmasına izin vermiyor rejim. Bu şartlarda yaşayan 600.000'den fazla insan var. Yani 600.000'den fazla insan her gün açlık nedeniyle ölüme biraz da yaklaşıyor.
"İtaat et ya da açlıktan öl" politikasını Esad 2012'den beri muhalefete destek veren bölgeleri dize getirmek için kullanıyor. Mudamiya'da başlayan bu kuşatma, Guta'da, Yermuk kampında ve Deyrizor'da devam etti. Yüzlerce insan hayatını açlık yüzünden kaybetti.
Birleşmiş Milletler yardım birimleri bu bölgelere yardım ulaştırmak için Esad rejiminden izin dilenirken, bu bölgelerde Esad militanları sokakları "itaat et ya da açlıktan öl" duvar yazıları ile "süslendiriyor."
Esad ve Hizbullah takipçileri açlıktan ölen insanlarla dalga geçmek için yedikleri yemekleri, şaşaalı sofra resimlerini sosyal medyada paylaşıyor.
AB sınırlarını ölümden kaçan mültecilere kapıyor, yabancı düşmanlığı en yaygın Avrupa değerine dönüşüyor. "Özgür dünyanın lideri" ABD ise 2017'ye kadar Esad'ı Suriye'nin başında tutma planları yapıyor...