Hizmet hiçbir şey reklam her şey!

A -
A +
 
İletişim Platformu'nun cumartesi gecesi tertiplediği “çevrimiçi iletişim buluşmaları”nda bir grup gazeteci Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’yu dinledik.
Başkana pandemi ile mücadelede İstanbul’da neler yapıldığını sorduk.
Göksu tabiatıyla ağırlıklı olarak CHP’li belediye yönetimini eleştirdi.
Bu sırada çarpıcı rakamlar paylaştı. Dedi ki;
- "Biz geçen seneye gelene kadar her gün 312 bin kişiye yardım ulaştırıyorduk. Bunlar son süreçte 200 bin kişiye yardım verdik diye reklam yapıyor. Demek ki ürettiğin hizmet kadar hizmeti anlatmak da önemli… Biz büyük işlere imza atıyor, bir elin verdiğini diğeri görmesin düsturuyla iletişime dönüştürme derdi gütmüyorduk. Ama bunların işi gücü algı ve reklam… Artık dijital sosyoloji ile tanışmak zorundayız. Yeni Çağın gereği olan dijital sosyolojinin altını doldurmak mecburiyetindeyiz. Bu hususta özel çalışmalarımız olacak…"
- "Belediyede CHP’lilere yer açmak için büyük operasyonlar yapıyorlar. 150-200 milyon lira tazminat ödeyip çalışanları işten attılar. İnsanların ekmeğiyle oynayan şirketlerin dosyasını Meclis’te bekletiyoruz. Boş duracak değiliz."
- "AK Parti’nin İstanbul’da başlattığı bütün projeler durduruldu. Ama her meclis toplantısında borçlanma teklifiyle geliyorlar. İBB'yi on ayda 9 milyar lira borca soktular. Geçen pazartesi kabul edilseydi borç 12 milyara çıkacaktı. Bunlar başka bir senaryonun peşinde."
- "İstanbul'un yüzde 60’ı AK Parti idaresinde. Ve İstanbul şu an koalisyonla yönetiliyor."
...
Bu sözlerden anlaşıldığı üzere AK Parti 'iletişim ve reklam' eksiğinin farkında.
...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi pandemiyle mücadelede sınıfta kaldı.
Skandalları örtbas çabaları ‘otobüslere toplu binişler oldu’ tarzı Fazilet Durağı masalları ayyuka çıktı.
Seçimden bu yana bir yıl geçti ortada, kayda değer hiçbir şey yok!
Buna rağmen Ekrem İmamoğlu, PR yapmaya devam ediyor.
Çünkü arkasında öksürse beğeni hanesini tıklayacak sosyal medya kitlesi, onu mağdur göstermeye yeminli sözüm ona tarafsız gazeteci dostları var.
Seçimi sosyal medya ile kazandı. İşi sosyal medya ile götürmeye çalışıyor.
 
 
İlla edep, illa edep…
 
Tarih ve Medeniyet dergisinin Nisan 1998 sayısında "Minareden okunan şiir" başlıklı bir yazı çıkmıştı. Şöyle ki;
Divan şairi Nâbi, Surre alayı ile birlikte hacca gitmek üzere yola koyulur. Medine civarında çölde bir gece Resulullah'a yakın olmanın hazzı içinde yerinde duramayıp gezerken devlet büyüklerinden birinin ayağını kıbleye doğru uzattığını görür.
O an o kişiyi edebe davet için ağzından inci gibi sözler saçılmaya başlar:
"Sakın terk-i edepten kûy-ı mahbûb-ı Hüda'dır bu
Nazargâh-ı İlahıdır makam-ı Mustafa'dır bu."
Yani "Edebi terk etme, burası Allahü tealanın habibi, sevgilisi olan Peygamber Efendimizin bulunduğu yerdir. Burası büyük meleklerin etrafında pervane olduğu ve peygamberlerin hürmetle eğilerek öptüğü tavaf yeridir" diye uyarır.
Yüksek rütbeli zat hemen ayaklarını toplayıp doğrulur, Nabi'ye "Ne zaman yazdın bunu" der, "Senden başka duyan oldu mu?"
Nabi, "Sizi öyle uzanmış görünce söylemeye başladım" diye cevap verir.
Kafile sabah ezanına yakın Mescid-i Nebi'ye varır.
Heyhat! Mübarek beldeye girerken minarelerden yanık sesli müezzinler ezandan evvel Nabi'nin o naatını okumaz mı?
Nabi, namazdan sonra derhâl müezzini bulur "Söyle" der, "Allah aşkına söyle, kimden öğrendiniz bunu?"
Müezzin "Peygamberimiz Efendimiz bütün müezzinlerin rüyasını şereflendirerek 'Ümmetimden Nabi isimli biri beni ziyarete geliyor. Sabah ezanından önce benim için söylediği bu şiiri okuyarak Medine'ye girişini kutlayın' buyurdu" cevabını verince Nabi oracıkta kendinden geçip bayılır...
O dönem doçent olan sevgili Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil Hoca'nın kaleme aldığı yazı, âdete beni çarpmıştı. Ahmet Hoca, yirmi iki sene sonra Peygamber sevdalılarının kitabını yazdı.
"En Sevgili" isimli kitap hem Peygamber Efendimizin hayatını anlatıyor hem de Nabi, Süleyman Çelebi, Sultan Mahmud, Satuk Buğra Han, Evliya Çelebi gibi nice peygamber sevdalılarını tanıtıyor.
Kitabı okuyunca şunu görüyorsunuz. Milletimizi tarihte büyük ve aziz kılan en önemi şey şu: Edep ve hürmet…
Bu ‘edep kitabı’nı okurlarımıza tavsiye ederim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.