Bir açıklamanın anatomisi: Verim, darbe, bedel, tecrit...

A -
A +
ABD Başkan Adayı ve eski Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın ocak ayında New York Times’a verdiği röportajında Erdoğan aleyhinde yaptığı küstah açıklamaları yedi ay sonra gündem oldu.
Biz CIA'in yan kuruluşu Rand Corporation'un "Türkiye'de orta kademe askerler rahatsız. Yeni bir darbe girişimi bile olabilir" diyen algı maksatlı raporunu tartışırken, Biden skandalın büyüğünü patlatmış!
O gün kimse niye görmedi, devletin ilgili birimleri niye takip etmedi bilmiyoruz.
Kimileri "Amaan canım, eski açıklama", “Buna tepki vermek üçüncü dünya kompleksi” diyerek sözlerin etki derecesini düşürmeye çalıştı.
Bazen ne zaman söylendiğinin değil, ne söylendiğinin kıymeti vardır. Burada olduğu gibi...
ABD'yi yönetmeye namzet kişi, Erdoğan üzerinden Türkiye ile ilgili planlarını, düşüncelerini ve kimi kullanacaklarını net şekilde açık etti.
Biden'ın şu bir paragraflık cümlesi çok öğretici:
"Erdoğan'a farklı bir şekilde yaklaşmamız gerekiyor. Muhalefeti desteklediğimizi açıkça belirtmeliyiz. Bunun bir bedeli olmalı. Erdoğan'ı hâlâ yenebilecek Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim alıp desteklemeliyiz. Darbe ile değil seçim ile. İstanbul'dan dışarı atıldı. Burada oturup ona yol veriyoruz. Eskisi gibi davranmayacağımızı anlamak zorunda. Hem hava üslerimiz hem de onlara erişimle alakalı çok endişeliyim. Bölgedeki müttefiklerimizle bir araya gelip onu nasıl tecrit edeceğimizle ilgilenmek bizim için bayağı bir iş olacak…"
Açıklamanın içindeki can alıcı kelimelere; bedel, verim, darbe, tecrit, farklı yaklaşım ve bunların 'Türkçesine bakalım.
Farklı yaklaşım: Müttefikliği bırakalım, düşmanca davranalım.
Muhalefete destek: İçişlerine karışalım, karşındakini fonlayalım.
Verim: Hesabımıza çalışacak kullanacağımız adamlar seçelim.
Darbe ile değil: Darbeyi denedik olmadı.
İstanbul'dan atıldı: Türkiye'den atmak istiyoruz.
Bedeli olmalı: Erdoğan'ı karşımıza almanın sonucuna katlanalım.
Tecrit: Diğerleriyle anlaşıp tek başına bırakalım.
Adam daha ne desin?
Sanmayın ki Merkel'i, Macron'u diğerleri farklı düşünüyor.
Ya iş birlikçi olacaksın ya kukla ya da boyun eğmeyen!..
Farkında mısınız, ilk defa boyun eğmiyoruz ve onlar açıktan oynuyorlar.
Öyleyse "Kahrolsun emperyalizm ve iş birlikçi uşakları" diyecek solcuları öne alalım...
 
 
Gazetecilik mi bu?
 
Muharrem İnce, bir basın toplantısıyla CHP yönetimine karşı ikinci 'hareket'i başlattı. Tabiatıyla ilk olarak Kılıçdaroğlu ve yakın ekibini hedef aldı.
Sözlerini bitirirken de "Yandaş medyanın bana olan yakınlığı gözlerimi yaşartıyor" diyerek iktidara yakın medyayı iğneledi.
Öyle ya...
Cumhurbaşkanı aday olduğunda kendisini eleştiren, hırpalayan ve hatta alay eden medya, bu sefer bütün mikrofonları önüne yığıp ne diyeceğine dikkat kesilerek canlı yayına geçti.
Aynı medya; AK Parti'nin ayrılıkçıları Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın basın toplantısını görmezden geldi. Oysa haber değeri vardı.
Bizim mahallede vaziyet böyle de diğer mahallede farklı mı?
Mangalda kül bırakmayan Sözcü gazetesi Muharrem İnce'nin CHP yönetimini hedef alan küçücük bir cümlesini bile 'tehlikeli' gördü.
Anadolu'nun ücra bir bölgesinde AK Partili bir ilçe başkanının sözlerini genel başkan söylemiş gibi manşetlere çeken Sözcü, İnce'nin Kılıçdaroğlu'nu hedef alan şu sözlerine kulak tıkadı:
"Takımı o yaptı, oyuna ben çıktım. Kazanmayayım diye ellerinden ne geliyorsa yaptı. Talimat verip gazetelere, televizyonlara benim reklamımı kesti. Yerel seçimde HDP sayesinde kazandık, söyleyemedi. Sıfır moralle miting yaptırdı. CHP içindeki rant baronları düzenleri bozulmasın diye bana iftira attılar..."
Aynı Sözcü, bunun yerine "CHP'den İnce'ye yanıt" diye bir başlık açıp, partinin İnce'ye cevabını verdi. Peki suçlama nerede? Yok! Komediye bak!
Sözcü, Davutoğlu ve Babacan'ın ilk basın toplantısındaki iktidara yüklenmelerini geniş geniş işledi.
Kimse kusura bakmasın, bu gazetecilik filan değil!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.