27 Mayıs darbesi

A -
A +

Bugün içinde bulunduğumuz ve sıkıntısını çekip; el âlemin yüzüne bakamadığımız ve bundan dolayı da dayatma üstüne dayatmalara maruz kaldığımız en mühim eksiğimiz, insan hak ve hürriyetleri ile demokrasimizdedir. Şu garabete bakın ki; 27 Mayıs gece baskınını yapan zihniyet; bugün bile işlemiş olduğu şen'î cinayetlerden utanmadan, o vakitler, kara cüppeleri ile bu kanlı eylemlerini destekleyen bir kısım Prof.'lara hazırlatmış oldukları anayasa ile övünmektedirler... Dikkat edilirse, şimdilerde tek sığındıkları bu anayasadır. Yani, mahut 1961 Anayasası... Halbuki; bu anayasa ile milletin egemenliğine set çekilmiş; milletin seçtiklerinin (iktidarlarının) muktedir olmalarının önü tıkanmıştır. Yasama-Yürütme-Yargı şeklinde tezahür etmesi gereken demokrasi balansı bu anayasa ile bozulmuş; iktidar gücü seçilmişlerden alınarak, atanmışlara verilmiştir. Böyle yapmakla, çoğunluğun tahakkümü, sözde önlenmiş olacaktı. Gerçek demokrasilerde... Gerçek demokrasilerde yönetimin odağında millet iradesi bulunur. Darbeci zihniyete göre; millet cahil ve rüşdünü ispatlamamış olduğundan; kendisi gibi cahilleri iş başına getirir! Nitekim onlara göre, tüm demokrasi tarihimiz boyunca hep böyle olmuştur! O halde, ne yapıp edip; iktidarı şeklen kılıp, onun gücünü elinden alarak dağıtmak gerekmekteydi! İşte; 1961 Anayasası demokrasi adına bu yanlışları beraberinde getirmiş; nitekim, aynı zihniyetin salikleri "1970 Muhtırası"ndan sonra geldikleri iktidarda aynı anayasa ile idarenin mümkün olmadığını görüp, kendi elleriyle onlarca maddesi tadil edilmiştir. 27 Mayıs darbesi, anayasa kültürümüzü iki çapraz çizgiyle iptal etmiş, başta kendisi olmak üzere; darbe anayasalarının önünü açmıştır. Böylece ta Osmanlı gününden beri, mevcut olan sivil anayasa yapma geleneğimiz yıkılmış oldu. Nitekim, bugünkü anayasamız da (1982), 1980 askerî darbesinin ürünüdür. Cumhuriyet tarihimizde kötü bir çığır açmış olan 27 Mayıs gece baskını, bununla kalmamış; siyaseti ve siyasetçileri budayarak demokrasimizin gelişmesini durdurmuştur. Millet, ürkütülerek siyasetten uzaklaştırılmış, meydan yeri zorbalara bırakılmıştır. Dikkat edilirse, açılan bu kötü çığırla; o gün bugündür siyasî hayatımız bir türlü istikrar bulamamakta ve bunun bedelini de milletçe hâlâ ödemekteyiz. Milletten intikam alırcasına!.. Zorbanın zoruna bakın ki; milletten intikam alırcasına; milletin seçmiş olduğu iktidarı alaşağı etmekle kalmamış, bu meşum (uğursuz) güne bayram diyerek kutlanmasını aynı milleten istemiştir! Bu kafayla mı, devlet-millet kaynaşması temin edilebilecekti? Adı, sanı; yönetim şekli ve biçimi ne olursa olsun; devletle millet kaynaşmayıp ayrı istikametlere giderse bunun zararı, hem o devlete ve hem de topyekun o milletin kendisine olmaz mı? Bizim bu iç kavgamız ve birbirimize olan güvensizliğimizin sonucu ortadadır. Dünkü eyaletlerimizden geri düşmüş; milli gelir olarak dört bin dolarlarda çırpınıp durmaktayız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.