Sıkı bir ahlaksızla karşı karşıyayız
15 Ekim 2016 02:00
Meczup’tan beklediğim “Evlenmeyeceğim” açıklaması gelmedi.
Çünkü daha önceden sürüsüne bu konuda söz vermişti. Orada “Ben 99 yaşına kadar yaşayacağım, Makam-ı Mahmud olarak Türkiye’ye döneceğim, Türkiye’nin bütün illerini dolaşacağım, evleneceğim çocuklarım olacak” demişti.
"Makam-ı Mahmud"dan kastı Mehdi’likti biliyorsunuz.
Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş.
Sonuçta kendini Mehdi olarak yutturunca evlenmesi de gerekiyor. Çünkü onun Mehdi olarak döneceğine inanan ahmaklar “Mehdiler evli ve çocuklu olurlar. Hocaefendi de sünneti tamamlayacak ve evlenecek” beklentisinde. Dolayısıyla da Fetullah’ın evlenip çocuk sahibi olacağına sahiden de inanıyor bu sokma akıllılar. Kendi aralarında konuşurken Gülen için “Son peygamber” diyecek denli balatayı sıyırmış olmaları başka türlü açıklanamaz.
FETÖ ve elebaşı bu haberin sızmış olmasından ciddi şekilde ürktü. Haberin kaynağı olan ülke imamı konuştuğu kişiyi sıkı sıkıya tembihlemişti oysa “Aman kimse duymasın” diye. Sebebini de şöyle açıklamıştı:
“Şu anda cezaevlerinde eziyet çekenler için iyi olmaz. Biz sürünürken Hocaefendi uçkur derdine düşmüş diye akıllarından geçirmelerini istemeyiz.”
Gelgelelim artık sır perdeleri elek gibi oldu.
Haber ortaya çıkınca yaşadıkları şaşkınlığı ancak iki günde atabildiler. Önceki gün face book sayfalarından Osman Şimşek imzasıyla bir açıklama yayınlandı. Osman Şimşek, Fetullah’ın yanındaki adamlardan biri. Bazı videolarında bunu soru sorarken görürsünüz, hani kız sesli bir adam var, öyle hatırlatayım. Açıklamanın özeti şu:
“Fetullah’ın evleneceği haberi tümüyle yalandır...”
Haber kaynağına çok güvenen ve bu bilginin yüzde 100 doğru olduğunu ısrarla belirten Ümit Akdemir’e sordum “Niye böyle bir açıklama yapıldı?” diye. Verdiği ilk cevap şu soruyla oldu:
“Evlenecek kişi açıklamayı yapan Osman Şimşek mi ağabey?”
“Hayır, tabii ki Fetullah.”
“O hâlde bu kadar şahsi bir meselede açıklamayı neden yanındaki zurnanın son deliği yapıyor?”
“Neden?”
“Verdiğimiz bilgi gerçek de ondan. Bunların tüm zihinsel kodlarını bildiğim için söylüyorum bunu. Her türlü yalan, tezgâh, takiye bunlarda olduğu için yarın öbür gün evlendiğinde söyleyecekleri bile şimdiden hazır.”
“Ee, ne diyecekler ki o zaman? Senin yanında duran Osman Şimşek denen adam yalanlamıştı diye hatırlatılacak doğal olarak.”
“Çok basit. Söyleyecekleri şu: Özel mesele olduğu için Osman Şimşek bilmiyordu. Ona söylemedik. Kendi inisiyatifiyle bu açıklamayı yapınca bir şey diyemedik. FETÖ elebaşının kendisi çıkıp böyle bir niyeti ve girişiminin olmadığını söylemiyor. Gerçi söylese bile bunlarda yalanın hükmü yok nasılsa. Ertesi gün tersini rahatlıkla yapabilecek pişkinliğe sahipler.”
Doğru gerçekten de. Varoluşları yalan üzerine kurulu bir örgüt kuran adamdan biz de neler bekliyoruz.
“Yeşil cübbe giyip darbe mesajı veriyor” dedik ta 24 Mart 2016 tarihinde.
“Yalan” demedi mi?
“Darbe hazırlığındalar” dedik 21 Nisan 2016’da. Hatta başlığını da “Cemaatçi askerlere son uyarı” diye attık.
Yine “Yalan” diye böğürdü.
Saymakla bitmez. Pasaportunda bile meslek hanesine “Tüccar” yazdıran birinden konuşuyoruz sonuçta.
Son örnekten söz edelim sıcak sıcak. Artık yalancılıkta rekor üstüne rekor kırıyor çünkü.
Daha geçen hafta Die Zeit gazetesine verdiği röportajda FETÖ’cü polisler; Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in yürüttüğü iftira operasyonuyla Silivri cezaevine sokulan Nedim Şener’le ilgili olarak hiç yüzü kızarmadan aynen şöyle dedi:
"Neden Şık ve Şener? Çünkü Erdoğan’ı eleştiriyorlardı. Ben ikisini de tanımıyorum. Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek de Erdoğan’ın polisleriydi. Birdenbire subay ve generaller bile kelepçelerle mahkemeye çıkarıldılar. Bu görüntüler karşısında ağladım."
Nedim Şener buna “Yalancı Hocaefendi” başlığıyla yine Die Zeit gazetesinde yayınlanan bir makaleyle okkalı bir cevap verdi.
Evet, sıkı ve pervasız bir ahlaksız karşısında bulunduğumuzu biliyoruz ve bu yüzden Fetullah denen yaratık “Allah” dese bile durup düşünüyoruz, “Bunun 'ilah'ı başka bir yerde” diye.
Mesela Vatikan’da!..