Dönemi solcu tasfiyesi için fırsat bilmek

A -
A +
Tekrar söyleyelim.
Her solcu vatan haini değildir. Yıllarca alnı secdeye gelen insanlar olarak tanımladığımız adamların-kadınların iğrenç bir terör şebekesi olduğunu 17-25 Aralık’tan itibaren 15 Temmuz’a kadar uzanan süreçte acı biçimde idrak etmedik mi?
Sözü uzatmadan anlatacağım örneğe geçeyim.
2008 yılında ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan ve KPSS ve KPDS’den almış olduğu puanlarla 7 Kasım 2009’dan itibaren Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın sınavına katılmaya hak kazanarak mülakat neticesinde kurumda uzman olarak çalışmaya başlayan Zeynep Gürler Yıldızlı’dan söz etmek istiyorum.
Kendisinden bir mektup aldım. Güvendiğim insanlardan araştırdım ve soruşturdum.
AB fonları ve proje döngüsü üzerinde bilgi ve deneyim edinmiş. Kurum içerisinde de keza aynı konuda çalışmalarını sürdürmüş ve eğitmenlik yapmış, çalıştığı bölgede kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerine onlarca eğitim vermiş bir isim Zeynep Gürler Yıldızlı.
Evet solcu. Kendisi de mektubunda anlatıyor bunu. Murat Karayalçın tarafından kurulan Sosyaldemokrat Halkçı Parti’de çalışmış ve hatta Parti Meclisi üyeliğine kadar gelmiş.
Ve 6 Ekim 2016 tarihinde yönetim kurulu kararı ile iş akdinin feshedildiği kendisine bildirilmiş.
Sebep?
667 sayılı Kanun.
Yani, “Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen vs. vs...” hükmü.
Az buz bir suçlama değil. Peki, somut kanıt var mı? Yok. FETÖ ile de bağlantısının tespit edilmediği kendisine iletilmiş. Üstelik tazminatsız kapının önüne konuyor.
Aslında bir “gerekçeleri” var; Sosyal medya paylaşımları.
Zeynep Gürler Yıldızlı “Sosyal medya paylaşımlarımda muhalif kimliğimi kabul etmekle birlikte bu muhalifliğim devlet yapısını, kurum ve kuruluşlarını yıkmaya, bölmeye ya da haksız şekilde eleştirmeye dayalı olmamıştır ve Sosyal demokrat kimliğim de açıktır” diyor altını çizerek.
Pasaportuna el konmuş. İşsizlik maaşı alamıyor. Kamuda zaten iş yok, özel sektör desen hayli çekingen bu konuda. Yıldızlı küçük bir bebeğinin olduğunu da hatırlatarak şöyle anlatıyor geldiği son noktayı:
“Gelinen noktada insanların hayatta kalabilmek için yapabilecekleri sınırlandırılıyor, kayıt dışı işler yapması teşvik ediliyor. Durumumla alakalı olarak işe iade davası açtım ancak lehime sonuçlanmasını beklemek fazla iyimserlik gerektiriyor. Ama elbette peşini bırakmayacak ve tüm hukuki yolları deneyeceğim. Kamuda 15 Temmuz sonrasında yöneticilerin keyfi tutumları benim durumumda çok açık şekilde vuku bulmuştur diye düşünüyorum.”
Dikkat edilmesi gerekiyor. Hem de çok. Bu tür mağduriyetler bumerang etkisi ortaya çıkarır.
 
FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.