Dışişleri’ndeki FETÖ tezgâhı ile ihracata büyük darbe

A -
A +
Anlatacaklarım Dışişleri Bakanlığı’na bağlı elçiliklerimizdeki ihanet çetesinin marifetleriyle ilgili.
Özellikle de Afrika’daki elçilik ve konsolosluklarımızda üslenen tüm FETÖ kriptoları alenen Türk ihracatına sistemli biçimde darbe üstüne darbe indiriyorlar.
Geçen hafta orta ölçekli iki tekstilciyle yemekteydim. Biri kızımın sınıf arkadaşının babası. Yaptıkları iş Türkiye’de satışa sunmadıkları ve onlarca stiliste hazırlattıkları tekstil modellerini Afrika pazarına ihraç etmek. Orta ölçekli diyorum ama Afrika’daki yaklaşık 20 ülkeye milyon doları bulan ihracatları var.
Her ikisinin de ayrıca Osmanbey’de, içinde satış mağazalarının da olduğu birer şubeleri mevcut.
İş adamları “Biliyor musunuz artık Afrika pazarındaki iş adamları ve Afrikalı müşterilerimiz Türkiye’den elini ayağını çektiler. Misal Osmanbey’de Afrikalı alıcı görmek artık hayli zor” dedi.
Hayretle sebebini sordum.
“Çünkü Afrika ülkelerindeki elçiliklerimiz, bilmediğimiz, anlamlandıramadığımız bir nedenle Afrikalı iş adamı müşterilerimize vize vermiyorlar. Adam örneğin ocak ayında gelip yaz koleksiyonlarımıza bakacak, ama elçiliklerimizdeki görevliler üç ay sonrasına vize için randevu veriyorlar. Üç ay sonrası için de vize verilip verilmeyeceği belirsiz, çünkü geri çevrilen de çok. Onlar da başka seçenekleri deniyorlar doğal olarak...”
Dehşetle dinledim. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu kepazelikten haberdar mıydı? Bakanlıktaki FETÖ’cülerin önemli bir bölümünün temizlendiğini söylemişti hatırladığım kadarıyla.
Ama delil olmazsa kimi bulacaksın, adamlar sinsi birer çıyan gibi yerin altına gizlenmiş durumda. Hep söylüyoruz, bu durumda uygulanacak tek kriter belli; Ziya Paşa’nın o müthiş sözü:
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz./Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.”
Yani;
“Kişinin aynası işidir, lafa bakılmaz./Kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.”
İş adamlarımızın söylediklerinden anladığım şu. O elçilik mensupları FETÖ’cü değilse bile vatan haini, başka bir şey değil.
İlginç bir durum daha var. Türkiye’den vize alamayan Afrikalı iş adamlarını o ülkelerdeki FETÖ’cü imamlar bulup, onları “Siz en iyisi Çin’le ticaret yapın, Türkiye tekin ülke değil” diye yönlendiriyorlarmış.
Nasıl organize çalıştıklarını anlayın artık, anlayın da şu üzerinizde serpili ölü toprağını atın lütfen.
Konuştuğum iki tekstilci “Bazı Afrikalı iş adamları her şeye rağmen bizi arayıp davet mektubu göndermemizi istiyorlar. Ama davet mektubu gönderdiğimizde de biz çok zorlanıyoruz. Gelen kişinin tüm sorumluluğu sizin üzerinizde oluyor kaldığı sürece” diye dert yanıyorlar.
Neyse, durum böyle.
Ben yazdım ve bu uyarım umarım Dışişleri bürokrasisinin “Sessizlik duvarı”na çarpıp “Sous main” edilmez.
Öyle olursa geriye küçük de olsa bir ihtimal kalıyor. Mesele Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a iletilir, o da herkesi bir güzel azarlar. Bu takdirde harekete geçerler.
Bu ülkeyi sevmek için sürekli dürtüklenmeye ihtiyaç duymak çok acı gerçekten.
 
FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Twitter’da hortlayan nefretin müptezel çaresizliği
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.