Cihangir İslam yalnız değil, arkasında FETÖ var

Bir başkadır bu ülkenin insanları. Memleketim bir başkadır.

Cihangir İslam gibiler kimseyi yanıltmasın. Biz 15 Temmuz’da rüştünü ispatlamış, FETÖ’cü sürüngenlere karşı çıplak gövdeleriyle, ellerinde bayraklarıyla karşı durmuş bir milletin ferdiyiz ve bununla gurur duyuyoruz.

O sözler hepimizin göğsünde bir gurur nişanesi olarak duruyor. 15 Temmuz’u “Batılla batılın, menfaatçiyle menfaatçinin çatışması” olarak niteleyen ihanetin megafonu Cihangir İslam’ın soyadı da sizi yanıltmasın.

Nereden bilsin ataları İSLAM soyadını alırken böyle bir türün soylarını devam ettireceğini! Onlar insanlara faydalı, dürüst, haktan ve doğrudan yana, dininin gereğini yapan, iblisle iş birliği yapmayan bir evlada sahip olacaklarını düşünüyorlardı şüphesiz. Bilselerdi söküp atarlardı rahimlerinden bu yaratığı!..

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın mirasına yaz zamparası gibi konan Temel Karamollaoğlu'nun bir militanı olarak Cihangir İslam’ın fotoğrafına bakarken onun CHP kontenjanından Saadet Partisi için milletvekili seçtirildiğini, PKK’ya destek bildirisinin altına imza atıp KHK ile ihraç edildiğini, Kemal Kılıçdaroğlu’nun o malum yürüyüşüne özel doktoru olarak iştirak edip gizli başkanına bol bol ayak masajı yaptığını görürüz.

Bu yüzden 15 Temmuz kahramanlarını FETÖ’cü darbecilerle eşitleyerek rezilliğin dibini bulan Cihangir namlı iki ayaklı canlı için söylenebilecek tek söz var:

FETÖ’nün siyasi ayağını arayanlar uzaklara bakmasınlar, burunlarının dibinde.

Hatırlayacaksınız, FETÖ’cülerin Pensilvanya’daki baş iblisi 15 Temmuz’da itin münasip yerine sokulduktan sonra tattığı ağır yenilgiyi bir türlü hazmedemedi. Ama adı üzerinde iblisti ve bir şey yapması gerekiyordu. Buldu, halkın 15 Temmuz zaferini itibarsızlaştırmak için KONTROLLÜ DARBE iftirasını attı ortaya. Biliyordu ki Türkiye’de hem kendi kriptoları hem de siyasal partilerdeki cibilliyetsizler bu yeni sürüm iftirayı tepe tepe kullanırlardı. Nitekim TV’leri dolaşarak ve meclis kürsüsünden yüzleri kızarmadan “Kontrollü Darbe” yalanını tekrar edip durdular. İspat edeceklerini söylediler ama çuvalladılar. Sonunda karşılık bulamayınca bunu unutturdular.

İblis sahaya yeni sürüm bir iftira atıyor. Takdim eden de bu iki ayaklı canlı. “15 Temmuz gecesi çatışanların her iki taraf da menfaatçi, her ikisi de batıl” diyor. Bununla kalmıyor, tıpkı Fetullah gibi “Ocaklarınız sönsün, Allah sizi bilmem ne yapsın” diye beddua çemkiriyor. Bir insan (eğer insan denecekse) rahle-i tedrisattan geçtiğini bu kadar açık eder mi? Ediyor işte.

Bu utanmaz için FETÖ’cüler dün sosyal medyada “Cihangir İslam yalnız değildir” diye bir hashtag açtılar. Daha isabetlisi arasan bulunamazdı. Zaten biz de onu söylüyorduk; Cihangir İslam asla yalnız değil. Arkasında FETÖ’cüler, PKK’lılar, HDP’liler, CHP’liler var.

Cihangir İslam’lar bir sonuç. İllet ile zillet arasındaki ilişki onların varlığını kolaylıkla açıklıyor.

"Hülle"yle milletvekili olduğu Saadet Partisi’nin mensupları ne düşünüyorlar bilmiyorum. Söylenecek tek şey var:

 

 

 

İlk yazıda da belirttim.

Bir başkadır ülkemin insanları. Gurbet elde bile değişmez o genetik formu, ruh hâli.

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaleti milletvekili Serdar Yüksel’in yaptıklarını okuyunca fikrim bir kez daha pekişti.

Eyalet parlamentosunda sağlık komisyonu toplantısı yapılırken post Nazi partisi, AfD üyesi bir sağlık personeli ağır bir kalp kriziyle yere yığılıyor.

Ama talihin garip cilvesi olarak geçmişte Gelsenkirchen kentindeki bir hastanenin acil servisinde hasta bakıcılık yapan Serdar Yüksel anında müdahale edip, 10 dakikalık masajla kalbi duran adamı hayata döndürüyor. Sonra da hastaneye kaldırılıp kurtarılıyor.

Irkçı AfD partisi bir açıklama yayınlıyor ama üyelerinin hayatını kurtaran Sosyal Demokrat Parti’den milletvekili olan Serdar Yüksel’e teşekkür bile etmiyorlar. Hiç mühim değil, bize Serdar Yüksel gibi insanların var olduğunu bilmek yetiyor.

O yüzden 15 Temmuz kahramanlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi aşağılayan Cihangir İslam benzerleri benim umudumu kırmıyor. Tam tersine onlar olmasa güzelliklerimizi, milletimizin edebini, cesaretini, kahramanlığını ve alicenaplığını unutur giderdik diye seviniyorum. Bize tüm değerlerimizi tekrar hatırlatıyorlar.

Serdar Yüksel de bizim sahip olduğumuz o güzel değerleri hatırlattı bize yaptıklarıyla.

Oysa, onun bir ırkçıyı kurtardığı saatlerde Almanya'nın Köln kentinde yaşayan Hacer Uğurlu işe gitmek için bindiği tramvayda ırkçı saldırıya uğradı. Yüzünden ciddi şekilde yaralanan Hacer Uğurlu hastaneye kaldırıldı.

Almanya’da resmî rakamlara göre geçen yıl 1000’den fazla ırkçı saldırı yaşandı.

Peki, bu saldırı sonucu saldırıya uğrayanlarla ilgili bir soruşturma yapıldı mı? Hayır. Çünkü resmî bilgilerde soruşturma açıldığına ve saldırganlar hakkında işlem yapıldığına dair hiçbir kayıt yok. Yani sıfır düzeyde.

Polisin yüzde 30’undan fazlasının AfD yanlısı ırkçılar olduğu tespit edilmiş bu arada. Zaten 94 bin üyeli polis sendikasının başındaki isim de AfD’li. AfD tıpkı FETÖ gibi emniyete ve askerin içine, yargıya sızmış durumda.

Meclis’te de temsil ediliyorlar 90 vekille.

Türkiye-Almanya ilişkileri düzelirken aklımızda bulunsun.