Beş para etmez adamların 35 milyar dolar hesabı

A -
A +
AFAD ve Kızılay her doğal afette olduğu gibi yine cansiparane, müthiş bir çalışma yürütüyor. İzmir’de yıkılan binaların enkazı altından 110 vatandaşımız sağ salim çıkarıldı. Çadırlar anında kuruldu, yemek dağıtıldı, battaniye, kalacak yer temin edildi. Kan ihtiyaçları hızla giderildi. Her şey tıkır tıkır yürüdü. İktidarın en üst düzey yetkilileri depremden birkaç saat sonra oradaydılar. Gıda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli çok güzel bir performans sergiledi. Özellikle telefonla enkaz altında kalan vatandaşlarla konuşup onlara moral vermesi duygulandırıcıydı. Ardından eski Başbakan Binali Yıldırım, diğer bakanlar, en son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan oradaydı...
Ve devlet hızlı bir tespit sonucunda yapılacak işlerin ve yardımların yol haritasını çizdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum hedeflerini “Depremde binası hasar gören vatandaşlarımız için yerinde ve rezerv alanlarımızda inşa edeceğimiz 3 bin konut, yatay mimari esasıyla, zemin artı 5’i geçmeyecek şekilde projelendirilecek. İzmir'e sağlam, güvenilir ve depreme dayanıklı örnek bir şehirleşme modeli kazandıracağız” diye açıkladı.
Ama deprem bölgesine iki gün sonra giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen salı günkü meclis grup konuşmasında “Çalışmalar çok iyi gidiyor, İzmir Büyükşehir Belediyesi çadırları temin etmiş, vatandaşa yemek dağıtıyor” dedi.
Ölür müsün öldürür müsün?
Bu laflar iktidara yakın televizyonların haber bültenlerinde bile yayınlandı. Allah’ın bir kulu çıkıp da AFAD’ın, Kızılay’ın insanüstü çalışmalarının yok gibi gösterilmesine bir çift kelam etmedi ya da bu sözlerin hemen ardından AFAD ve Kızılay’ın çalışmalarını anlatan bir haber yayınlamadı.  
Sonra bu partinin sözcüsü çıkıp “Deprem vergileriyle devletin kasasına giren 35 milyar doların hesabını verin. Nereye gitti bu paralar?” diyebildi.
Dediğim gibi, iktidara yakın gazete ve televizyonların haberlerinde dahi son 18 yılda ortaya konan başarılı deprem performansını anlatan ve yansıtan bir dosya yayınlanmadı.
Sosyal medyada çok ilginç çalışmalar yapıp paylaşan hesaplar var. Türkiye’deki savunma sanayiinin, ekonominin gelişimini anlatan bu tür hesapları sizlere tanıtıyorum yeri geldikçe. İşte onlardan biri de EKONOMİ GERÇEKLERİ adlı (@gercekekonomi) bir Twitter kullanıcısı. Aşağıdaki rakamları da onun tweet zincirinden aldım.
Önce şu bilgiyi verelim. Deprem vergileriyle devletin kasasına giren para 147 milyar 200 milyon lira.
Özel İletişim Vergisi ile elde edilen para da 65 milyar lira.
Toplam 212 milyar 200 milyon lira.
Ne kadar harcama yapılmış 2003-2020 arasında?
Marmara depreminin yaralarını sarmak için 201 milyar 900 milyon lira.
Düzce depremi için 3 milyar 750 milyon liraBingöl depremi için 4 milyar 210 milyon lira, Elâzığ depremi için 3 milyar 920 milyon lira, Kütahya depremi için 5 milyar 70 milyon lira, Van depremi için 13 milyar 800 milyon lira harcandı.
Depreme yönelik sağlık yatırımları için 2003-2019 arasında 105 milyar 500 milyon lira harcandı. Kentsel dönüşüm için de 112 milyar 400 milyar lira.
Depreme yönelik ulaştırma harcamalarının tutarı 488 milyar 400 milyon lira oldu. Acil yardım yatırımlarının miktarı ise 11 milyar 500 milyon liraydı.
Kısaca devlet toplamda Deprem Vergisi ve Özel İletişim Vergisi adı altında 17 yılda 212 milyar 200 milyon lira topladı ama deprem bölgelerine yine bu 17 yılda 1 trilyon 210 milyar lira harcadı. Yani toplanan paranın yaklaşık 6 katı harcanmış oldu böylece.
1999’dan bu yana devlet deprem bölgelerinde toplam 85 bin 321 kalıcı konut üretti.
2005'te riskli yapılar için kentsel dönüşüm projesi başlatıldı. Evini kentsel dönüşüme sokan vatandaşlara 12 aya varan kira destekleri yapıldı. Bugüne kadar da Türkiye’de 200 binden fazla bina kentsel dönüşüm kapsamına girdi. Bu, 1 milyondan fazla haneye tekabül ediyor ki nüfusa oranlarsak, 5 milyon kişinin kentsel dönüşümden yararlandığını söyleyebiliriz. Bunun için toplam 34 milyar 500 milyon lira harcandı...
Özetle Gölcük depremi yaşandıktan bir gün sonra kameraların karşısına geçip “Henüz deprem bölgesine ulaşabilmiş değiliz, telefon ve telsiz bağlantısı kurulamıyor” diyen CHP geleneğinin temsilcisi, dönemin Başbakan’ı Bülent Ecevit’in ardından iktidara gelen AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, o vakitten beri, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde peş peşe devrim yapıyor, vatandaşa devletin sıcak elini uzatıyor ve tüm Türkiye’ye “Devlet budur” dedirtiyor... Ardından devletin bir kez daha AKUT’a mahkûm olmaması için AFAD'ı kuruyor, Kızılay'ı güçlendiriyor ama “Muhalefet yapıp hesap soruyoruz” diyebilen beş para etmez adamlar “35 milyar doların hesabını ver” diyebiliyorlar hâlâ!.. Oysa ellerini uzatsalar tüm dokümanları dosyalarında bulabilecekler. Ama istemiyorlar. Çirkin siyaset daha cazip onlar için. Bunun için zaten genel başkan yardımcılarına kadar “Kızılay binası yıkıldı”“Adalet Sarayı’nın duvarları çatladı”, “AFAD belgesiz çadır vermiyor”, “Bebekler enkaz altındayken Erdoğan afet bölgesine müzikle giriyor” gibi yalanları peş peşe, utanmazca sıraladılar...
Yukarıda sıraladıklarımızın hepsini muhalefetin paçavraları söyledi ya da yazdı.
İşte siz medyanızla bu paçavralara gereken cevabı veremezseniz yaya kalırsınız...
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.