Rusya’nın saldırganlığı ve Amerika'nın hinliği…

A -
A +
Suriye’de yaşanan büyük felaketin ve bölgede yaygınlaşan terörün sorumlusu İran ile İsrail arasında, İsrail’e hizmetkâr bir Kürt devleti kurmak isteyen ABD ve Rusya’dır. Emperyal saldırganlığını eskiden pervasızca donanması ile yüklenerek yapıyordu. Şimdi ise Ortadoğu’yu hallaç pamuğu gibi atan özgürlük savaşçısı muamelesi yaptığı terörist-radikal grupları eliyle yapıyor.
Ankara’daki son bombalı eylemeleri yapan canileri 2. Dünya Savaşı sırasında Müttefiklere karşı intihar saldırısı yapan Japon havacıları “kamikaze”lere benzetiyor böylece eşkıyaya masumiyet ve meşruiyet yüklüyorlar.
Terör ve terörist gibi onursuz bir araca tenezzül edecek kadar ayağa düştüler.
ABD’nin, Vietnam’da yaşadığı utanç verici durumun ardından Afganistan ve Irak merkezli yüksek maliyetli işgallerindeki kayıpları; onun menfaatlerini kurtarmak için uzak diyarlarda askerî müdahalelerde bulunma cesaretini kırıyor. Bu yüzden, Suriye’de Rus işgaline karşı operasyon koyma yerine Rusya ile anlaşma ve taşeron terör örgütleri kullanma yolunu seçiyor. Askerî genişleme ve nüfuz alanlarındaki büyüme sonucu ortaya çıkan büyük finansal sıkıntılarla boğuşma gibi bir derdi var.
Amerika’nın soğuk savaş döneminde dış politika stratejisi, askerî güç kullanarak “çevreleme ve caydırma” olarak tanımlamıştı. ABD’nin; yayılmacılık ve sömürüden ibaret çağ dışı kalmış bu “güç ile ezip sonra kontrol etmek”ten ibaret stratejilerinin yerini kendi içinde sivil katılım ve refahı yükseltmek politikalarının aldığı söyleniyor. Yeni dönemde kendi menfaatleri uğruna diğer ülkelere zulmeden, sindiren ya da zorla ikna eden bir Amerika yerine, gücünün sınırlarını fark eden, uluslararası çatışmalardan uzak duran bir Amerika olduğunu iddia ediyorlar.
Tıpkı Sovyetler'in "Berlin Duvarı"nın yıkılmasının ardından parçalanıp himayeye muhtaç mağdurları oynamasını hatırlatıyor.
Bunların her ikisi de şartlı tahliye ile dışarı salınmış seri katillere benziyor.
Nereden geldiklerini çok kısa süre sonra hatırlıyorlar.
ABD masumları oynarken ekonomisi çatırdayan Putin, ekonomik krizini gizlemek ve Rus halkının sokağa dökülmesini önlemek için Ukrayna ve Kırım tecrübesini Suriye’de de deniyor. Sadece terör örgütlerini beslemekle yetinmiyor ve bunu vakit kaybı olarak görüyor. Aynı zamanda İran’ı da kullanarak hava ve kara harekâtları ile Suriye’ye zulmediyor.
ABD bundan rahatsızlık duymuyor çünkü Rus’la iş birliği yapıyor.
Irak ve Afganistan tecrübelerinden ağzı yanan ve ringe peşkir atan ABD’nin Savunma Bakanı Robert Gates 25 Şubat 2011 günü ABD Harp Okulu West Point’te subay adaylarına yaptığı konuşmada “Bundan sonra ABD Başkanına, bir ülkede rejim değiştirmek için kara ordusu göndermeyi teklif edecek her müstakbel Savunma Bakanının mutlaka bir akıl sağlığı muayenesinden geçirilmesi gerek” demişti.
Ankara’da mesai çıkışı askerî servislere yapılan bomba yüklü intihar eyleminin YPG tarafından gerçekleştirildiğini görmezden gelen ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Türkiye’nin Suriye rejimi ve YPG’ye yönelik bombardımanı durdurmasını istedi. YPG’yi açıkça himaye eden ABD’nin artık yeni işgal stratejisi, terör örgütlerini kullanmaktır.
Bu hem daha ucuz bir yol hem de ABD kamuoyu ölen Afganlı, Iraklı, Suriyeli için başkanından niye hesap sorsun ki?
Öyle görünüyor ki bu Suriye trajedisinin durdurulması için ABD liderliğindeki batıdan müdahale beklemek tam bir hayaldir.
Enkaza dönen, son 70 yılın en büyük felaketini yaşayan Suriye’de ölen 400 bin kişinin, yarısı mülteci durumundaki, 12 milyon insanın trajedisinin arkasında yatan gerçek 15 Ocak 1998’de ABD Başkanı Carter’in Güvenlik Baş Danışmanı Zbigniew Brezezinski’nin kendisine sorulan “Geleceğin radikal terör gruplarına yol vermiş olmaktan pişman değilsiniz?” sorusuna verdiği “Niye pişman olalım, dünya tarihi açısından hangisi önemli? Sovyetlerin dağılması mı, Taliban mı? Bazı Müslümanların ortaya dökülmesi mi?...”  sözlerinde saklıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.