Teknolojiye hâkim olan işi kapıyor

A -
A +

Bir televizyon programı sırasında tanımıştım Pembe Candaner'i. Konusuna hakimiyeti, anlatımındaki sadelik ve içtenliğiyle dikkatimi çekmişti. Ve pek çok kişinin aksine sahip olduğu bilgiyi paylaşmaktan sakınmıyor, insana soru sorma fırsatı veriyordu. Sabah gazetesinin 'İşte İnsan' ekinde yazıları yayınlanmaya başlayınca sürekli okurlarından biri oldum. Konuşmasındaki sadeliği yazıya aktarmakta da usta Pembe Candaner. Uzun süredir röportaj yapmayı istediğim Candaner, bir süre önce Türkiye'nin internet ortamındaki ilk istihdam platformu olan Kariyer.net'in genel müdürü olunca bu iki konuyu birleştirmek istedim. Sohbetimizden sonra kafamda olan bir düşünce daha da güçlendi. Pembe Candaner gibi kişiler bu bilgileri, tecrübeleri keşke daha fazla insanla, yolun başındaki çocuklarla, gençlerle paylaşabilse. Geleceklerini planlama, meslek seçimi konusunda sıkıntı yaşayan insanlar da boşa zaman ve emek harcamasa. Görüntülü öz geçmiş İşsizlik ülkemizin en büyük problemlerinden biri. Eskiden bu konuda başvurulan tek bir kurum varken günümüzde özel istihdam bürolarının sayısı hızla artıyor. Türkiye'nin ilk insan kaynakları sitesi olan Kariyer.net bu konuda bir ilke imza attı ve görüntülü öz geçmiş dönemini başlattı. Kariyer.net Genel Müdürü Pembe Candaner teknolojiyle beraber yeniliklerin süreceğini anlattı: 'Batılı pek çok ülkeyle eş zamanlı olarak görüntülü öz geçmiş uygulamasını ülkemize taşımaktan mutluyuz. Bu uygulamayla iş arayan adaylar kendi çektikleri videolarla CV'lerine yansıtamadıkları özellikleri ortaya koyabilecekler; o işi ne kadar istediklerini ve uygunluklarını belirtebilecekler. CV'de yazılanların tekrarı olmayacak videodakiler. Kişisel özellikler ön plana çıkacak. Aynı şekilde işveren de CV'de yazılı bilgiler ve fotoğraf dışında o kişiyle çalışıp çalışamama konusunda daha hızlı bilgi sahibi olacak. Özellikle toplu işe alımlarda görüntülü öz geçmiş İnsan Kaynakları (İK) yöneticilerine çok yardımcı olabilecek. Bir anlamda ön görüşme için ayrılan zamanı ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu görüntülerin bir kamerayla, web kamerayla hatta cep telefonuyla çekilip Kariyer.net'e yüklenmesi yeterli. * Bugüne kadar kaç kişi sizin siteniz sayesinde iş sahibi oldu? İş sahibi olan herkes geriye dönüp o bilgilendirmeyi yapmadığı için net bir şey söylemek mümkün değil. İşverenler ancak orada belirtilen kutucuğu dolduruyorlar. Ancak 120 bin civarında diyebiliriz. Bizim bünyemizde 4 milyon 200 bin civarında CV, 11 bini aşkın işverene ulaşıyor. Geçtiğimiz yıl kariyer.net üzerinden yayınlanan 60 bin ilana 23 milyon dolayında başvuru yapıldı. * Özel istihdam büroları bizim son yıllarda duyduğumuz bir kavram. Bizler sadece İŞKUR'u bilirken sayı hızla çoğalıyor. İnternetten işe alım hizmetleri kişi ve kurumlara kolaylık, zaman, maliyette düşüş ve emek tasarrufu sağlıyor. Yapılan bir düzenlemeyle de bu alanda kurulan şirketler özel istihdam bürosu belgesi almak zorunda. Özel istihdam büroları da ihtiyaç sebebiyle doğdu. * Peki görüntülü öz geçmişler gelmeye başladı mı? Evet...(gülerek) Bize kendi çektikleri klipleri gönderenler var, reklamını yapanlar var. Görüntülerin 1 dakikalık olmasını istiyoruz. Yenilenmesi gerekenler varsa 'şu şekilde düzeltilsin' diye tekrarını istiyoruz. Belli bir sayıya ulaşınca da işverenlere ulaştıracağız görüntülü öz geçmişleri. 50 bin açık pozisyon * Bir yanda iş arayan çok sayıda insan, diğer yanda da eleman bulunmakta zorluk yaşanan pozisyonlar. Problem nerede? Günümüzde artık bir gerçeklik var. Yabancı dil bilmeyen ve teknolojiye hakim olmayanlara artık iş yok. Kırk yaş üzerinde böyle bir mesele var. Gençlere gelince iki konu ortaya çıkıyor. Çok iyi yetişmiş, okulunu bitirmiş genç bir iş buluyor ve heyecanla evine koşuyor. Ancak biraz yorulduğunda ya da iş yerinden eve biraz asık suratla geldiğinde anne hemen 'bu kadar paraya bu sıkıntıya değmez, evde otur bu parayı sana ben veririm' diyor. 'Biz sana bakarız' sözü çocuğun ilk andan itibaren iş hayatını bitiren bir sözdür. Böyle yaklaşılan çocuklardan da iş hayatında sorumluluk almaları beklenemez. Sorumluluk alma bilincini çocuk yaşta verip yetişkin olma evrelerini, iş hayatındaki başarılarını keyifle izleyebilmeliyiz. * En çok açık pozisyon olan alanlar hangileri? 50 bin açık pozisyon var. Bilişim sektörü, bankacılık, telekomünikasyon, inşaat, gayrimenkul ve gittikçe büyüyen bir alan olan sağlık sektörü. Doğru plan yapın * İNSANLAR bir iş yerinde çalışmaya başladığında oradan emekli olmayı hedefliyorlar. Oysa yeniliklere, değişikliklere hazır olmak lazım. Pozisyonumu kaybetmeyeyim düşüncesiyle gittikçe kapanıyor çalışanlar. Bu da yeni arayışları, gelişimi engelliyor. * KİŞİNİN seveceği işi yapması şart. Mesleğimiz ne olursa olsun, onu nasıl algıladığımız çok önemli. Kendimize, işimize duyduğumuz saygı bizi başarıya ve mutluluğa götürür. Türkiye'de çalışanlar da, işverenler de birbirlerine karşı samimi değiller. * ÇOK iyi bir ev kadını değilim. Evimin düzgün olmasına çalışırım, hafta sonu arkadaşlarıma yemek yaparım ama hafta içi hayır. Her şeyi birden yapmak mümkün değil. Sonuçta büyük başarılar elde etmiş insanların da 24 saati var. Mesele zamanı iyi planlamakta. Değişime ayak uyduralım * Son günlerde CEO'lar ve aldıkları ücretler tartışılır hale geldi. CEO'lar aslında genel müdürler demek. Şirketin en üst pozisyonunda olan kişi yani. Ve çok büyük riskler alarak çalışıyorlar. Yapılacak bir hata sonucunda hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilirler her an. Mali ya da hukukî bir yanlış onları hapse gönderebilir. Ayrıca şirketten, bütün çalışanlarından sorumlu kişiler CEO'lar. Öyle zannedildiği gibi iki telefonla iş idare etmek, her istediğini yaptırmak, elde kadehler dolaşmak değil yani. Elbette ki sorumlulukları gereği sosyal hayatın içinde olmak zorundalar, pek çok bağlantı oralarda yapılıyor çünkü. Kimse yüklenilen sorumluluğu düşünmeden para kısmını değerlendiriyor. Kaldı ki öyle çok yüksek rakamlar yok artık. Hepimiz 2001'de boyumuzun ölçüsünü aldık. Kadınlar kadınları engelliyor * Türkiye'de kadın çalışan olmak gerçekten zor mu, yoksa ön yargılar mı var? İş hayatında kadınlar kadınları engelliyor. Ben de başlangıçta çok sıkıntı yaşadığım için söz vermiştim 'güzel ve akıllı kadınlara destek olacağım' diye. Çünkü kadınlar kendilerinden güzel birinin iyi bir yerlere gelmesini hazmedemiyor. Tabii ki bir kadının sorumlulukları çok fazla. Yapması gerekenler arasında bölünüyor. Evine çocuğuna ailesine eşine çevresine ayırması gereken zamanlar yapması gereken pek çok şey var. Ancak çalışma hayatı içerisinde yer alacaksa bunları dengelemeyi başarabilir insan. Problemlerden biri de başarılı kişilerin hazmedilememesi. Mutlaka arkasında bir sebep aranır. Birinin tanıdığı olduğu için ya da bir ilişki sayesinde o pozisyona geldiği düşünülür. Yıllar önce Simavi'nin sözleri beni çok etkilemişti 'Başarıyı affettirmek zordur' diye. Başarıya savaş açmak bizim toplumumuzda bir hastalık bana göre. * Pek çok alanda tepelere doğru kadın sayısı azalıyor. Ücretlerde de eşitsizlik ortaya çıkıyor, neden? Kadın yöneticiler erkeklerden yüzde 20 oranında daha düşük ücret alıyorlar. Bu oran dünyada yüzde 10-15'lerde. Bunun sebebi olarak da erkek yöneticilerin 'bana uygun gördüğünüz ücret bu mu' diye sert tepki gösterebileceği ancak kadınların daha sakin karşılayıp kabullenme ihtimali olması gösteriliyor. * Dünyada her alanda hızlı bir değişim var. Türkiye'ye de kavramlar ve uygulamalar kısa bir sürede yansıyor. İşte senelerdir Personel Yönetimi müdürlüğü diye adlandırdığımız bölüm artık İnsan kaynakları. Peki uygulamada durum ne? Değişime ayak uydurmak şart günümüz iş dünyasında. Türkiye'de ise değişime ayak uydurmak, kabullenmek konusunda sıkıntı var. Yeni metodları uygulamaya çalışan firmaların pek çoğu bir süre sonra 'bu bize göre değil' diye vazgeçebiliyor ya da uygulamalarda gerçeklikten uzaklaşılıyor. Yurt dışında çok kullanılan, çok iyi sonuçlar veren 360 derece değerlendirme metodu diye bir uygulama var mesela. Bir kişiyle ilgili kendi pozisyonundaki çalışanlar yöneticileri daha alt pozisyondakiler ve değerlendirmeler bulunuyor. Bizde bu uygulanamıyor. Çünkü aynı pozisyondakiler güzel şeyler yazarsam bir terfi halinde onu seçerler diye düşünüp gerçeği yansıtmıyor. Ya da kişi ekibiyle ilgili olumsuzluklar belirtiyor. Onlara rağmen ben başarılıyım demek için. Oysa değişimi yakalayabilenler aradan sıyrılıp çıkıyor, diğerlerinin durumu ise ortada. Herkes sevdiği işi yapmalı Kariyer.net Genel Müdürü Pembe Candaner ülkemizde 'meslek sahibi' olma bilinci yerleşmedikçe başarıdan söz edilemeyeceğini söylüyor. 'Her insanın bir meslek sahibi olması gerekiyor. Asıl hedef bu olmalı. Hedef para kazanmak, pozisyon elde etmek olmuş. Oysa kişi bir meslek sahibi olursa, onu iyi yaparsa zaten para da gelecektir, kariyer de. Gençlerimizin buna göre yetişmeleri gerekiyor. Bence her iş için uygun olan ve onu en iyi biçimde yapacak bir tek kişi var. Mesele o kişiyi bulmak. Ve en hızlı biçimde o işe yerleştirmek. İnsanlar sevdikleri işi yapmalı. Yoksa verimli de olamazlar, mutlu da.'

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.