Fransa’da İslâm düşmanlığı tam gaz!..
22 Ekim 2020 02:00
Devlet Başkanı Macron’dan sonra Fransa İçişleri Bakanı Darmanin de İslâmiyete ve Müslümanlara olan buğzunu itiraf etti. Bakan, marketlerdeki helal gıda reyonları karşısında şoke olduğunu açıkladı...
Fransa’da çoğu Kuzey Afrika menşeli olmak üzere, yaklaşık altı milyon Müslüman yaşıyor… 66 milyonluk Fransa’da bu rakam yüzde onluk bir orana tekabül ediyor. Gelgelelim Müslümanların en fazla baskı ve ayırımcılığa maruz kaldığı ülkelerin başında Fransa geliyor… Fransa’da son üç yılda camiler de dâhil olmak üzere 358 kuruluş kapatılmış. Şimdi bunlara yenileri ekleniyor. Son zamanlarda her fırsatta İslâmın ve Müslümanların aleyhine konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “İslâmiyetin yeniden dizayn edilmesi” ve “Kur’an-ı kerimin bir kısım âyetlerinin çıkarılarak yeniden yazılması” gibi son derece hakaretamiz, kışkırtıcı, dışlayıcı, aşağılayıcı ifadelerle bütün Müslümanlara ve bütün İslâm dünyasına karşı son derece küstah bir tavırda ısrar ediyor. Ne yazık ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dışında, Macron’un bu saygısızlık ve küstahlığına karşı doğru dürüst bir tepki de yükselmedi. Cılız, dağınık ve etkisiz birkaç tepki mesajıyla, Macron’un İslâm dinine karşı yürüttüğü çirkin saldırılara cevap verilmiş olamaz. İslâm dünyası neden bu kadar sönük ve sinik durumda? Ne İslâm ülkeleri yöneticilerinden ne de bu ülkelerdeki İslâmi müesseslerden veya tek tek fertlerden, ilahiyatçılardan doğru dürüst bir tepki niçin yükselmez?
Karşı taraf bu durumu görünce daha da cüretli biçimde yeni saldırılara yelteniyor. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamalarda, marketlerdeki helal gıda reyonları karşısında şoke olduğunu ifade ediyor… Buyurun size Avrupalının dinler karşısındaki müsamaha ve hoşgörüsü! Nerede farklı inançlara saygı? Aynı içişleri bakanı, tam tersine; ülkede geçmişte de cereyan ettiği üzere, Peygamber Efendimiz aleyhisselam hakkında, hakaret ihtiva eden karikatürlerin yayınlanabileceğini ve okullarda da bunların derslerde gösterilebileceğini söylemekten de utanmıyor. İşte size Avrupa’nın gerçek yüzü!.. Bu çirkin yüzü iyi belleyin ve bazı beyinsizlerin hâlâ bizlere yutturmaya çalıştığı Avrupa Medeniyeti ve hoşgörüsünün ne kadar sahte ve yalancı olduğunu anlayın… Yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslâm düşmanlığı, ayırımcılık hep bu Avrupa’nın beslendiği kirli alanlar. Bu kirli alanlardan daimî şekilde sömürgecilik hesabına azami hasılatı kaldırıyor… Kuzey ve Orta Afrika’yı kasıp kavuran El Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerinin arkasında kimler var? Suriye ve Irak’ı kan çanağına çeviren DEAŞ’ın, Güney Doğu Asya’yı felaketten felakete sürükleyen El Kaide ve türevlerini bugünkü hâline getiren güçler kim? Bunların hepsinin merkezinde malum emperyalistlerin unsurları yönetici ve yönlendirici olarak görev yapıyor. Daha sonra da bunların genelde Müslümanları hedef alan terörist faaliyetleri karşısında İslâm ülkelerini suçluyorlar…
Bu aşağılık oyun daha ne kadar devam edecek? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslâm İşbirliği İstişare Toplantısına gönderdiği video mesajda söylediklerini iyi anlamamız lazım. İslâm dünyasının bugünkü problemlerini özetliyor… “Müslümanlarla hesaplaşmak için İslâm dinine saldırıyorlar. Aşırılıkla mücadele kisvesi altında, terörle mücadeleden ziyade, zulme tepki vermeyen, zalime ses çıkarmayan pasif, pısırık, korkak, iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefliyorlar…” Evet, bu noktaya bilhassa dikkat lütfen. Pısırık ve pasif ve korkak Müslüman istiyorlar. Zira bu hâldeki Müslümanlar, onlara karşı gereken mücadeleyi vermekten acizdir. Ve bu şekilde de, “Terörden açlığa, cehaletten gelir adaletsizliğine, iç kavgalardan tefrikaya birçok çetrefil meseleye” kolayca gark edilebilir… Hâl böyle olunca da “Dünya genelinde her gün ortalama bin Müslüman kardeşimizi teröre ve şiddete kurban veriyoruz…” Evet, Batı’nın istediği ve sürdürmeye çalıştığı durum özetle budur. Bunun için her türlü kirli tuzağı kurarlar, devşirdikleri teröristlere her türlü sansasyonel saldırıyı yaptırırlar…
Fransa’da birkaç gün önce, bir öğretmen kafası kesilmek suretiyle öldürüldü… Saldırgan olduğu iddia edilen kişi de polis tarafından öldürüldü. Söylenenlere göre öldürülen kişi okulda İslâm’a hakaret ihtiva eden yazı ve resimleri öğrencilere gösterdiği için velilerden tepki görmüş. Yani oldukça karanlık bir hikâye… Şimdi Fransa devleti bu ve benzeri olayları gerekçe göstererek Müslümanlara ait sivil toplum kuruluşlarını kapatma kararı alıyor. İslâmofobi ile Mücadele Kolektifi ve Barakacity ve bir cami dâhil pek çok yerin kapısına kilit asılacak. Ayrıca daha önce de Macron’un ifşa ettiği üzere, aralık ayında “İslâmî ayrılıkçılığa” karşı yeni bir düzenleme hükûmetin gündemine gelecek… Fransa’nın İslâm dinine ve Müslümanlara karşı niyet ve tutumu belli. Ama ne yazık ki İslâm dünyasının üzerine de ölü toprağı serpilmiş gibi!..
Karşı taraf bu durumu görünce daha da cüretli biçimde yeni saldırılara yelteniyor. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamalarda, marketlerdeki helal gıda reyonları karşısında şoke olduğunu ifade ediyor… Buyurun size Avrupalının dinler karşısındaki müsamaha ve hoşgörüsü! Nerede farklı inançlara saygı? Aynı içişleri bakanı, tam tersine; ülkede geçmişte de cereyan ettiği üzere, Peygamber Efendimiz aleyhisselam hakkında, hakaret ihtiva eden karikatürlerin yayınlanabileceğini ve okullarda da bunların derslerde gösterilebileceğini söylemekten de utanmıyor. İşte size Avrupa’nın gerçek yüzü!.. Bu çirkin yüzü iyi belleyin ve bazı beyinsizlerin hâlâ bizlere yutturmaya çalıştığı Avrupa Medeniyeti ve hoşgörüsünün ne kadar sahte ve yalancı olduğunu anlayın… Yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslâm düşmanlığı, ayırımcılık hep bu Avrupa’nın beslendiği kirli alanlar. Bu kirli alanlardan daimî şekilde sömürgecilik hesabına azami hasılatı kaldırıyor… Kuzey ve Orta Afrika’yı kasıp kavuran El Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerinin arkasında kimler var? Suriye ve Irak’ı kan çanağına çeviren DEAŞ’ın, Güney Doğu Asya’yı felaketten felakete sürükleyen El Kaide ve türevlerini bugünkü hâline getiren güçler kim? Bunların hepsinin merkezinde malum emperyalistlerin unsurları yönetici ve yönlendirici olarak görev yapıyor. Daha sonra da bunların genelde Müslümanları hedef alan terörist faaliyetleri karşısında İslâm ülkelerini suçluyorlar…
Bu aşağılık oyun daha ne kadar devam edecek? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslâm İşbirliği İstişare Toplantısına gönderdiği video mesajda söylediklerini iyi anlamamız lazım. İslâm dünyasının bugünkü problemlerini özetliyor… “Müslümanlarla hesaplaşmak için İslâm dinine saldırıyorlar. Aşırılıkla mücadele kisvesi altında, terörle mücadeleden ziyade, zulme tepki vermeyen, zalime ses çıkarmayan pasif, pısırık, korkak, iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefliyorlar…” Evet, bu noktaya bilhassa dikkat lütfen. Pısırık ve pasif ve korkak Müslüman istiyorlar. Zira bu hâldeki Müslümanlar, onlara karşı gereken mücadeleyi vermekten acizdir. Ve bu şekilde de, “Terörden açlığa, cehaletten gelir adaletsizliğine, iç kavgalardan tefrikaya birçok çetrefil meseleye” kolayca gark edilebilir… Hâl böyle olunca da “Dünya genelinde her gün ortalama bin Müslüman kardeşimizi teröre ve şiddete kurban veriyoruz…” Evet, Batı’nın istediği ve sürdürmeye çalıştığı durum özetle budur. Bunun için her türlü kirli tuzağı kurarlar, devşirdikleri teröristlere her türlü sansasyonel saldırıyı yaptırırlar…
Fransa’da birkaç gün önce, bir öğretmen kafası kesilmek suretiyle öldürüldü… Saldırgan olduğu iddia edilen kişi de polis tarafından öldürüldü. Söylenenlere göre öldürülen kişi okulda İslâm’a hakaret ihtiva eden yazı ve resimleri öğrencilere gösterdiği için velilerden tepki görmüş. Yani oldukça karanlık bir hikâye… Şimdi Fransa devleti bu ve benzeri olayları gerekçe göstererek Müslümanlara ait sivil toplum kuruluşlarını kapatma kararı alıyor. İslâmofobi ile Mücadele Kolektifi ve Barakacity ve bir cami dâhil pek çok yerin kapısına kilit asılacak. Ayrıca daha önce de Macron’un ifşa ettiği üzere, aralık ayında “İslâmî ayrılıkçılığa” karşı yeni bir düzenleme hükûmetin gündemine gelecek… Fransa’nın İslâm dinine ve Müslümanlara karşı niyet ve tutumu belli. Ama ne yazık ki İslâm dünyasının üzerine de ölü toprağı serpilmiş gibi!..