Fransa dibe vuracak!..

A -
A +
Saint Barthelemy Katliamının ana vatanı Fransa, kanlı tarihindeki din ve mezhep savaşlarına; haçlı seferlerinin vahşetlerine, kin; nefret ve yabancı düşmanlığına hiç bakmadan, İslâm’a ve Müslümanlara saldırıyor...  
Avrupa’da devlet adamlığı kıtlığının en şiddetli biçimde seyrettiği ülke Fransa olsa gerek… Son üç dönemdir bu ülkenin başına geçen çapsız ve hırsı boyundan büyük tipler; akılsız, basiretsiz, ahlaksız ve ahmakça politikalarla bölgesel ve küresel boyutta, dünya barışını baltalamaya devam ediyor. Nicolas Sarkozy, Fransçois Hollande ve Macron… Sağcı-solcu olmaları fark etmiyor. Al birini vur ötekine!.. Bu cüce politikacılar, genlerine işlemiş sömürgecilik ve mandacılık zihniyetinin dürtüleriyle, bugünün dünyasında dünün vahşi ve barbar metotlarıyla yol almaya çalışıyor. Bunlar hâlâ Afrika’nın büyük bir kısmını kendi müstemlekesi olarak görüyor ve öyle muamele ediyor. Bağımsız devletlerin egemenlik haklarına zerre kadar saygı duymuyor. Onlara karşı hâlâ çok kibirli ve aşağılayıcı bir üslup kullanıyor. Elbette bu saygısız ve ahlaksız tavırları karşı tarafça tepkiyle karşılanıyor. Ebleh suratlı Macron şöyle küstahça bir beyanda bulunmuştu: “Afrika’da Fransa karşıtlığı bir tutum var. Mali, Moritanya, Burkina Faso, Nijerya ve Çad Başkanları bana gelecek ve bu konuya açıklık getirecek…” Şu terbiyesizliğe bakar mısınız? Sanki egemen devletlerin başkanları değil de, kendi sömürge valileriyle diyalog içinde. Bakınız bu cüce politikacıların kibirli ve şımarık tavrı Fransa’yı dibe vurduracak. Bir yere yazınız...
Zaten her yerde kaybetmeye başladığı içindir ki, Macron bu derece zıvanadan çıkıyor. Selefi Sarkozy işbaşındayken, Türkiye’nin Afrika’daki faaliyetlerinden son derece rahatsızdı. Şimdi de kendisi onun yolunda gidiyor. Türkiye’nin Suriye’de ve Libya’da etkili olmasına, Doğu Akdeniz’de kendi haklarını korumasına karşı çıkıyor. Tabii ki beklediği sonucu alamıyor. Bu yüzden de kontrolü kaybedecek kadar dengesiz laflar ediyor. Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alıp gıyabında saçma sapan şeyler söylüyor. Oysa yan yana geldiklerinde Macron’un davranışları gayet uysal… Macron o derece ölçüsüz ve saçma laflar etti ki, sonunda Erdoğan kendisinin mental açıdan problemli olduğunu söylemek durumunda kaldı. Gerçekten, “İslâm dininin dünyanın her yerinde kriz içinde olduğunu ve yeniden yapılandırılması gerektiğini” telaffuz edecek kadar ileri giden birisinin, akli rahatsızlığından şüphe duymak gerekir. Macron’un İslâm dinine ve Müslümanlara bu derece küstahça dil uzatması, bütün İslâm dünyasında geniş infial uyandırdı.  Dünyanın dört bir tarafında protesto gösterileri devam ediyor. Bu tablo karşısında Macron da dâhil, bazı Fransız yetkililer tansiyonu düşürmeye çalışıyor. Ama kabaran öfke dalgası kolay kolay sönmeyecek.
Hele hele Charlie Hebdo isimli aşağılık paçavra, yüce dinimize ve Peygamber Efendimize “sallallahu aleyhi vesellem” karşı adice saldırılarına devam ettiği müddetçe, gerilimin azalması mümkün değil. Bu ahlaksız ve aşağılık dergi, sanat kisvesi altında, İslâm’ın bütün değerlerine saldırıyor. 2015’te bu tahrikleri yüzünden silahlı saldırıya uğradı. Şimdi beş sene sonra aynı çirkin ve insanlık dışı yayınlarını tekrarlıyor. Macron ve onun gibi ebleh Fransız yöneticileri de, bu rezil yayınları devlet binalarına asarak tüy dikiyorlar… Bu şenaat, bu alçaklık Fransa’yı daha büyük öfke ve düşmanlıklara maruz bırakacak... Küresel güçlerin sinsi metodu artık ifşa oldu… Bu şekilde tahriklerde bulunarak sansasyonel terör eylemlerine zemin hazırlarlar. Bunu hazırlayınca da öteden beri besleyip büyüttükleri ve kontrol altında tuttukları terörist örgütleri, istedikleri biçimde eylemlere yönlendirirler.
21. Yüzyılda bu şekilde sinsi tuzak ve tezgâhlarla çok sayıda büyük terör eylemi yaptırdılar… 2001’deki 11 Eylül Saldırısından bu tarafa, dünyayı sarsan terör eylemlerine dikkatle baktığınızda, altında bu alçakça tahrik ve teşviklerin yattığını derhâl göreceksiniz. Bakınız eylül ayında, Charlie Hebdo paçavrası, Peygamber Efendimizle ilgili alçakça yayınlarını tekrar etmeye başladı. Bu yayınları okulda öğrencilere ısrarla gösteren bir öğretmen, Çeçen asıllı 17 yaşındaki bir kişi tarafından öldürüldü, kendisi de hemen polis tarafından öldürüldü… Akabinde Macron Yönetimi tahriklere devam ederek, bu rezil yayınları devlet binalarına astırdı. Onu takiben de bazı sapık Fransız aktivistleri, başörtüyü “düşmanlarımızın üniforması” diye aşağılamaya başladı. Şu alçaklığa bakar mısınız? Bütün bu melanetlerin temelinde yabancı nefreti, ırkçılık, İslâm ve Müslüman düşmanlığı yatıyor. Sanat-manat, karikatür vs. hepsi hikâye. Esas maksatları, sinsi tuzaklarla insanların barış içinde bir arada yaşamasını engellemek, toplumları ve devletleri huzursuz etmek, ülkeleri içeriden karıştırmak ve sonra müdahale etmeye yeltenmek… Maksat budur. Ama bu hain maksatları artık yeterince deşifre oldu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.