Fener’in belalısı

A -
A +

Bu maçla ilgili yazımın hemen en başında bir not yazayım dedim. Notun başında, Beşiktaş maçının hemen hemen en iyi oyuncularından biri olan ve de çok akılcı bir koşu sonrası takımının ikinci golünü de atan Şener neden yoktu acaba? Devamla; uzun bir ayrılıktan sonra çıktığı hem de Beşiktaş maçında iyi işler yapan Mehmet Ekici de neden yoktu?  Aykut Hoca’nın takım kurarken neler düşündüğünü, gerçekten beyninde bir tur atarak bilmek isterim.
Akhisar, Okan Buruk’un eline geçtiğinden bu yana özellikle rakiplere karşı akıllıca kurgular sahneleyerek dikkat çekiyordu. Devam edelim… Fenerbahçe ilk yarıda kalesine gelen üç toptan ikisinin tabelaya yazılmasına izin verirken rakip savunma kalabalığında eline geçen kazaları da tabelaya yazdıramadı. Akhisar tam takım kendi yarı alanında kalabalıklaşırken özellikle iki stoperinin adam ve pozisyon paylaşımıyla hani bir laf vardır, serseri mayınların patlamasına da pek izin vermedi. Seleznov’un duvar rolüne Muğdat koşular yaparak fırsat bulma için görevliydi.
2-0’la dönülen ikinci yarıya Fenerbahçe golle başladı diyebiliriz. Ama ilk kontrada sanki Beşiktaş ile oynadığı lig maçında Vida’dan yediği golün aynısını yedi. Ve bence Fenerbahçe’nin son maçlarının en iyi oyuncusu ama torpili olmayan Aatıf, torpilli Isla’nın yerine girdi ve şık bir golle takımının maça tutunmasının anahtarı oldu diyebiliriz. Bu arada Akhisar üç stopere döndükten sonra bütün dönen topların Fenerbahçe orta sahasında kullanıldığını çok geç fark ederek değişikliklerde rötar yaptı diyebiliriz.
Maçın hakeminin Fenerbahçe için unuttuğu bütün kartları Akhisar’a göstermesi bile konuk takımın direncini, moral motivasyonunu bozamadı desek yeridir.
Biliyorsunuz bu Akhisar, Fenerbahçe’yi ilk maçta da yenmeyi başarmıştı.

MAÇIN ADAMI: Mustafa Yumlu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.