Şu 19.07’den kurtarın kendinizi

A -
A +

19 Temmuz idi ya geçen haftanın perşembe günü... Yani, kimin buluşu ise, sözüm ona Fenerbahçe’nin kuruluş günü... Neyse ki Ali Koç, “Kuruluşu Simgeleyen” diyerek yanlışı, uydurmayı, biraz da olsa hafifletti. Beyler; Fenerbahçe Spor Kulübü 1907’de kurulmuştur. Ama ayı ve günü belli değildir. Son yirmi yıldakilerin arkasında kalan ve de kuruluşu yaşayan nice büyük ve muhteşem hakiki Fenerbahçelilerin hiç mi aklı, bilgisi yoktu da 19 Temmuzları kutlamadılar? Hele hele 50. yılda tek ve gerçek Fenerbahçe tarihini yazan Dr. Rüştü Dağlaroğlu Ağabey’imiz acaba neden bir satır bile bu saçmalıktan söz etmemiştir?

Dr. Kasapoğlu’na...

Geçtiğimiz çarşamba günü gazetelerde dokuz sütuna bir fotoğraf vardı. Spor Bakanı Dr. Kasapoğlu ve kulüp başkanları, yöneticileri ve TFF oradaydı. Ne mi olmuş? Beklentimiz odur ki, ülke sporu, ağırlıklı olarak da futbol, “Üç Büyükler” sultasından kurtarılmalıdır. Kulüpler Yasası bir an önce çıkarılmalıdır. Yoksa bu fotoğraf tıpkı benzerleri gibi değersizleşmişler, eskimişler gibi çöpe gider...

Şu fotoğrafa bakınız!

Elime bir fotoğraf geçti. Kimler mi var? Sevgili ağabeyim rahmetli Süleyman Seba ve Muharrem İnce yan yana aynı masadalar. Acaba ne konuşmuşlardır? İnce’nin hangi takımı tuttuğunu bilmiyoruz. Süleyman Ağabey’in ülkenin en önemli görevlerinden birinde de yıllarca hizmet verdiğini de biliriz. Ah be, bir kayıt olsaydı da öğrenebilseydik. Kim bilir, Süleyman Ağabey acaba “Muharrem sakın başkanlık toplarına girme. Bak bana bile Ahmet Dursun kalsın, Seba gitsin” diye bağırdılar diye uyarıda bulunmuş mudur?

Şu 19.07’den kurtarın kendinizi

Galatasaray ve Uluç üzerinden...

Geçtiğimiz cuma günü Hıncal Uluç Ağabey’in yazısının bir bölümünde Galatasaray’ın bu yoklukta yurt dışında kamp yaparak 4 milyon avro kaybetmesi yer alıyordu. Ben de buradan devam edeyim... Ya diğer büyükler, ortancalar ve küçükler? Bir toplayalım bakalım yurt dışı kamplarına giden paraları ne çıkacak ortaya... Oysa bu ülkenin öyle yöreleri vardır ki, yaz ortasında geceleri yorganla yatılan, gün içinde yeleksiz yaşanamayan... Artık her yerde de saha ve tesis var. Peki ya büyük takımlarla özel maç derseniz... Atlarsınız özel uçağa, aynı gün oynar dönersiniz. Kim bilir, belki de masrafı bile öderler. Nasılsa özel maç... Peki, toplam masraf mı? Neredeyse dörtte bir veya daha da az...

Yusuf, Vedat ve Cenk haftası

Tesadüfün acısı da böyle oluyor herhalde. Futbolumuzun bir metrekarede üç kişiye çalım atan harikası, genç takımlar arasındaki maçlarda rakibim, sonrasında kadim dostum, hatta hatta müdürlüğünü yaptığım bir gazetede yazarlık üstlenen Yusuf Tunaoğlu, yani “Arap Yusuf”, yine kadim dostum, özellikle Caddebostan günlerini paylaştığım Vedat Okyar kardeşim ve de dünya tatlısı, bizim meslekten de sayılan, Beşiktaş formasına bir yıldız daha kazandıran Cenk Koray bir-iki gün içinde anıldılar. Nurlar içinde yatın sevgili dostlarım!

Helal sana Mesut!

Başkan Erdoğan’la fotoğraf verdiği için Alman, sözüm ona, futbolseverler tarafından protesto edilen Mesut Özil kardeşim bundan böyle Alman Millî Takımı’nın formasını giymeyeceğini açıklamış. Helal sana kardeşim! Hitler kanı dolaşan halktan ve de şu günlerde komünizmin eski kalelerinden Doğu Almanya vatandaşlığından geçen başbakanı olan ülkede zaten başkası da olamazdı Sevgili Mesut!

Camiaya sesleniş

Başkan Ali Koç kulübünün ekranından yaklaşık iki saat tüyler ürperten açıklamalarda bulundu. Hem de rakamlarla... Eh, bendeniz bunları 15 senedir yazıp söylüyordum da, beni düşman bile ilan etmişlerdi. Özür mü? Onlar önce aynadan özür dilesinler. Neyse, ben başka bir açıklama daha bekliyordum. Ne mi? Para yok, pul yok, dolayısıyla da futbolda transfer yok ama, basketbolun ve voleybolun hem erkek, hem de kadın ekiplerine tonla yabancı-yerli transfer var. Bunu anlayamadım. Haksız mıyım?

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.