TFF, İspanya'yı örnek alsa!

A -
A +

Geçtiğimiz günlerde bazı gazetelerin spor sayfalarında dikkatimi çeken minik bir haber vardı. Haberde, İspanyol Futbol Federasyonunca bu sezondan itibaren cuma gün veya akşam oynanan lig maçlarının sona erdirildiği yazıyordu. Yani, İspanya cumartesi ve pazarı kullanacaktı. Acaba diyorum bizde de aynısı uygulanamaz mı? Böylece cuma akşamı işinden telaşla maça koşmaya çalışanlar da rahatlar. Eşler, çocuklar bir hafta sonu birlikte yemek yeme, eğlence imkânını bulmazlar mı? Gişe gelirleri de artmaz mı? Ama desenize acaba “Üç Büyükler” buna ne der?

Yorumun babası!
Hazırlık maçlarının yoğunlaştığı süreçte kulüp başkanlarının kamplarda, maç sırasında tribünlerde boy göstermesi bazı yorumcularca eleştirildi. Harika! Ben de diyorum ki, başkan bu kadar sahada dolaşırsa o takımın oyuncularını da, hocalarını da gaflet basar. Sorsanıza bakalım Avrupa’nın dev kulüplerinin futbolcularına “Sizin başkan kim? Onu hiç gördünüz mü” diye...

Her kulüp mecbur!
Rizespor’dan Vedat Muriç’in Fenerbahçe’ye gelişinden sonra Kayserispor’dan da Deniz Türüç aynı formanın içine girdi. Peki başlıkla ne ilgisi var diyecek olursanız... Eeee birilerinin ülkenin her metrekaresiyle ticari-ekonomik bağlantısı yok mu? Yeter ki ciddi biçimde ilgilenilsin... Başka ilgililer mi? Avuçlarını yalarlar...

Basketbolda acı sonuç!
Yok yok bizim 18 yaş altı takımını yürekten kutluyorum. Peki, bu nedir diyeceksiniz? Efendim gümüş çocuklar ve teknik ekibi İstanbul’a indiğinde spor medyası oradaydı. Ömer Onan başta olmak üzere ne takımın koçu ne de oyuncuları final maçının hakemi ile ilgili tek kelam etmediler. Sizleri bir kere daha kutluyorum. Ama ya Hidayet Başkan? FIBA başta olmak üzer giydirmediği uluslararası makam yoktu. Bence bu yapıda bir arıza vardır. Siz ne dersiniz?

Tazminat dersi!
Hani şu Ali Koç'un, Fatih Terim'in TFF'den aldığı tazminatı sıkça eleştirisi var ya... Hah işte tazminatla ilgili, burada ismini açıklamayayım da gündem oluşturmasın, bir T.C. vatandaşı bana dedi ki "Abi yahu, Ersun Yanal da Trabzonspor'dan 11 milyon Türk lirası tazminat kaptı. Yanal bunun kaç lirasını bağışladı ki acaba? Ali Bey konuşurken sağına, soluna, arkasına bakmıyor anlaşılan..."  Haaa, TFF'nin parası nasıl bizim ise Trabzonspor'unki el malı mı Ali Bey? 

Bu ne masraf Tayyip Kardeş’im!
Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan Kardeş’im, dostum, tuttu bu defa da geçtiğimiz hafta sonu İzmir otoyolunun açılışı yaptı. Sekiz buçuk saatlik işkence 3,5 saatlik keyfe dönüşmüş. Yetmiyormuş gibi ertesi gün de muhteşem Bursa Devlet Hastanesinin kurdelesini kesti. Öncekiler mi? Sayısız. Ama biz ne güzel yağ için kuyruğa girmeye alışmış, ev yakıtı, araba benzini için saatlerce birbirimizi yemiş, su için bidonlarla pazı yapmış, İstanbul'da köhne vapurlara binmiş toplumuz. Şimdi tut, kahvaltıdan sonra öğle yemeğine İzmir'e in, kaşıntın tutsa Bursa Devlet Hastanesine yürü... Bu ne israf yahu(!) Bu ne insanlık hizmeti değil mi malum kafalılar!

Orman'ın uğraşı!
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman yine bir basın toplantısı düzenledi. Hakemler falan derken Beşiktaş'ı içeriden yıkmaya çalışanların olduğunu dile getirdi. Fikret Orman Kardeş’im; bence sen önce şu sakatlar ordusu oluşunu irdele... Bak yarın maçlar başlayacak. Acaba neden bu takım, hiç hatırlamadığım biçimde, kısa sürede bu kadar çok sakat verdi? Kulübün içi mi? O her kulüpte var. Duymayacaksın, devam edeceksin...  

Yusuf hazinesi!
Trabzonspor, Yusuf Yazıcı'yı Lille'e iyi paraya sattı. Hatta ek maddeler de var, yarın yeni para getirme ihtimali olan. Başkan’ın da içi yanmış... Ancak Trabzonspor'un kasasını yakanlardan sonra bu satışın yerinde olduğunu kabul etmek lazım. Unutmadan; böyle gençleri ele alıp, yetiştiren, yurt dışına satılacak kadar büyütenlere de artık bir prim verilmelidir. Verilmelidir ki, yeni hazineler için bıkmadan, usanmadan çalışsınlar. 

Kadıköy gazetesi kutlaması!
Efendim Kadıköy gazetesi 1.000’inci sayısını kutlamış. Bu arada Kılıçdaroğlu da eski Kadıköylü olduğunu yazmaz mı? Vallaha mı? Nerede ve ne zaman merak ettim doğrusu... Ya Belediye Başkanı... Böyle bir ortamda bile Gezi direnişini savunmaz mı? Her şeyin başı direnmekmiş. Vallaha mı? Rahmetli dostum Osman Hızlan'dan sonra siz CHP tarafı Kadıköy'e ne yaptığınızı bir sıralasanız da, ben de bir şaşırsam bari! Kadıköy sokaklarının geceleri mi? Aynen devam. Zaten artık tek satır bile yazmayacağım. 

Cüneyt Kıran, teşekkürler!
Bizim ülkenin spordaki en başarılı branşı, Ebrar'ın dediği gibi, kadınlar voleyboludur. Gerek takımlarda, gerekse de millî takımda... Çin'deki maçlara da, eskiden bu sporu yapmış kişi olarak tabii ki dikkat kesildim. TRT bize bunları sundu. Teşekkürler! Ancak ne var ki Alman maçının sunumu beni tatmin etmedi. Ya Çekya maçı? Cüneyt Kıran Kardeş’im ki, bir çok branşta tecrübeli, sanki tam bir voleybol spikeri gibi harika bir sunum yaptı. Ona da ayrıca teşekkürler! Çin maçı mı? Kaybettik de yayın yaygara idi...   

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.