“Can Topsakal istifa…” mı?..

A -
A +

En kolay iştir, taraftar için “İstifa” diye bağırmak, hatta kulüp içinde de, medyada da “taraftar bulmak”, destek bulmak!..
İşte, Galatasaray Kulübü’nde de, “basketbol salonlarına giden” Galatasaray taraftarları, elbette “kendi yönlerinden haklı göründüğü için” durmadan “Can Topsakal istifa” diye bağırıyorlar!..
“Can Topsakal’ın istifası”, Galatasaray basketbolunun “Galatasaray taraftarının istediği ve beklediği şekilde” salonlara dönmesini sağlayacak mıdır; hayır!..
Öyleyse, “kendi yönünden haklı da görünse” Galatasaray taraftarının “İstifa” diye bağırmadan, Can Topsakal penceresini açıp, içerisini hiç olmazsa görebildiği kadarıyla incelemesi gerekmiyor mu? Peki ve acaba “orada gördükleri”, Can Topsakal’a “teşekkür etmeseler” de, hiç olmazsa “saygı duymaları gerekeceği” gerçeğini ortaya koyarsa, ne olacak?..
Can Topsakal’ı tanımam, “elini sıkmak” bir yana, telefonda bile “Merhabam” yoktur; ama basketbolu da ve asıl “Galatasaray Kulübü’nün ne hâlde olduğunu” da bir gazeteci ve bir “gönül bağlantılısı” olarak “birazcık” bildiğimden, onu, “Galatasaray basketboluna ayırdığı zaman ve gösterdiği gayret için” takdir ediyorum ve de “teşekkür edilmesi” gerektiğine de inanıyorum.
Zira, biliyorum ki, “iş hayatında para kazanmak sihirbazlığında gösterdiği” başarıya yenileri eklemek için “Galatasaray basketboluna ayırdığı zamanı, Trakya’daki bağlarında ürettiği ‘barbar şarap yapma’ zamanına eklese”, ihracatta da “rekor” kırabilir ve kazancını katlar!..
Galatasaray Kulübü’nün mali olarak en bunalımlı döneminde, “basketbol gibi günün standartlarında bütçe kısıtlamasını kaldıramayacak” bir spor dalında, “basketbol liginin en kısıtlı bütçesi” ile GS TV’nin hâlâ “Yenilmez Armada” diye takdim ettiği bir takımı, “Avrupa’da ve Türkiye’de iddialı olarak sahaya sürmenin imkansızlığı” ortada iken “Can Topsakal istifa” diye bağırmak, neye yarar, neye hizmet eder ve de söyleyin bakalım, ey “Galatasaraylıyım” diye övünenler; “Ne anlama gelir?..”
O, onca para harcayıp bağ ve şarap işine başlarken, “destek ve ortaklık ümidi veren” Fransızlar cascavlak ortada bıraktığında ümitsizliğe düşmedi, “bir şarap yapım uzmanı” buldu ve Fransız “Xavier Vignon” ile “ihracat bile yapar” hâle geldi.
Şimdi, Galatasaray basketbolunda “sabır ve inat ile” hemen hemen “benzer” bir yolculuğa çıkmış; “onu ortada bırakan” bir Galatasaray Başkanı ve yönetimi var ve bu durumda, Topsakal bir “basketbolun Xavier Vignon’unu” arıyor!..
“Ergin Ataman” olmadı; üstelik “yok değil var” zamanında bile, “kötü transfer tercihleri ve takımına basketbolu bırakıp Sallabol oynatması” ile Galatasaray basketbolunu yerlere serdi, Galatasaray koçu!..
İş işten geçip “Ben bedava da çalışırım” diye ortaya çıkınca da, Topsakal’ın “Hayır” demesi kadar haklı bir tepki ve karar olamazdı, Galatasaray basketbolu için!..
Bu defa, hem de “çok kısıtlı bir bütçe ile işin yürütülmeye çalışılacağı” dönemde, gene “Varım” dedi ve “büyük bir risk alarak” Galatasaray’a gelmiş ve görev kabul etmiş Erman Kunter’i “yeniden başkanın listesine girerek” yalnız bırakmayacağını da gösterdi.
“Fransa’da hoca olarak başarılı olmuş” Kunter, anlaşılıyordu ki, “basketbolda Topsakal’ın Xavier Vignon’u olacaktı!..”
Biraz sabır, Galatasaraylılar, biraz sabır; “yıkmak kolay”; Topsakal / Kunter yapmaya çalışıyorlar, Dursun Özbek ve yönetimine rağmen!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.