Galatasaray’a ve Bursaspor’a leke!..

A -
A +

Galatasaray’ın ve Bursaspor’un “tertemiz ve yöneticileriyle, teknik adamlarıyla, futbolcularıyla, taraftarlarıyla alın ve forma terlerinin karşılığı kazandıkları şampiyonluk kupaları için” söylediklerin sadece bu iki kulübe hakaret değil, o sezonlarının federasyonlarına ve hakemlerine de ağır hakarettir. Eğer “Galatasaray’ı ve Bursaspor’u FETÖ’cüler şampiyon yapmışsa”, o FETÖ’cüler “Federasyondakiler ve hakemler değilse,” kimlerdir?..
“Bursaspor yönetimi, çok ağır ve sert bir açıklama ile Aziz Yıldırım’a “hak ettiği cevabı” verdi ve “gerek federasyon nezdinde, gerek yargı önünde hesap soracağını” ilan etti.
Hem de “Şampiyonluğumuz, söz konusu şahsın seçim malzemesi seviyesine indiremeyeceği kadar yüce ve yüksek olduğu gibi, Türk futbol ailesinin büyük çoğunluğunun artık yaka silktiği ve her ağzını açtığında hedef gözetmeksizin kin nefret ve düşmanlık saçan bu şahsiyetin diline yakışmayacak kadar da değerlidir” diyerek.
Galatasaray yönetimi ise herhalde ve hâlâ “Dursun Özbek ile çok meşgul olduğundan”, Aziz Yıldırım’ın “Galatasaray’ı lekeleyen” bu sözlerini duymadı. Duyduysa da, “NTV’de Kırmızı Çizgi’deki Serdar Ali Çelikler’in sözleri ya da Milliyet’te Nevzat Dindar’ın haberi kadar” önem vermedi ve de Aziz Yıldırım’a “hak ettiği cevabı” vermeye ve “hak ettiği davayı” açmaya gerek görmedi!..
2005-2006 sezonunun son haftası; Galatasaray evinde Kayserispor ile oynayacak, kazansa dahi şampiyonluğa yetmiyor, Denizli’de Denizlispor ile oynayacak olan Fenerbahçe kazanırsa, şampiyon Fenerbahçe!..
Denizlispor “küme düşme hattında”, Malatyaspor son maçında (o gün) puan kaybetmezse, Denizlispor maçı kazanamadığı takdirde, küme düşüyor.
Galatasaray kendi sahasında kazanıyor ve “maç başındaki konfeti yağmurundan ve maç içi duraklamalardan dolayı” Denizli’deki maç 17 dakika uzuyor. (Bu konfeti yağmuru ve uzamanın ayrı ve daha gerçekçi gibi görünen bir hikâyesi var. Mesela zamanın Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy anlatabilir, o çok ayrı bir senaryo!) Denizli’deki maçın ikinci yarısında, Malatyaspor’un kaybettiği haberi geliyor ve “Denizlispor Fenerbahçe maçı bitmeden,” kümede kalıyor!..
17 dakikalık uzatma sırasında ise, 1-0 mağlup durumda olan Fenerbahçe beraberlik golünü atıyor ve de biri direkten dönen, biri kaleciyle karşı karşıya kaçan iki “mutlak gol pozisyonu var” ve maç 1-1 beraber bitiyor, Galatasaray şampiyon oluyor; bu pozisyonlardan “biri gol olsa”; Fenerbahçe şampiyon!..
2009-2010 sezonunda da “benzer” tablo. Bursaspor, Beşiktaş ile sahasında oynuyor, Fenerbahçe de Trabzonspor ile. Bursaspor, Beşiktaş’ı yeniyor, ama şampiyon olması için Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi, beraber kalması gerek. Fenerbahçe gene “goller kaçırarak” kendi sahasında Trabzonspor ile berabere kalıyor ve Bursaspor şampiyon.
Hatta bu arada Fenerbahçe Stadı’nın hoparlörlerinden “Bursaspor, Beşiktaş’la beraber kaldı” anonsu yapılmadı mı ve stat “bayram havasına bürünmedi mi”; sahada, tribünlerde şampiyonluk kutlanmaya başlanmadı mı?..
Aziz Yıldırım’a sormak gerek; Fenerbahçe o son dakikalarda “futbolcularının ayaklarına, kafalarına gelen gol fırsatlarını kaçırmasa ve birer gol atıp iki maçı da kazansa” ne olacaktı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.