Gülelim mi, ağlayalım mı?..

A -
A +

İnanamıyorum, “Fenerbahçe’nin borcu neredeyse Galatasaray ve Beşiktaş’ın toplam borcundan fazla imiş ve hatta Trabzonspor’un borcunun bir kısmını da katarsak, o borca erişilebiliyormuş”, ama bunun “öğrenilebilmesi için” Aziz Yıldırım’ın 20 yıllık iktidarına nokta konması ve de Ali Koç’un başkan seçilmesi lazımmış!..
Bitmedi; “Fenerbahçeli futbolculara ocak ayından beri de ödeme yapılamıyormuş”; bu durum da “devlet sırrı gibi” Ali Koç Fenerbahçe’nin başına geçmesine kadar saklı kalmış, “bana göre” bırakılmış. Kim tarafından bırakılmış; “anlı ve de şanlı” ve de “Fenerbahçe / Aziz Başkan ağırlıklı” spor basınımız tarafından!..
Ben, “eğer bu haberlerdeki rakamlar doğru değilse”, çok açık ki, “günlerdir bu haberlerle çalkanan” spor basınımızın yalancısıyım. Dahası, “günlerdir spor sayfalarında ve spor ekranlarında çalkalanan bu haberler” tekzip de edilmediğine göre, demek ki; “doğru!..”
Zira, Koç başkan cephesinden de, Aziz başkan cephesinden de bu konuda “Hayır o kadar değil, bu kadar” düzeltmelerinin “d’si” bile yok!..
Peki, kardeşim; hadi “genel borç tutarı, muhasebe dolambaçları içinde kaybedilmiş ve Fenerbahçe Divan ve Genel Kurulları bile atlamış”, amma ya “koca Fenerbahçe’nin 28 futbolcusuna ocak ayı başından beri ödeme yapılmadığının saklanması” mümkün mü?..
Mümkün efendim, mümkün; zira spor basınımız için hele de “Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe söz konusu ise” öyle bir mümkün ki, “20 yılın en az son 15 yılı için” son derece doğal!...
Bakınız, büyük gazetelerimizin birinin sor servisinde yönetici olan bir spor yazarı kardeşimiz, ekranda Ali Koç yönetimine ateş püskürüyor ve “özetle” diyor ki; “Neden Aykut Kocaman konusunda net bir açıklama yapmıyorlar? Beraber çalışacaklarsa da, çalışmayacaklarsa da söylesinler. Ortada yerli yabancı birçok isim dolaşıyor, hangisi doğru bilmiyoruz. Aykut Hoca da bekledi, bekledi, ailesini aldı tatile gitti. Haklı, bir hocaya bu yapılır mı?”
Aslında, öyle büyük ve iddialı bir gazetenin spor servisi, ekrandaki arkadaşımızın “açıklasınlar” dediği konuda “ne olup bittiğini bilmiyorsa, öğrenemiyorsa” çok acı bir gerçek ortadaki; yazıklar ola, gazeteciliğimize!..
Aslında “gazetecilik varsa”, o kardeşimizin “Bu konuda gerçekler şu, şu andaki durum bu, şöyle olacağını sanıyorum” demesi gerekirken, “Fenerbahçe’nin açıklamasını beklemesi” ve de “gelmediği için” yeni yönetimi, suçlaması, “gazeteciliğimizin ne duruma düştüğünü”, düşürüldüğünü çok iyi gösteriyor.
Hadi, “Fenerbahçe yönetimini fırçaladın”, ama hiç olmazsa hemen ardından da “şunları” söylemen gerekmiyor muydu; “Ey Aykut Kocaman, yeni bir yönetim geldi, onlara hocalarını seçme fırsatını vermen gerekirdi; istifa edecektin, eğer seninle çalışmak istiyorlarsa, davet eder ve yeni sözleşme yaparlardı. Yok istemiyorlarsa anlaşacakları yeni hocayı takımın başına getirirlerdi. Onlara bu fırsatı vermedin. Bak hâlâ ortalıklarda bekliyorsun. Bu sana yakışır mı? Anlaşılıyor ki, sözleşmenin feshedilmesini ve tazminatının ödenmesini bekliyorsun? Durum onu gösteriyor. Hani Fenerbahçe’yi çok seviyordun?..”
Yorumcu arkadaşımız bunu söyleyeceğine bir de demez mi; “Zaten başka hoca da gelse, tazminat istemeyeceğini söyledi!..”
Karşısındaki arkadaş da ona sormadı; “Tazminat istemeyecek adamın, yeni yönetime hocasını seçme hakkını vermek için, istifasını sunması gerekmez miydi?..”
Hadi canım, siz de; sahnede dram mı, komedi mi var, anlayamıyorum; gülmemiz mi, ağlamamız mı gerek, ona da karar veremiyorum!..
Bizler, “eskiden” böyle değildik, hiç değildik!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.