VAR’sa da, YOK’sa da, ‘büyükler’

A -
A +

Kim bilir, “büyük takımın taraftarı kaç okuyucusundan “ne kadar küfür yemiştir”, sevgili Ümit Aktan “cesaretle” aşağıdaki satırları yazdığı için…
Diyor ki; “… Sonra üç kez VAR devreye girdi ve üçünden de kalabalığın istediği çıktı. Penaltının birinde top ceza alanı içinde değildi ki... Verilmeyende ise top Volkan’dan Skrtel’in açık eline geliyor. Skrtel’in vücudunun bir yerinden sekmedi ki... Ofsayt geri dönüşünde ise yardımcı hakem kaldırmamış bayrağını ve o top doğrudan gol olsa ve Meler ortayı gösterse VAR’a ihtiyaç duyulmayacak ve başlangıcı ofsayt olan bir gol verilmiş olacaktı. Çünkü orada sisteme penaltı olup olmadığını kararlaştırmak için gidilmişken tesadüfen bir ofsayt bulundu. Uyarı penaltı incelemesi için geldi, ofsayt ihtimali için değil…”
Maalesef “kulüpçü, korkak, popülist” ve de “taraftar ne der, patronuma, genel müdürüme, müdürüme ne kadar şikâyet yağar, işimden, gücümden olurum, bana ne yahu, ben dikenlere dokundurmam kalemimi, suya sabuna dokundurmam dilimi, olur biter’ diye düşünen ve de “kulüpçüleri, fanatikleri, taraftarları bu teslimiyete alıştıran” bir yığın yorumcu yüzünden…
“Doğru olduğuna inandıklarını cesaretle yazan söyleyen” yorumcular, “sosyal medyada adeta linç ediliyorlar”, dahası maillerde, telefonlarda yedikleri küfürlerin haddi hesabı yok!..
Bir türlü anlayamıyorum; “Maç zaten bitmiş, sonuç belli olmuş, değişmesi mümkün değil”, peki ama “neden” hâlâ ve hâlâ, “gönül bağı” olan takımın “penaltı olmayan pozisyonda penaltıdan gol atması, rakibin penaltılık pozisyonunun es geçilmesi, hatta VAR’ın YOK edilmesi” için gazeteciliği, yorumculuğu ve vicdanı yaralayan “Görmedim, bilmiyorum, söylemiyorum, yazmıyorum, bana ne” insafsızlığının ipine sarılır insan?..
Mesela, “Volkan’dan gelen ve Skrtel’in açık olan kolu olmasa, doğrudan Bursasporlu bir oyuncunun önüne düşecek olan top için VAR’a da bakılarak ‘Devam’ denilmesi içime sinmedi” desen, ne olur; sonuç değişir mi, takımının galibiyeti geri alınır mı; hayır”, bin kere “hayır”, peki, spor sayfasındaki yazında, TV ekranındaki yorumunda “neden yoksun” ey benim anlı ve  de şanlı yorumcum?..
Eğer sen de “penaltı değildi” kanaatindeysen, hiç olmazsa onu yaz da görelim; “Penaltı değildi” de! Ama biliyorsun ki, “Penaltı, penaltıydı” ve “Değildi” dersen, okuyucunun, izleyicinin hakkında “neler düşüneceğini” çok iyi tahmin ediyorsun. Onun için de “VAR’lık pozisyonu, hakem gibi, YOK sayıyorsun” işlem tamam; “Takımın sağ, sen selamet”; bravoooo!..
Aslında “yukarıdan beri”, yıllar yılı yaşadığımız bir gerçeği “yeniden” neden yazıp geldim; “VAR’ın sahalarımızda ‘Var olmasını’ istiyorsak, spor yazarlarımızın, futbol yorumcularımızın cesur olmaları gerektiğini” anlatmak için!..
Zira, “VAR’ı ‘yok edecek’ iki tehlike hemen indi” sahalarımıza!..
Birincisi; “VAR da neymiş, o kim oluyor da benim kararımın üzerine çıkmaya çalışıyor” kompleksine kapılan hakemlerimizin olduğunu gördüm, ekranlarda!..
İkincisi daha da kötü; başladığımız gibi giderse, anlaşılıyor ki, “VAR, daha çok ‘BÜYÜKLER için’ var olacak!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.