UEFA, bu sorulara cevap bulmalı!
Sanki koca Avrupa'da hakem kalmadı, maç kalmadı!
1) Romanyalı hakem Ovidiu Hategan tarihte ilk defa Şampiyonlar Ligi grup maçlarında 6 haftada 6 maç aldı!
2) 24 Kasım'da Manchester United-Başakşehir maçını yöneten Hategan, 15 gün sonra PSG-Başakşehir maçına çıktı!
3) Bu kadar sabıkası olan 4. hakem Coltescu'yu onore etmek şart mıydı?
Bu üç sorunun cevabı verilmeli! İstanbul'daki finale galiba bu Hategan'ı hazırlıyorlardı; ama finali Paris'te yaptı.
TFF bildirisinin "üslubu ve günü" hiç yakışmadı!
Futbol Federasyonu, önceki gün bir bildiri yayınladı!
1) Başakşehir maçının sabahı dünyanın gündemi "ırkçılık", bizim TFF'nin gündemi F.Bahçe'ye cevap yetiştirmek.
2) Hele hele "...hakemlerimize çok açık bir şekilde ‘ayar verme’ çabası ve çalışmaları gözlemlemekteyiz" cümlesi futbolun başındaki bir kuruma hiç yakışmamıştır. Biraz argoya kaçmıştır.
"Gençleri kazanayım" derken!
MHK Başkanı Serdar Tatlı ve yardımcısı Metin Tokat'a seslenmek istiyorum.
"Cesaretle hakem tayini yapmak, gençlere şans vermek" bunlar güzel şeyler, kulağa da çok hoş geliyor olabilir.
Aman dolmuşa ve dolduruluşa gelmeyin!
Yaş pasta yaparken "kremanın ve kekin" bir ayarı olmalı.
Aşırı kremalı pasta iyi olmaz! Keki fazla olursa o da olmaz!
1) Beşiktaş, F.Bahçe Başkanları'nın ve Fatih Terim'in genç hakem taleplerine "ihtiyatlı yaklaşın" derim.
2) Serdar Tatlı ve Metin Tokat'ın hakemlikte son yılları acı içinde geçmiştir. Şimdi siz de aynısını tecrübeli hakemlere yapmayın.
3) Hakem kazanmak kadar, hakem kaybetmemek de önemlidir. Kazandığınızdan fazla hakem kaybetmeye başladınız!
Raconu MHK keser!
F.Bahçe Başkanı Ali Koç, iyi niyetle bir şeyleri soruyor ve anlamaya çalışıyor.
"Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder" derler! Konuları iyi bilen danışmanlara ihtiyacı var.
Gözlemcilik kurumu için bazı şeyler söyledi.
Sayın Başkan; Süper Lig'deki bir hakemin maç almasında, gözlemcinin hiçbir etkisi yoktur.
Bilgisayar ekranında kodlamayı tamamlayan gözlemci, hakemin notunun ne olduğunu bile bilemez.
Raconu MHK keser!
MHK, hakemin aldığı notu eksik bulursa yükseltir, yüksek bulursa eksiltir.
Ali Palabıyık'ın vücut dili iyi değildi!
Ali Palabıyık, Denizli'de hiç iyi değildi. Doğru kararları bile kabul görmedi.
Acaba mental ve fiziksel yorgunluk mu vardı?
1) 28 Kasım Cumartesi: Gaziantep-Y. Malatya
2) 1 Aralık Salı: L. Moskova-Salzburg
3) 6 Aralık Pazar: Denizli-F.Bahçe
4) 9 Aralık Çarşamba: M. City-Marsilya
Yoksa Şampiyonlar Ligi'ndeki düdükten sonra gelen AVAR görevi kimyasını mı bozmuştu?
MHK ve Ali Palabıyık bunları tartışmalı!
Tek suçlu hakemlerdir!
1) Beşiktaş, 25 Ağustos'ta Avrupa'ya veda etti.
2) Alanyaspor, 24 Eylül'de Avrupa'ya veda etti.
3) G.Saray, 1 Ekim'de Avrupa'ya veda etti.
4) A Millî Takım, UEFA Uluslar Ligi’nde C Ligi'ne düştü.
Hayatında "futbol kelimesini" hiç duymamış biri ya da "yapay zekâ" bizim medyaya ve sosyal medyaya şöyle bir baksa ve durumu incelese... Yukarıdaki tablonun "sebepleri ve sorumluları aşağıdakilerdir" der!
1) Hakemler ve MHK'lar…
2) Gözlemci notlarının gerçek ve şeffaf olmaması…
3) Hakemlerin kura ile belirlenmemesi…
4) Yabancı hakem olmaması…
5) Yayıncı kuruluş, Hande Sümertaş…
Bunun bir bedeli olacaktı!
Her kim olursa olsun; bir kulübe ya da bir şahsa aidiyet duygunuz bu kadar yüksek olursa bedelini ağır ödersiniz!
Örnek mi; Hande Sümertaş!
Hanımefendinin, geçen yıl hele Tahir Kum'a Twitter'dan yaptığı bir gönderme var ki! Sınırları çok zorlayan. (20 Mayıs 2019) Merak eden, bulup bakar.
Tahrik için çok iyi fikir!
Güya hakemlerden birinin, "Geçen sezon üzerimizde 'Zorlu görüşmesi', bu sezon 'Rıdvan Dilmen sezonu' baskısı var. Bu da F.Bahçe aleyhine hatalar yapmamıza sebep oluyor" gibi bir ifadesi olmuş.
25 yıldır bu hakem âlemini yakından tanır ve bilirim.
Bunu, hiçbir hakem söylemez, hele de bir medya mensubuna. Hakemler kendi aralarında bunun şakasını yapmaya bile cesaret edemezler.
Reyting ve F.Bahçe'yi tahrik etmek için bundan iyi fikir olamaz! Bence "en iyi senaryo" dalında ödüle layık bir kurgu!