"Osmanlı niçin iyi davranıyor bu zalim Ermenilere abi?.."

A -
A +
"Osmanlının derdi; bütün insanların “ebedi saadet”e kavuşmasıdır Nene bacım..."   Hasan'a ilk defa duyduğu "Eçmiyazin" kelimesinin ne olduğunu sordu ikisi de: - Eçmiyazin, Papalık gibi Ermeni topluluğunun en büyük ruhanî merkezinin ismi. Buradan gelecek her türlü telkin veya emir; Ermeni topluluğunda ciddiye alınıyor, ona göre de hareket ediyorlar maalesef! - Hımm! Şimdi daha iyi anladım Mehmet Abdullah eniştenin bir papazla olan sohbetini. - Mehmet eniştemin papazla işi ne? - Abi, enişten bir cevap vermiş, bir cevap sorma! Adam kaçıp gitmiş meclisten. Sonra detaylı anlatırım. - Bize düşman olanlar; yalnız İngilizler mi oğul? - Hepsi! Hepsi! Küfür tek millet ana! Amerikan misyonerlerinin de ilk dış bağlantısı Ermenilerle olmuş. Protestan milletinin kurulmasını sağlayan mekteplerden en çok da Ermeniler faydalanmışlar. AMERİCAN BOARD heyetiyle Ermenilerin yakın münasebetleri; içtimai ve sosyal kıskançlıklara da sebep olmuş… Osmanlı’yı yıkmada hemfikir olan dünya devi devletler, Ermenilerin hamisi olmada yarışa girmişler. Coğrafi yakınlığın tesiriyle Ruslar ipi göğüslemiş görünüyor, daha çok onların sözü dinlenir olmuş. - Cenâb-ı Allah şerlerinden muhafaza eylesin! Son senelerde Ermeni uşakları bizim evlatlarımıza ne kadar eziyet verdiler! Nene Kızım neler çekti neler? - Osmanlı niçin gevşek davranıyor bunlara abi? - Gevşek değil de “adil davranıyor” desek daha doğru olur. Osmanlının derdi; bütün insanların “ebedi saadet”e kavuşmasıdır... Önlerine çıkan milletleri öldürmek, yok etmek gibi bir düşünceleri hiç olmadı. Bakın bu kadar düşmanlığa rağmen devletin yaptıklarına... - Neymiş? - Ermeni ve diğer azınlıklar Osmanlı’nın çeşitli yerlerinde Müslümanlara ait evleri basıp soyarken, aynı günlerde hükûmet, Ermenilerin iaşe giderleri için merkezden memleketin dört bir yanına havale göndermiş, bilhassa kendisini geçindiremeyecek kadar aciz olan gayr-i müslim tebeaya sahip çıkılmasını istemiş. - Daha ne yapsın? Başka ne anlatacaksın evlat? - Başka; parası olmayan “Ermenilere harcırah verilmesi” için valiliklere talimat göndermiş. Hâlbuki aynı günlerde Osmanlı Hükûmeti; “Belediye memurlarının maaşlarının ödenmesine imkân olmadığını” ilân etmişti. Yine aynı dönemde “Beş altı aydan beri maaşını alamamış çok sayıda memur” bulunuyordu. Devletimiz, o kadar hassas davrandı ki, harp boyunca evinden, yurdundan ayrı kalan Ermeni ve Rumları büyük bir emniyet içinde yerlerine, yurtlarına yerleştirdikten sonra, onlardan ayrıca “mallarımın hepsini aynen teslim aldım” şeklinde imza almış. Bütün gayr-i Müslimlerin varlıkları kendilerine eksiksiz bir şekilde teslim edilmiş. - Asıl sorulması lazım gelen soru şu: Ermenilerin kendilerine yapılan bunca iyi niyet, açık hoşgörüye rağmen; onların niçin düzelmediğidir? - Bir ecdat sözümüz var “kan, kanla yunulmaz” diye, her şeyi özetliyor bence... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.