Çağdaş bir futbol

A -
A +

Sahanın her yerinde her Galatasaraylının başında bir Alanyalı vardı. Güçlü rakiplerine hareket alanı bırakmadılar, kaptıkları toplarla ani hücumlar yaparak sonuca gittiler.

Kupa maçlarının stratejisi farklı; onun için favorisi yoktur. İki günde iki büyük takımın kendi evinde kupaya veda etmesi bu yüzden.
Galatasaraylı futbolcular sahaya zorla çıkarılmış gibiydi. Ne doğru dürüst koşuyor, ne rakip kovalıyor, tersine bol bol pas hatası yapıyorlardı.
Buna karşılık maça son derece ihtiyatlı başlayan, sahaya ve oyuna ısındıktan sonra golün sinyalini Salih’in direkten dönen topuyla veren Alanyaspor, Babacar ile öne geçti.
Bu golde, önce Donk’u sonra Marcao’yu “katlayan” Senegalli, şut değil orta bekleyen Muslera’yı da gafil avladı.
Gol sarı-kırmızlı oyuncuları âdeta maçtan kopardı. Babacar rahat hareketlerle Muslera’ya yaklaşıp uzak köşeye vurdu; gol olmadı ama bu da gol habercisi oldu.
Alanyaspor örgü işler gibi geldi, Salih bitirdi. Takımlar devre arasına giderken tabelada tamiri zor bir skor asılıydı.
Fatih Terim, mağlup bir teknik direktörün yapacağı şeyi yaptı, eldeki malzemeyle aksayan oyuncuları değiştirdi. Ancak sahadaki görüntü değişmedi. Sahanın her yerinde her Galatasaraylının başında bir Alanyalı vardı. Güçlü rakiplerine hareket alanı bırakmadılar, kaptıkları toplarla ani hücumlar yaptılar.
Bunlardan birinde gecenin bahtsız adamı Marcao, Tayfur’u indirdi, penaltıyı gole çeviren Babacar, 48. dakikada maçı bitirdi aslında...
Son bölümde canhıraş şekilde yüklenen Galatasaray’ın gollük şutlarına da Alanya’nın Portekizli kalecisi Marafona (yenilerin iki golü dışında) set çekince, hüsran kaçınılmaz oldu.
 
Maçın adamı: Babacar
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.