Beni seviyorum

 

Aşkın en çirkin hâli, insanın kendisine âşık olmasıdır.

Narsisizm olarak adlandırılan bu durum aslında bir açık kapatma operasyonudur. Yani kendine âşık kişi, aslında kendisinden hiç memnun değildir. Beğenmediği yönlerinden duyduğu rahatsızlık arttıkça, kendisine olan sevginin dozunu artırır.

Doz aşımı yaşamaya başladığında da kendisini narsisizmin kucağında bulur.

İşin kötüsü, kendisine âşık olan kişi asla bunun farkına varamaz.

Farkına varmak için insanın nefsiyle tanışması gerekir. Bu tanışma gerçekleşmeden insanın kendini gerçekleştirmesi imkânsızdır.

Veya şöyle söyleyelim;

Kişi nefsini bilmezse, bu nice yaşamaktır!

 

 

1- Kendisini hep yüceltmek ister. Ama donanım ve yazılım olarak bünyesi yücelmeye uygun değilse, bu sefer çevresindekileri küçümseyerek kendini yükseltmeye çalışır.

2- Çok önemli olduğunu düşünür. Başarılarını abartır, yeteneklerini kabartır. En korktuğu şey “sıradan birisi” olarak algılanmaktır.

3- Özel ve eşi bulunmaz birisi olduğuna inandığı için eşini kolay bulamaz. Bir kalbe iki sevgi sığmayacağı için de kolay kolay âşık olamaz.

4- Hangi yönü en zayıfsa, hayata poz verirken en çok onu ön plana çıkarır.

5- Birisiyle yakın ilişki kurduğu anda gerçek benliğinin fark edilme ihtimalinden korkar ve hemen uzaklaşır. Bu yüzden dışarıdan sosyal gözükse bile iç dünyası oldukça tenhadır.  

6- Birisine bağımlı olmaktan ölesiye korkar. Bu korkusunu da “Kimseye gereğinden fazla önem vermeyeceksin!” türünden cümlelerle bastırmaya çalışır. 

7- İnsanlarla kurduğu ilişkilerde hep gizli bir gündem vardır. Samimiyet kurduğu kişilerden kendi egosunu besleyecek geribildirimler bekler. Eğer beklentisini karşılayamazsa, tek celsede samimiyeti sonlandırır.

8- Hep kendinden bahseder. Kendinden bahsetmeyi bırakınca da karşısındaki insana, “Eee, hep ben konuştum. Biraz da seni dinleyelim. Ne düşünüyorsun söylediklerimle ilgili?” diyerek konuyu yine kendisinde tutmayı başarır.

9- Her zaman beğenilmek ister. Beğenilmediğinde bunalıma girer, zıvanadan çıkar.

10- Yüksek rakımlı ilişkilerde çok dikkatliyken, deniz seviyesine indikçe hoyratlaşır. Üstüne aşırı saygı gösterirken, astına sopa gösterir. Menfaat beklediği insanları yüceltir. Bir hayrını görmeyeceğini düşündüklerine ise tepeden bakar. Mesela garsonlara veya hizmet sektöründe çalışanlara kötü davranır.

11- İnsanları değerlendirirken tartıya insani özellikleri değil, maddi durum, kariyer veya şöhret gibi özellikleri koyar. Bazen düzlükte nasıl güdüldüğünün farkında olmadan, dağdaki çobanın oyunu aşağılar.

12- Kendisiyle ilgili olumsuz cümle kurmakta zorlanmaz. Çünkü kalabalıkta kendisini yererken, asıl amacı ne kadar mütevazı olduğunu göstermektir. Mesela “Benden adam olmaz!” cümlesini çok rahat söyler. Ama birisi “Senden adam olmaz!” derse, bunu söyleyen adamın canına okur.

13- Yüz yüze iletişimde kaygı temelli bir saygıyla nezaketini korur. Ama sanal ortamda veya trafikte alabildiğine saldırgandır.

14- Empati kuramaz. Eğer birisi için üzülüyorsa, muhtemelen hayalinde kendisini o kişinin yerine koymuştur ve aslında bu kurgu içinde kendisine üzülüyordur.

15- Böyle bir yazıyı okurken (veya yazarken) her maddede aklına sevmediği bir kişi gelir ve “Aynı o!” diyerek gülümser. Yazının sonunda da “Çok şükür, bunların hiçbirisi bende yok” diye düşünerek hayatına devam eder.

Çok şükür :)