Bu düzene isyan ediyorum!

A -
A +
Son bir ay içinde yaşadıklarımızı şöyle bir gözden geçirelim. Teröristlerin siyasi uzantısı olan HDP, "Biz Atatürk'ün askerleriyiz" diyen CHP'liler tarafından Meclis'e sokuldu.  AK Parti'ye ve Erdoğan'a oy veren seçmen kitlesi, bazı sanatçı, gazeteci ve siyasetçiler tarafından ağır küfür ve hakaretlere maruz bırakıldı. Kudurmuş gibi oraya buraya saldıran azgın azınlık, bir kez daha halkın oylarıyla seçilen Erdoğan'a küfür ve hakaret yağdırdı. "Ben Atatürk'ü severim ama Peygamber'e de âşığım" diyen Mazhar Alanson'a kâğıda kaleme gelmez küfürler sıralandı. "Başkan yüzde 52 ile seçildi" diyerek sadece bir durum tespiti yapan sanatçı Bülent Ortaçgil'in sözleri, yakası açılmamış küfürlerle karşılık buldu. CHP'nin teröriste destek kontenjanından Meclis'e giren HDP'nin milletvekili Ahmet Şık, AK Parti'nin oylarının yüksek çıkmasını, Türk milletinin mayasının bozukluğuna bağladı. Bir yanda bunlar olurken, diğer yanda, 80 küsur yaşında bir hasta yakını, kollarına ters kelepçe takılarak ve biber gazı verilerek gözlerimizin önünde âdeta katledildi. Binlerce, on binlerce insan yere sigara izmariti attığı için, kırmızı ışıkta geçtiği için, hız limitini ihlal ettiği için ya da yasak alanda mangal yaktığı için çeşitli cezalara çarptırıldı. Ben bu düzene isyan ediyorum. Ülkemde paşalar gibi hayat sürmesine rağmen, ülkemin değerlerini aşağılayan sütü bozuklara ses edilmemesine isyan ediyorum. Gölgesinde yaşadığı bayrağa, üzerinde yaşadığı toprağa hakaret edenlere, hesap sormayan düzene isyan ediyorum. Dağ, taş, şehir, kasaba, köy demeden terörist kovalayan ve bu uğurda kırılıp şehit düşen güvenlik güçlerine canının istediği şekilde hakaret eden sütü bozuklara dokunmayan düzene isyan ediyorum.  İnsanların yaşam tarzını, giyim kuşamını, inancını alay konusu yapan faşistlerin görmezden gelinmesine isyan ediyorum. Nerede bir terörist varsa onu destekleyen, nerede bir hain varsa onu besleyen, nerede bir kanı bozuk varsa ona omuz veren kanı bozuklara göz yumanlara isyan ediyorum. Bunun adı "demokrasi" ise, ben bu demokrasiyi tanımıyorum. Bunun adı "düşünce özgürlüğü" ise, ben bu özgürlüğün olmaması gerektiğini savunuyorum.  Bana faşist mi diyecekler? Sadece belli bir kesime küfür ve hakareti serbest kılan demokrasiye isyan etmek faşistlikse, evet ben faşistim. İnancıma, değerlerime, tercihlerime, hayat tarzıma küfredenlere karşı durmak faşistlikse, ben faşistin önde gideniyim. Başına bastığında, kuyruğu ABD'de, İngiltere'de, İsrail'de, Ermenistan ve Yunanistan'da atan soysuzlara cephe almak faşistlikse, yaptığım faşistlikle gurur duyuyorum.  Ben, bu düzene isyan ediyorum. Meclis'te maaşını ödediğim cibilliyetsizlerin bana küfretmesine isyan ediyorum. Benim ve benim gibiler sayesinde sanatçı unvanı kazanan kansızların dönüp dolaşıp bana hakaret etmesine isyan ediyorum.  Meclis çatısı altında PKK'ya destek veren, itlaf edilen PKK'lıların leşlerini omuzlayan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni "Katil" diyerek aşağılamaya çalışan it soylarına dokunulmamasına isyan ediyorum.
Ve bunlara dokunmayan düzeni, sistemi, demokrasiyi milyon kere lanetliyorum...
 
             Helal sana Başkan!   Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Türkiye'den kaçmak isterken denizde boğulan FETÖ'cü hainlere "Cenaze nakil aracı" vermediği için birileri tarafından lince tabi tutuluyor. “Skandal! Belediye Başkanı denizde boğulan mültecilere cenaze nakil aracı vermedi” diyorlar bir de… Şerefsizliğe bakın hele!.. Ülkesine ihanet edenlerin, milletine darbe yapanların adı “Mülteci” olmuş. Başkan Alinur Aktaş’ı kınıyorlarmış! Ben ise kısaca, "Helal olsun Başkan" diyorum! 15 Temmuz gecesi "Yaralıların yardımına gelenleri vurun. Yaklaşan ambulansları kurşun yağmuruna tutun" diyenlere yapılacak en güzel muameleyi yaptığın için sana milyon kere helal olsun!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.