Çünkü bizim kimsemiz yoktu!..

A -
A +
“Yengeme oğlunun çorbamızı döktüğünü ve aç kaldığımızı söyledim. Öfkelendi...”     Hatıralarımı gazetemle paylaşmaya devam ediyorum... Ablamın yönlendirmesiyle vasimiz durumunda olan dayıma ekmek almak için para istemeye gittim. Dayım öfkelendi: “Daha dün verdim beş lira, ne yaptınız o parayı?” -Bilmiyorum dayı ablam gönderdi… -Hayır şimdi para mara yok. Geçinmeyi bileceksiniz. Hadi bakayım!  O yıllarda üç kardeş her sabah bazen yavan ekmek bazen de zeytin ekmek ile karnımızı doyuruyorduk. Dayılarımın evinde yemek hep pişerdi de bir tanesi de tutup bir tas çorba getirip ikram etmezdi... Hiç unutmam bir akşam ablam bize çorba getirmişti de bayram etmiştik sanki… Tam sofrada otururken dayımın oğlu geldi. Çorbayı görünce burun kıvırdı: -Bu çorba da yenir mi? Yemek mi diyorsunuz buna? O an yanı başımızda annemin Almanya’dan ablama getirdiği cüzdanı, tuttuğu gibi çorbanın içine fırlattı gitti. Sesimizi çıkartamadık bile. Hem yaşı bizden büyüktü. Hem onun anası babası vardı. Biz üç kardeş sadece ağlamaya yetti gücümüz. Çorbamız burnumuzdan gelmişti ama kime gidip de hâlimizi anlatacaktık? Yetimlerin yüzü ne zaman gülmüş ki bizim de yüzümüz gülsün? Ben de onları gidip dayıma şikâyet edecektim. İki gözü iki çeşme dayımın evine vardım. Kapıyı yengem açtı… Yengeme oğlunun çorbamızı döktüğünü, aç kaldığımızı söyledim. Güya oğlunu şikâyet etmiştim. Yengem öfkeyle elini havaya kaldırıp bağırdı: “Utanmaz bacaksız. Dayına fit verip oğlumu mu dövdüreceksin? Defol!” Dayım içeride olanları dinliyordu belki. Fakat tenezzül edip de gönlümü dahi almadı. Çünkü bizim kimsemiz yoktu. Boynumu büküp eve döndüm. O gece ablamla birlikte aç yattık… Günlerimiz hep böyle sefillik içinde geçiyordu... Bir Ramazan Bayramıydı… O zamana kadar doğru dürüst şeker yiyememiştik… Çocuk olur da şekere merak olmaz mı? Dayımın biri şekerciydi. Ama dayımın çocukları bizim yanımızda o boyalı şekerleri kıtır kıtır yerlerdi de bize bir defacık olsun şeker vermezlerdi. Belki abartıyor gibi gelecek ama bayram gününde dahi şeker görmedik dayımlardan… Bayram geldiği hâlde üç dayımın üç hanımından biri olsun gelip de evimizi silip süpürmeye yardım etmedi. Yani biz yetimleri kimse sevindirmiyor, kimse elimizden tutmuyordu... Birkaç sene sonraydı… Duyduk ki annemiz izne geliyormuş. Meğer çileli annem yemeyip içmeyip bize göre servet değerinde bir miktar para biriktirmiş. Biz üç çocuğuna bir ev alacakmış… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.