Demet’in Eda öğretmeni

A -
A +
"Demet’in gözü hep Eda öğretmeni aradı, fakat bir türlü bulamadı. Bir tek o ortada yoktu..”
 
Demet, okulunu ve Eda öğretmenini çok seviyordu. Yaz tatilinde özlemle, bir an evvel okulun açılmasını arzulamıştı. O’nun tebessüm eden yüzünü, tatlı sözlerini, samimiyetini, değer veren ve anlayan bakışlarını hatırlayıp içini çekti. Kalbi bir hoş atmıştı.
“Neyse okulların açılmasına az kaldı…” diyerek bahçedeki çiçekleri sulamaya devam etti. Öğretmeni çiçekleri çok severdi. En çok hoşuna giden kelimesi de kendilerine; “çiçeklerim” demesiydi. “Ne güzel” diye gülümsedi “ben bir çiçeğim…” duygusuyla gururlandı.
Yaz tatili bitmiş, okullar açılmıştı. Okul bahçesi cıvıl cıvıldı. Her öğrenci sevdiği, özlediği arkadaşını çabucak buldu. Hatırlar soruldu, merhabalar edildi, minicik dertleşmeler bile yapıldı.
Ardından tören başladı, konuşmalar yapıldı. Herkesin derslikleri belirlenmişti. Nedense Demetlerin öğretmeni ortalıkta yoktu. Demet’in gözü hep Eda öğretmeni aradı, fakat bir türlü bulamadı. “Nasıl olsa derse gelir” diye kendisine teselli verdi...
Törenden sonra ders zili çaldı. Herkes gibi Demet de heyecanla dersliğine yöneldi. Az sonra da kapı açılarak içeriye tanımadıkları birisi girdi. Kendisine hayretle bakan öğrencilere, “günaydın” diyerek oturmalarını söyledi. Sonra da kendisini tanıttı. Bütün sınıf susuz kalmış bir gül gibi boynunu bükerek âdeta sıralara yığıldı. Hayal kırıklığı, üzüntü birbirine karışmıştı...
Demet’in öğretmeni eş durumundan başka şehre atanmıştı. Yeni öğretmenleri “vekil öğretmen” olarak atandığını söyledi. “Vekil” sözcüğünü pek kavrayamadılar, fakat neticede öğretmendi...
İlk günkü hüzün ve şaşkınlık birkaç gün sonra azalmıştı. Öğrenciler yeni öğretmenlerine alışmaya çalışıyorlardı. Fakat birkaç ay geçmesine rağmen, Demet yeni öğretmeninden umduğu ilgiyi ve sevgiyi bir türlü göremiyordu. Demet’in gözünde ve gönlündeki öğretmen imajı daha farklıydı.
O, Eda öğretmeninde gördüğü ve edindiği; “adalet duygusunu, örnek olmayı, tutarlı davranmayı, karşılıksız sevmeyi, değer vermeyi, affetmeyi, yaşama sevincini, zarafeti, duyguyu, azmi, empatiyi…” şimdiki öğretmeninde görememişti. Bu güzellikleri özler olmuştu doğrusu. “Yanılıyor muyum?” diye birçok kere düşüncelerini test etti. Hatta bir ara öğretmeninden kuşkulandığı için üzüldü ve utandı. Peki, Eda öğretmen neredeydi? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.