Tek kollu şampiyon -2-

A -
A +
Hoca ilk derste çocuğa karate tekniklerini anlattıktan sonra rakibin sağ kolunu tutup üstten savurma oyununu öğretmişti. Tamam, bu hareket müthiş bir şeydi. Ama ertesi gün de aynı hareketi öğretiyordu. Daha ertesi gün de… Bir ara çocuk merakından “Hocam…” diyecek oldu. Hocası hemen sözünü kesti: -Sakın itiraz etmeye kalkma… -Hocam hep bu hareketi mi yapacağım ben? Başka hareket öğretmeyecek misiniz? -Gerekirse… Ama önce bu hareketi dünyada en hızlı yapan öğrenci sen olana kadar bu hareketi yapmaya devam edeceksin. Öğrenci çocuk başka çıkış yolu olmadığını anlayınca hocasının öğrettiği bu oyuna verdi kendini. Her gün defalarca aynı hareketi daha çabuk ve daha etkili yapmaya uğraştı. Egzersizler birbirini takip ettikçe kendi kendinin rekorlarını kırmaya devam ediyordu... En sonunda bu hareketi gözü kapalı ve saniyeler içinde yapma derecesine gelmişti. Ve bir gün hocası tek kollu öğrencisine müjdeyi verdi: -Haydi, müsabakalara katılmaya! -Ne? Ciddi misin? -Hem de hiç olmadığım kadar evlat… -Hocam daha ben bir hareket öğrendim ama… -Meraklanma. Şimdilik bu harekete göre bildiğini uygularsın. Böylece çocuk müsabakalara katıldı. O sadece hocasının öğrettiği bu hareketi yapacaktı. Çocuk ringe çıktığında çok heyecanlı olsa da birinci rakibini bir hamlede şaşkına çevirmiş, tuş etmişti. Diğerini de… Diğerini de… Öğrenci şaşkın olduğu gibi, yenilenler de şaşırıyordu bu işe… Derken bu minik öğrenci kendi sıkletinde şampiyonluk için çıktığı rakibini de yine aynı hareket ile hiç zorlanmadan mağlup etmişti. Şampiyonluk kürsüsüne çıkarken hocası kulağına eğildi: -Nasıl… Şampiyonluk güzel mi? -Ama hocam hâlâ bir şey anlamıyorum…  Bu nasıl oluyor böyle? Bilge hoca cevap verdi: -Yaptığın hareket karatenin en temel hareketlerinden biridir. Bu hareketin de bir tek tarşı savunması olur. O da rakibin sol kolunu tutmak… O da sende yok…              Taha Uğur-Ankara     ŞİİR                Yalnızız

Yalnızlarız kalabalık içinde,
Olsa kardeş, evlat, torun eşin de.
Bu dünyanın yalan olan düşünde,
Kimimiz var O'ndan gayrı, yalnızız.
Mehtaba yarendir parlak yıldızlar.
Rüzgârın kucağında, ak bulutlar.
Gün gelir karanlık güneşi tutar.
Kimimiz var O'ndan gayrı, yalnızız.
İmtihana geldi duramaz Âdem.
Yazar hatıratını çifte kalem.
Anlamaz meramını, dilsiz âlem.
Kimimiz var O'ndan gayrı, yalnızız.
"Dostum" diye sarılınan kucaklar.
"Nefsim" deyip dağılıp kaçacaklar.
Bekler bizi belki acı sıcaklar.
Kimimiz var O'ndan gayrı, yalnızız.
Anlamazlar yaran kanar derinden.
Günden güne gençlik uçar teninden.
Tutan yoktur, düşer isen elinden.
Kimimiz var O'ndan gayrı, yalnızız.
Beş vakitte huşûlu secdelerde.
Dilekçemiz arz olur yücelerde.
Gözler dolarken safi incilerle.
Kimimiz var O'ndan gayrı, yalnızız.
Beklersin bir hayır arda kalandan.
Ayrı iken evladından sılandan.
Kurtaracak O'dur  nârdan, yılandan.
Kimimiz var O'ndan gayrı, yalnızız.
                                  Zuhal Güzel
      UNUTULMAZ İSİMLER   OĞUZ HAN: Hun-Oğuz destanı kahramanıdır. Nûh aleyhisselâmın torunu olan Türk’ün neslinden Kara Han'ın oğludur. Allah’ın varlığına ve birliğine inanırdı. Üstün kahramanlık ve teşkilatçılık özelliklerine sâhipti. Gençliğinde, Oğuz boylarının canına ve malına zarar veren korkunç canavarı öldürerek meşhur oldu. Milattan önceki bin yıl içinde, Asya ve Avrupa kıtalarındaki devletleri yönetimi altına aldı. Azerbaycan, Kafkasya, Anadolu, Irak, Suriye’ye sefer edip, Şam’a kadar geldi. Oğuz Han'ın bu seferinden pek çok coğrafî millet ve boy adı zamanımıza kadar gelebilmiştir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.