MGK'nın 2004'teki ‘Cemaat' kararının anlamı -2-

A -
A +
Dünkü yazımda da belirttiğim gibi, hükümet üyelerinin kerhen imzaladığı 2004 MGK kararından, "AK Parti daha 2004'te Cemaat'i bitirme adımlarını atmış" sonucunu çıkarmak, anakronizmden başka bir şey değil. (İmzaların "kerhen" niteliği, o dönemde AK Parti'yle Cemaat arasında hiçbir çelişkinin bulunmadığı anlamına gelmez.)
Yine belirtmiştim ki: Böyle bir sonuç üretebilmek için, 2004'ü izleyen yıllarda, bu tavsiye kararının gereğinin hükümetçe yerine getirildiğinin gösterilmesi gerekir.
Yazımın yayımlandığı gün, Taraf gazetesinin sürmanşetinde, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in imzasını taşıyan 28 Ekim 2004 tarihli bir talimat yazısı, "MGK kararının uygulamaya konduğunun belgesi" sunumuyla yayımlandı.
Talimatta, Ömer Dinçer, "İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi" çerçevesinde çalışılmasını ve sonuçlarının raporlar hâlinde bildirilmesini istiyordu.
Ne var ki bu, ondan önce de (mesela 2003 boyunca) benzerleri olan, askeri vesayet ve darbe tehdidi zorlamalarıyla yayımlanmış genel "irtica" talimatlarından başka bir şey değildi.
Haber, 28 Şubat döneminde "irticayı takip" amacıyla oluşturulan (ki 2004'te başkanlığını Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer yürütüyordu) Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu'na (BUTKK) gelen raporlarla devam ediyor. Ve okur böylece AK Parti'nin o dönemde yalnız Gülen Cemaati'nin değil, "irticai unsur"ların tamamının çanına ot tıkamak için nasıl büyük bir mücadele içine girdiğini anlıyor(!).
İnanması çok zor ama öyle: Gazete, iktidarın Gülen Cemaati'ne karşı 2004'te harekete geçtiğini "kanıtlamak" için, dönemin malum koşulları nedeniyle lağvedemediği bir kurumun marifetlerini, iktidarın gönüllü faaliyetleri olarak değerlendirmemizi istiyor bizden...
Taraf'ın haberinin başka bir sorunlu yanı da şu: Gazete, "irticayı takip" hikâyesini, BUTKK Başkanı Ömer Dinçer'in MGK kararından iki ay sonraki bir "talimat" yazısıyla başlatıyor ve böylece bu takibin ilk kez 25 Ağustos 2005 tarihli MGK kararından sonra başladığını imâ ediyor.
Böyle bir şeye inanabilir miyiz? "İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi" çerçevesinde 2003 boyunca ve 2004'ün ilk yarısında, BUTKK'dan sâdır olmuş nice "talimat yazıları" olduğunu bilmiyor muyuz? 
(Her şey bir yana, Taraf'ın yayımladığı Ömer Dinçer imzalı belgenin "ilgi"sinin tarihi bile çok şey söylüyor: "27 Haziran 2000 tarihli ve ... sayılı yazınız...")

***

Malum MGK kararında da "görevli" ilan edilen BUTKK, 28 Şubat'çıların peydahladığı, yasal dayanağı olmayan bir kurumdu. Buna rağmen AK Parti iktidarının ilk yıllarında "dokunulamaz" olarak kaldı.
2004'ün "irtica odağı" AK Parti'nin "irticaya karşı" verdiği traji-komik mücadeleyi, bu kurumun varlığından daha iyi hiçbir şey anlatamaz.
Gelin şimdi birlikte 2003 Nisan'ında Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun bir toplantısını izleyelim... Konu, BUTKK'dır. Başta AK Partili üyeler olmak üzere, komisyonun bütün üyeleri "yasal hiçbir dayanağı olmayan" bu kurulun lağvedilmesini istemektedirler.
Eleştirileri dinledikten sonra BUTKK'nın ne kadar "yasal" ve önemli bir kurum olduğunu savunmak kime düşmüştür dersiniz: Tabii ki BUTKK'nın Başkanı ve Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e...
2003-2004 koşulları herkesi işte böyle "samimiyetsiz" davranmaya itiyordu.
2004 kararının altındaki imzalar da "samimiyetsiz"di tabii... Fakat bu, o imzaların etik eleştiriye açık olmadığı anlamına gelmez.
Devam edeceğim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.