"HEP BİR ARAP ÖLDÜRMEYİ HAYAL ETTİM"

A -
A +

Cumartesi günü, güzel bir gün...
Annem kahve içer
Biz Yarkon nehrine gidip suya açılırız
Veya sokağın başından sonuna yürürüz...
Böyle başlıyor şarkının sözleri. Sonra kamera, şarkıdaki çocuklara dönüyor. Kızlı erkekli, 5-13 yaşları arasında çocuklar. Hepsi güler yüzlü ve sevimliler.
Çocukların bir kısmı tankların üzerinde, diğerleri de havan toplarının, askerî cihazların etrafında geziyor. Görevli askerlerse, çocuklara nasıl ateş edebileceklerini ve savaş tekniklerini gösteriyor.
Muhabir, elinde mikrofon çocukların arasında dolaşıyor ve çeşitli sualler yöneltiyor onlara.
Önce 10 yaşlarında bir erkek çocuk. Başında beyaz bir şapka var.
-Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
-Hava kuvvetlerine katılmak ve gökyüzüne füzeleri ateşlemek istiyorum.
Mikrofon, tankın üzerinde oturan daha küçük yaşlarda bir erkek çocuğa uzanıyor.
-Sen tankın içine de girdin, orada neleri hayal ettin?
-İnsanları öldürmeyi hayal ediyordum.
-Kimlerdi onlar?
-Araplar. Ölü bir Arap hayal ettim. Bu beni çok mutlu etti.
Bu kez bir kız çocuğu. Kıvırcık, uzun saçlı ve çok sempatik. Yaklaşık 12 yaşlarında.
-Sen ileride ne olmayı düşünüyorsun?
-Sanırım muharebe savaşçısı olacağım.
-Sen de tankın içine girdin, duyguların ne?
-Araplar beni öldürmek istiyordu. Tankın içinden onlara ateş ettim.
-Hepsini öldürdün mü?
-Evet.
-Neler hissettin?
-Mutlu oldum.
Tişörtlü küçük bir erkek çocukta söz bu defa.
-Askerliğini nerede yapmak istersin?
-Lübnan'da.
-Ama artık onlarla savaşmıyoruz, biliyorsun geri verdik topraklarını.
-Evet ama tekrar gireceğiz.
-Hangi silah sence daha fazla insan öldürür?
-Merkava 4 tankı. Bu tank dünyanın en iyilerinden. Bizim üretimimiz.
-Ne kadar insan öldürmeyi hayal ettin?
-85
Bir başka erkek çocuk.
-Sen askerliğini nerede yapmak istersin?
-Gazze'de.
-Gazze'nin daracık sokaklarında savaşmaktan korkmayacak mısın?
-Hayır korkmam, arkadaşlarım bana yardım eder eğer ateş açarlarsa.
Tahmin ettiğiniz gibi görüntüler İsrail'den. Burası zırhlı müfreze birliğindeki askerî müze. Bir İsrail televizyonu bu röportajı yapmış ve insanlığa büyük bir hizmette bulunmuş.
Aslında 2011 yılına ait bir çekim. Ama çocuklarını nasıl paranoyak ve savaşçı bir ruhla, Arapları öldürmeye endeksli olarak yetiştirdiklerini hatırlamak için ideal zaman.
Sonra biz de şaşırıyoruz, nasıl oluyor da İsrail ordusu çocukların kaldığı Birleşmiş Milletler gözetimindeki okula füze atıp onlarca çocuğa kıyabiliyor diye...
Nasıl olup da tişörtlerinin arkasına hamile Arap kadınları koyup 12'den hedef gösterdiklerine, o milletvekili kadının "Bunların annelerini de öldüreceksiniz ki daha doğurmasınlar" diyebildiğine...
İsrail'in neden sivilleri gözünü kırpmadan katlettiğine, dünyanın en büyük vahşetlerinden birini; Yahudi soykırımını yaşamış bir halkın evlatlarının nasıl bu denli acımasız olduğuna...
Evet, mağdurlar, aradan 70 yıl geçtikten sonra cellâtlarına dönüştü.
Ama bir şeye şaşırmakta herkes çok haklı.
Dün "İslam coğrafyasında akan kanın en büyük sorumlusu Erdoğan ve Davutoğlu ikilisidir" diyen utanmazlığın, rezilliğin nasıl olup da bir siyasi partinin lideri olabildiğine.
Bu insani sefaleti tarihin ne şekilde yazacağını ise hiç ama hiç merak etmiyorum, çünkü çöpe gidecek.
Sizlere ne yazık ki "İyi bayramlar" bile diyemiyorum bu yüzden.
.....
(*) Yukarıdaki röportajı izlemeniz için: http://www.kafkasakademi.com/videolar/israilli-cocuklar-oldurmek-icin-yetistiriliyor-640.html

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.