Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Ankara'da sır 33 gün

Düzenleyen: / Kaynak: Yeni Şafak
Ankara'da sır 33 gün

GÜNDEM Haberleri  / Yeni Şafak

Ankara’daki kanlı terör saldırısının ardından tutuklanan Viranşehir Belediye Başkanı HDP’li Emrullah Cin’in kardeşi V. Cin’in, 33 gün boyunca Ankara’da kaldığı ortaya çıktı. Saldırının kilit ismi Vahit A. ile birlikte harekete eden Cin'in, menfur olaydan bir gün önce başkentten ayrıldığı belirlendi.

Ankara Kızılay Meydanı'nda 35 kişinin hayatını kaybetiği bombalı saldırının ardından tutuklanan Viranşehir Belediye Başkanı HDP'li Emrullah Cin'in kardeşi V. Cin'in, 33 gün boyunca Ankara'da kaldığı ortaya çıktı. Alçak saldırıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 5 kişi tutuklanırken, 4 şüpheliye ise adli kontrol getirildi. Şüphelilerin ifadesine ulaşıldı. HDP'li Emrullah Cin'in kardeşi V. Cin, saldırının kilit ismi Vahit A. ile akraba olduğunu söyledi. Olaydan önce Vahit ile birlikte Irak'ın Dohuk şehrine gittikleri kaydeden V. Cin, şunları söyledi:
 
KURS İÇİN GELMİŞ
“Profesyonel fotoğrafçı olduğum için fotoğraf çekecektim. Vahit de Yargıtay'da bulunan bir dosyası nedeniyle kaçıp oraya yerleşmek niyetindeydi. Ancak ertesi gün döndüm. Sosyoloji Bölümü mezunu olduğum için özel okul ve rehabilitasyon okullarında öğretmenlik yapabilmek amacıyla MEB'in Beşevler Kampüsü'ndeki kursu için 7 Şubat 2016 günü Ankara'ya geldim. 33 gün boyunca burada kaldım. Bu esnada Vahit A. ile herhangi bir görüşmem olmadı. 11 Mart günü kurs bitti. Ben 12 Mart günü uçakla Diyarbakır'a gittim. Seher Çağla Demir ve Özgür Ünsal'ı tanımam. Vahit'in PKK ile bir bağlantısı olup olmadığını da bilmem.”
 
TERÖRİSTLE URFA TURU
Saldırının kilit ismi Vahit A.'nın kardeşi Uğur A., savunmasında canlı bomba Seher Çağla Demir'i “Avşin” olarak tanıdığını öne sürdü. Uğur A, “Vahit A., 'Avşin' olarak tanıdığım ancak sonradan adının Seher Çağla Demir olduğunu öğrendiğim kişiyle birlikte evime geldiler, bir gece kaldılar. Bana Avşin'i arkadaşı olarak tanıtmıştı. Biz Avşin'e gündüz Urfa'yı gezdirdik. İşlek cadde ve alışveriş merkezlerine götürdük, tüm tarihi yerleri dolaştık sonra tekrar eve geldik. Vahit ile birlikte ayrıldılar. Sonrasında nereye gittiklerini bilmiyorum. Patlama olduktan sonra ben akrabalarımı aradım ancak bir tek abim Vahit'e ulaşamadım. Abim Vahit'in PKK bağlantısı olduğunu bilmem. Bize geldiğinde Seher'in canlı bomba olduğundan da haberdar değildim” diye konuştu.
 
KİTAPLA KAPATMIŞ
Şüphelilerden İbrahim Halil D. ise savunmasında, bombayı Ankara'ya getiren Mehmet Veysi ile çocukluk arkadaşı olduğunu kaydetti. İbrahim Halil D., şunları söyledi: “Mehmet Veysi bana dayısının oğlu olan Vahit A.'nın 57 sene hapis cezası aldığını, ona silah götürmek konusunda söz verdiğini bu konuda kendisine yardımcı olmamı istedi. Ben de istemeye istemeye kabul ettim. Silahları yoğurt kovasının içine koymuştu. Birinde kırmızı biber, diğerinde ise sulu salça olduğunu söyledi. Ben bu kovaları açıp içine bakmadım. Daha sonra öğrenci zannedilsin diye çantanın üzerini YGS kitabı ve kıyafetle kapattım. Ben yol boyunca bu işten vazgeçmesini, başının belaya gireceğini söyledim. Patlamanın Veysi'nin götürdüğü silahlarla ilgisi olduğunu düşünmedim. Çünkü götürülen eşyaların tabanca olduğunu düşünüyordum.”
 
KOVALARI BİRLİKTE GÖMDÜK
Mahkemede ifadesi alınan şüphelilerden Mehmet Veysi D. de Vahit A'nın akrabası olduğunu anlatarak “25 Şubat günü adını 'Burcu' olarak söylediği ancak sonradan canlı bomba olduğunu öğrendiğim Seher Çağla Demir ile birlikte yanıma geldi. Kendisinin Ankara'ya döneceğini Burcu'nun birkaç gün yanımda kalmasını istedi. Ben de kabul ettim. 28 Şubat günü bir bilet alarak kızı Ankara'ya gönderdim. Başka isimle bilet alma ya da hangi firmadan alınacağına dair bütün talimatları Vahit'ten aldım. Böyle yapmazsam başımın belaya gireceği tehdidini savurdu” dedi.
 
KORKTUĞUM İÇİN BAKAMADIM
Vahit A.'nın verdiği çanta içerisindeki yoğurt kovalarını DSİ kanalının yanına birlikte gömdüklerini öne süren Mehmet Veysi D., “Bir de işaret koydu, bana söylediğinde buradan alıp getirmemi tembih etti. Ben bu sırada durumdan şüphelendim. Çantanın içine bakmak istedim. Ancak korktuğumdan bir şey yapamadım. Daha sonra Vahit'n araması üzerine çantayı yerinden çıkardım. 11 Mart sabahı sıralarında Ankara'ya geldim. Saat 09.00 gibi onlardan ayrıldım. 11'de de Urfa otobüsüne binip geri döndüm” ifadelerini kullandı. (Yeni Şafak)

Düzenleyen:  - GÜNDEM
Kaynak: Yeni Şafak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...